English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Evet

Evet translate Portuguese

751,611 parallel translation
Evet, duydum.
Sim, ouvi dizer.
Evet, o.
Sim, é essa mesmo.
Evet, evet, kesinlikle üstesinden geliyoruz.
Sim, sim, completamente.
- Evet.
Sim.
- Evet. Önemli bir kanıt.
Sim.
- Evet, bu davada çalışmıştınız.
- Trabalhou no caso, sim.
Evet, intihar etmesi için teşvik ediyordu.
- Encorajava-a a... tirar a própria vida, sim.
Evet, bebeğim!
Sim, querido!
Evet, yani. Düzelir.
Quero dizer... sim, vai ficar bem.
Evet, "Ye, Dua Et, Sev" bu aralar iyi iş yapıyor.
"Comer, Rezar, Amar" é um negócio hoje em dia.
Evet.
Sim.
Evet, ustaları taklit etmek istedi.
- Sim. Ela queria emular os mestres.
- Evet. Evet.
Sim.
- Evet ama ganimet olarak saklıyordu.
- Sim, mas como troféus.
Sanırım evet.
Acho que sim.
Evet, 1954'de başkentte yapılacak toplantıyla ilgili bir şeyler söyledi.
- Sim. Mencionou uma reunião em Washington, em 1954.
- Evet, nasıl yardımcı olabilirim?
- Em que podemos ajudar?
Evet.
Imoral?
Evet, çünkü benim için endişelenmekten daha önemli işleri var.
Ele tem mais com o que se preocupar.
Evet ben de deli fişek birine ihtiyacım olursa sana mesaj atmayı düşünmüştüm.
Pensei em mandar-te mensagem quando precisar de alguém imprudente.
Evet kız kardeşim vardı.
Sim, eu tenho uma irmã.
Evet öyle biri var.
- Sim, esta pessoa existe.
Evet, hiçbiri gerçekleşmedi.
Nunca são verdade.
Evet ama sonra bazılarımız değişimin kokuşmuş bir şey olduğunu anladı.
Sim, mas depois alguns de nós perceberam que a mudança era uma treta.
Evet, nihayet yapılıyor.
Finalmente é real.
Evet inek, şunu bir netleştirelim.
OK, cromo, vamos esclarecer uma coisa.
Kenar mahalle yüzsüzü. Ama evet.
Chamamos-lhe Provocador da Lixeira, mas sim.
Evet, dersimiz bitti.
Bem, é tudo, turma.
Evet, bu Haiti yılandişinin soyu tükenmek üzere.
Bem, o Hispaniolan solenodon está em risco de extinção.
- Evet.
- Pois.
Evet, kesinlikle öylesin.
Nota-se.
Evet.
Pois.
Sam'in otizminden utandığın ve işte hiç söz etmediğin için mi? Evet.
Por o autismo do Sam te envergonhar e não o mencionares no trabalho?
Bu durumda belki, evet demektir.
Neste caso, significa "sim".
Belki dediğinde evet mi demek istedin?
O "talvez" queria dizer "sim"?
Evet Sam.
Sim, Sam.
Evet, söylemiştin.
Pois disseste.
Evet April.
Sim, April.
Bu harika olur, evet.
Isso seria maravilhoso.
Evet.
Por isso...
Evet diyenler?
A favor?
- Evet, lütfen.
- Sim, por favor.
Evet. Biliyorum.
Sim, eu sei.
Evet, ben de bu işte çok iyiydim.
Sim, eu era muito bom nisso.
- Evet, kesinlikle uygun.
Sim, pode ser.
- Evet, başaracak.
- Vai, sim!
Evet, burada olan şey de beyin hasarı belirtisi zaten.
É o que está a acontecer aqui. Indicações de danos cerebrais.
Evet.
Está bem...
- Evet.
- Sim.
- Evet.
Sim, senhor.
- Evet.
- Temos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]