Bir gece translate Portuguese
23,502 parallel translation
Başka bir gece çıksak iyi olacak.
Só que é melhor deixarmos para outra noite, está bem?
Sadece bir gece.
É só uma noite.
İçeride bir hafta dayanamazsın. Bir gece bile dayanamayabilirsin.
Não duras uma semana, na prisão, e talvez não dures uma noite aqui.
Ben federalim, ama bir sonraki olmayacak, ve eğer ona her şeyi bilmişlik taslarsan, dediğim gibi bir gece dayanamazsın.
Sou marshal, sim. Mas o próximo não será. E, se tiveres essa atitude de sabichão, como eu disse, não passarás da primeira noite.
Böyle soğuk bir gece onca yolu gelmek zorunda kaldığınız için üzgünüm.
Peço desculpa por tê-lo obrigado a vir até cá numa noite tão fria.
Bir gece Howard ve ben büyük bir kavga ettik.
Naquela noite, o Howard e eu tivemos uma grande discussão.
Eve geç geldiğim bir gece... Karım evde tek başınayken...
Uma noite, ainda eu não tinha chegado, a minha mulher estava sozinha.
Oyundan sonra bir gece dışardaydık ve ben birden onunla ilgili kontrolu kaybettim, onun bir kaltak olduğunu ve birinin onu hizaya sokması gerektiğini söyledim.
Saímos depois de um jogo, numa noite e eu... Acho que me passei com ele, sabes, sobre como ele era um vagabundo e que precisava de um correctivo, mas, nunca disse para eles baterem em ninguém.
Garip bir gece olacak değil mi beyler?
Vai ser uma bela noite, certo?
Uzun bir gece olacak.
Vai ser uma noite muito comprida.
Ayaz bir gece, soğuk bir bira
Uma noite fria, uma cerveja gelada
Zor bir gece miydi?
Foi uma noite complicada, não foi?
Zor bir gece.
É uma noite difícil.
Tartaklama suçuyla nezarette bir gece geçirmesini mi istersiniz yoksa 30 yıl kilit altında kalmasını mı istersiniz?
Quere-o na a passar uma noite na prisão por uma acusação de agressão, o quere-o na prisão durante 30 anos?
Beni bir gece yanılmış olmam bunların hiçbirini değiştirmez.
Estar errado sobre uma noite não muda nada.
David'i unutmak ve kendini işe gömmekten ziyade neden onu anmak için bir gece geçirmiyorsun?
Em vez de enterrar-se no trabalho e esquecê-lo, porque não tira a noite para celebrá-lo?
Eğlenceli bir gece olmalı.
Deve ser uma noite e peras.
Bir gece devrideyken, ortağım ve ben karısını döven bir sarhoşun ihbarına intikal ettik.
Patrulhava numa noite, eu e o meu colega, atendemos a uma chamada local, um bebedo a bater na esposa dele.
İş yerinde tıkılıp kaldım. Başka bir gece?
Presa no trabalho, fica para outra noite?
Uzun bir gece olacak, bunu eğlenceli hâle getirmeliyiz.
A noite vai ser longa, é bom que seja divertida.
- İntikamını başka bir gece saklayacaksın.
- Deixa a vingança para outra noite.
Ama şunu dinle. Dört ay önce şehre geliyor, bir gece kalıp geri dönüyor.
Mas ouve isto, há quatro meses veio à cidade, ficou uma noite e voltou para casa.
Bir gece, hemşire uyuyakaldı.
Numa noite, a enfermeira adormeceu.
Cok gergin bir gece geciriyor gibiydi.
Parece ter sido uma noite muito stressante para ela.
Ama bir gece pat diye gittik.
Então, numa noite, fomos embora.
Bir de baktık ki, gece hücremizin kapısını kilitlemeyi unuttular.
Eis que, uma noite, a pora da nossa cela foi deixada destrancada.
Üç gece önce kullanılmayan bir garajda dikilip 32 yaşında Kuala Lumpur adında bir silah tüccarının karaciğerinden 9 milimetrelik bir mermi çıkarıyordum.
Há três noites, eu estava numa garagem abandonada a tirar uma bala do fígado de um traficante de armas de 32 anos de Kuala Lumpur.
O gece Zhan Lau, Bay Wen ve Hükümet'in anlaşması gereği bir ajan tarafından zehirlendi.
Nessa noite, Zhang Lau é envenenado por agentes que o Mr. Wen deixou que o Departamento de Estado metesse no catering.
Eğer bir şey yapmazsak Rose Janus gece yarısına ölecek.
Se não fizermos nada, a Rose Janus vai morrer à meia-noite.
Ama beklenmedik bir şekilde onun kaybolduğu gece ne yaptığınızı açıklayamıyorsunuz.
Mas o problema é, que não pode confirmar onde esteve na noite em que ele desapareceu.
Ona bir telefon aç. O gece kamyonetin kimde olduğunu öğren lütfen.
Então ligue-lhe e pergunte-lhe quem tinha a carrinha naquela noite.
Bakın, dün gece başıma gelenler bir tesadüf olamaz.
O que me aconteceu ontem à noite não pode ser uma coincidência.
Kusura bakmayın ama bu gece bir isyan yaşandı...
Com todo o respeito, houve uma insurreição nesta prisão esta noite...
Bu gece senin gözetimindeki adamlar işin içine karışınca ölümcül hale gelen barışçıl bir protesto yapıldı.
Houve um protesto pacífico nesta prisão esta noite, que se tornou fatal quando os homens sob a tua autoridade se envolveram.
Biz keşişleriz. Bir de rahibe ve haham grupları var, bu gece şehirde dolaşıp sahneler icra ediyoruz.
Somos o grupo dos monges mas também há um grupo de freiras e um grupo de rabinos que andam pela cidade esta noite a fazer cenas.
Çoğu gece giyiniriz bir koruma gelir ve bizi üst kattaki partiye götürür.
E na maioria das noites, vestimo-nos e o guarda leva-nos para as festas lá em cima.
Pardon, bu gece için bir rezervasyonum yok.
Desculpe, eu... Eu não tenho uma reserva para hoje.
Kardeşlerime ve bana bir hayat kurmak için gece gündüz çalıştı.
Trabalhou dia e noite para construir uma vida para mim e para os meus irmãos.
- Çözdük, ama Patterson dün gece üç saat buna bakmış. - Başka bir dava daha var.
Sim, mas reviu-a, durante 3 horas.
Geçen gece bir şey olmamış gibi mi davranacağız?
Vamos fingir que não aconteceu nada a noite passada?
Telefonundaki GPS'i FBI filondaki her bir araçla çapraz eşleştirerek Donna'nın hareketlerini izledik ve tam olarak Carter'ın kaybolduğu gece bu iki yerle eşleşme sağlandı.
Por isso vigiámos os movimentos da Donna pelo GPS do telefone e comparámos com todos os veículos na frota do FBI, e sem dúvida, e duas localizações condizem com a noite em que o Carter desapareceu.
Bu gece sadece siz, akademidekiler ve güvenilir dostlarla olacağız, Gerçek görevler başlamadan