English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir göz atın

Bir göz atın translate Portuguese

349 parallel translation
Kendiniz bir göz atın.
Veja por si próprio.
Eğlenin ve başka hayvanlara bir göz atın
Aos hipopótamos E aos outros mamíferos
Yaa, ona son bir göz atın.
Bem, vejam-na pela última vez.
Bay Keefer, Donanma talimatlarının 186. maddesine bir göz atın.
Mr. Keefer, devia ver o Artigo 186 do regulamento naval.
Kanyona bir göz atın.
Vai verificar aquele Canyon.
Fıçıların arkasına da bir göz atın!
E dá uma vista de olhos atrás dos barris!
Bir göz atın.
Dá uma olhada.
Pencereden bir göz atın.
Dá uma olhada pela janela.
CENAZE LEVAZIMATÇISl... söylersem yalan olur... satılık bir çocuk... gelin, bir göz atın... bunun kadar güzel satılık bir çocuk gördünüz mü?
CANGALHEIRO isso seria mentira Vendo um rapaz venham cá ver já viram rapaz mais bonito... para vender?
Bir göz atın, 170 $ ve iki altın saat.
Olhe aqui! Eu tenho aqui, US $ 170 dólares e dois relógios de ouro!
- Buna bir göz atın.
- Ouça... - Repare nisto.
Elbise ve gömleklere bir göz atın. pantolon, çorap, ayakkabı...
Veja uns fatos, umas camisas, calças, meias, sapatos...
Gelin ve sisteme bir göz atın.
Entre e venha aqui ver o sistema.
Bir göz atın, Albert.
Olhe Albert.
Bir göz atın.
Dê uma olhada.
Şu önerilere bir göz atın Bakanım.
Dê uma vista de olhos a estas propostas, Sr. Ministro.
Yazdıklarıma bir göz atın.
Olhe isto quando puder.
Şimdi bu yasal evraklara bir göz atın.
Agora, leia estes documentos legais.
Oraya bir göz atın ve neler döndüğünü bana bildirin.
Examinem o local, digam-me o que está a ocorrer.
Şunlara bir göz atın.
Só dê uma olhada nisso.
Gökyüzünün bize neler söylediğine bir göz atın.
Veja o que o satélite tem a dizer.
Bu rakip ürünlere bir göz atın. Bir katalog vardı.
Vejamos os produtos da concorrência no catálogo.
Bay Ness, buna bir göz atın.
Sr. Ness, veja isso.
Bunun bir şey olduğunu mu sanıyorsunuz? Şuna bir göz atın.
Julgam que aquilo é muito, olhem para isto.
İçine bir göz atın.
Vejam por dentro.
Şunlara bir göz atın şimdi.
Agora, dê uma olhada. Dê uma olhada neste.
Haydi, menüyü açın... Bir göz atın ve sonra...
Consulta o cardápio Escolhe como um sábio
Bir ara gelip bir göz atın.
Venha experimentar quando quiser.
Aldığımız sperm örneğine bir göz atın.
Veja bem esta amostra de esperma do exame físico.
Bir göz atın.
Veja.
Lütfen şu kayıtlara bir göz atın.
Senhor. Asseguro que não se arrependerá.
Spektral taramaya bir göz atın.
Veja o scan espetral.
Bay Jenkins, merdivenlerin dibinde. Bay Toomy'ye bir göz atın. - Haydi, Albert.
Sr. Jenkins, fique atento para o Sr.Toomey. Vamos.
Sizi ilgilendirirse, bir göz atın
Se vos interessar, dêem uma vista de olhos.
Lütfen şuna bir göz atın Bay Steele.
Por favor, analise isto, Sr. Steele.
Beyler... Bunlar, Miami'de saha görevindeki ajandan gelen raporlar. - Bir göz atın.
Tomem o relatório sobre a Equipa Avançada do agente de campo em Miami.
Şunu güzelce bir göz at. Önyargı olmasın lütfen.
Talvez possa dar uma olhadela... e sem preconceitos, por favor.
Binmek için bir atın var, birine daha göz koyarsan ona da binemezsin.
Esse não o deves montar.
Bir sonraki şovların ön gösterimine bir göz at.
Vê as próximas atrações.
Alın bir göz atın.
- Veja!
Arabaya bir göz at, ne kullanacağını bil.
Dá uma vista de olhos para saber o que vais conduzir.
Al bakalım, bir göz atıp üzerinde tartışın. Sorunuz olursa ben buralarda olacağım. Al bakalım.
Dêem uma vista de olhos discutam entre vocês, e se tiverem quaisquer perguntas, estarei aqui para responder-lhes.
Bir göz atıp en kısa sürede beni arayın.
Telefonem-me, logo que possam.
Lütfen bir göz atın.
Nós íamos já descê-lo.
O kartalın bana şöyle bir göz atıp başka bir yere uçmaya karar vermesi mümkün olduğunu biliyordum.
Sabia que era possível que a águia olhasse para mim e decidisse voar para outro lado qualquer.
Dostlarımızın dışarıda neler yaptığına bir göz atıp, geliyorum.
Vai vendo o que os nossos amigos lá fora estão a fazer... que eu já aí vou ter acima.
Adını nereden bildin? Kocanın mektuplarına bir göz atıyordum da.
Eu li algumas cartas do teu marido...
Göz ucuyla... çalılarda bir ışığın parladığını gördüm. Ve o son atış... kafasını deldi geçti.
Pelo canto do olho, vi um relâmpago na direcção da sebe, e aquele último tiro... esmigalhou-lhe a cabeça.
Şişeye yumulup saçmalamaya başlamadan önce kızın karnesine bir göz at.
Antes de te embebedares, vê o relatório da escola.
Şu bıçağın ağzına bir göz at.
Olha para a ponta desta faca.
Times'ın ilk sayfasına bir göz at.
Veja na primeira página do "Times".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]