English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bir gemi

Bir gemi translate Portuguese

3,214 parallel translation
Ama balinalar, bir gemi için intikam besliyorlar.
Mas, com um barco, as baleias tiveram sua vingança.
Papua Yeni Gine bandıralı bir gemi, onların karasularında avlanıyor.
Com bandeira de Papua, da Nova Guiné, pesca em suas águas territoriais.
Gerçek bir gemi!
Uma nave verdadeira!
Bu sanat işi bir gemi.
É o navio de um artesão.
Bir gemi gezintisine ne dersiniz?
Que acha de um cruzeiro?
Çoğu resif kendisine yardımcı olacak bir gemi enkazı olmadan büyür. Ancak zamanla bunun kadar büyük olabilirler.
A maioria dos recifes cresce sem a ajuda inicial de destroços, mas com o passar do tempo podem criar algo tão grandioso como isto :
Batık bir gemi, mercanların büyümesi için ideal bir mekân olacak.
Um navio afundado pode ser o local ideal para o crescimento de corais.
Bir ara hep beraber bir gemi yolculuğuna falan çıkalım.
Devíamos fazer um cruzeiro ou algo assim.
Bahçede bir gemi var!
Há uma nave no nosso...
O sıkı bir gemi gibi koşardı.
Era muito ordenado.
Romulanların tek, devasa bir gemi ile saldırdıkları bildirildi.
Informaram que os Romulanos teriam só uma nave enorme.
Kaptan, başka bir gemi daha tespit edildi.
Capitão, captamos outra nave!
Tüm yapman gereken, günde 3 öğün yemek yağdırmak. 30 günlük tahmin edilebilir bir zaman dilimi boyunca adanın büyük açılışını devam ettirip görülmesi şart bir gemi gezisi yapacağız.
Só tens de fazer chover comida nas três refeições do dia, todos os dias no futuro próximo e em 30 dias faremos uma grande reabertura da ilha como um ponto de paragem obrigatório para barcos de cruzeiro.
Yarın gece, Murmansk'tan kalkan bir gemi limandaki ön alana yanaşacak.
Amanhã à noite, um navio de Murmansk vai chegar à doca da frente.
Demek bir gemi de çalışıyorsun?
Então trabalhas num navio, hein?
William sizin bir gemi kaptanı olduğunuzu söyledi.
O William disse-nos que foi capitão de um navio.
Sanırım muhafızları geçince çocuklarımla dolu bir gemi var.
Assumo que haja uma nave cheia de filhos meus para lá dos guardas.
Elbette bunu yaptığınızda işte o an, bu gemi karma bir gemi haline gelecek.
Claro que quando fizer isso, nesse mesmo momento, esta nave passará a ser uma mistura de raças.
Bir gemi yükü duygu zırvası!
um amontoado de sensibilidades de merda!
Limanda bir gemi bulduk, yola çıkıyorlardı.
Encontrámos um barco a sair do porto.
Saat 8 : 00'de Şangay'dan ayrılan bir gemi var.
Há um navio que sai às 8h00.
- Bir gemi yapacağız!
- Nós vamos construir um barco!
Bir keresinde bir gemi kayalara çarpmıştı ve birçok muz denize düşmüştü.
Uma vez um navio do norte embateu nuns rochedos e deixou cair um monte de bananas.
Hayır, askeri bir kanal. Tanımlanamayan bir gemi yaklaşıyor.
Não, é um canal militar e uma nave desconhecida está a aproximar-se.
Gezegeninize doğru, bomba yüklü... bir gemi gönderdik.
Nós mandamos uma nave para o teu planeta com o tanque cheio de "filmpejlo"
M sınıfı bir gemi.
É uma fragata estelar classe-M.
Yaklaşık bir gün kadar sonra, bu gemi bir yıldızın içine uçaçak.
Em pouco mais de um dia, esta nave irá colidir com uma estrela.
Evet, gemi bunu otomatik olarak yapmaya programlı. ... ve yapmaya çalışıyor ama bir şekilde sistemi kilitliyor.
A nave foi programada para isso, por alguma razão não o esta a fazer
- Basit bir kısa devre olamaz. Tüm gemi bunu önlemek için polimerle kaplandı.
Não pode ser uma avaria, esta Nave foi concebida para não as ter
Uçan bir ada-gemi mi yani?
Um navio-ilha flutuante?
iniş tesislerinin olmamasından dolayı gemi doğaçlama yaptı ve bir şekilde bizlere güzel bir alternatif inşa ettirdi.
E de algum modo, fez com que construíssemos uma.
Gemi steril bir laboratuarda yapıldı.
A nave foi construída em uma sala estéril.
Bir tür gemi kazasında öldüğünü söylemişler.
Disseram que tinhas morrido num acidente de barco.
Evet, bu özel gemi bir süre sular altında kaldı.
Pois, esta embarcação esteve submersa muito tempo.
- Bir gemi daha mı varmış?
Há outro barco?
- Mai Lin'in ailesini taşıyan gemi hakkında bir haber var mı?
E o navio transportando a família da Mai Lin? - Alguma coisa?
Bu çürüyen gemi iskeletinde sağlam bir yer elde etmek için uğraşan neredeyse 500 farklı tür var.
Podem viver aqui perto de 500 espécies, cada uma delas a lutar pelo seu lugar no casco enferrujado.
Denetleyicilere bu gemiyi zamanında hazır etmek çok zor bir iş. Ve onlar harika bir iş çıkarıyor, biz de gemi batmaya başladığında su içeri dolsun diye yarıkları ayarlıyoruz.
Ter o barco pronto para a inspecção é uma tarefa enorme, e estamos a fazer um bom trabalho, agora estamos a cortar painéis para deixar a água entrar quando se afundar.
Yaşanan olaylar sebebiyle TSA gemi ve mürettebatın güvenliğini sağlamak için her uçuşa bir güvenlik subayının eşlik etmesi emrini verdi.
"Por causa dos últimos acontecimentos, a TSA ordena"... "que para garantir a segurança da nave e da tripulação". "cada voo será acompanhado por um oficial de segurança".
Gemi bir kez boşaltıldı mı, Rhea'da olacağız!
Quando a nave estiver descarregada, estaremos em Rhea!
Bir yönden şato, bir yönden kale, bir yönden dağ ve bir yönden gemi olacak.
Vai ser parte castelo, parte forte, parte montanha e parte navio.
Tommy'nin yolculuğu, gemi hareket etmeden bir hafta önce bıçaklı bir herifin cebindeki üç kuruşa göz dikmesi yüzünden sona erdi.
Então, uma semana antes de o Tommy partir, um tipo armado terminou-lhe a viagem pela massa que ele tinha na carteira.
- Evet. Bir Klingon filosu yok edilmiş. Kırk yedi gemi.
Haviam destruído uma armada Klingon de 47 naves.
Bu korkunç ve gelişmiş silah sistemlerine sahip olan gemi bir daha ne görüldü ne de ondan haber alınabildi.
Aquela nave tinha armas incrivelmente avançadas... que nunca mais foram vistas.
O gemi, güzel bir bayan gibi.
Ela é uma beleza de nave.
- 12 gemi çağrılarımıza cevap vermiyor. - Kanunsuz bir şey yapmıyorlar.
- Não estão a fazer nada de ilegal.
Bu gemi acil tıbbi sevkiyat için ayrılmıştır, dandik bir VIP'yi taşımak için değil.
Esta nave está de prevenção para qualquer transporte médico de urgência, não é um veículo V.I.P disfarçado.
Gemi boyunca aşağı yukarı bir düzine kadar.
Há uns doze sítios críticos, ao longo da nave.
Bu gemi bizi hiç hayal kırıklığına uğratmadı bu yüzden de onu şık bir şekilde uğurlayacağız.
Esta nave nunca nos deixou ficar mal, então vamos desactivá-la com estilo.
Gemi inşaası gibi yüksek sermaye giderleri için zor bir kredi piyasasındaki artan yabancı rekabetle yüzleştiğimizi öngörüyorum.
Estou a sugerir que enfrentamos uma maior competição estrangeira num mercado de crédito difícil para expansões de grandes capitais...
Bu bir gemi.
É um navio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]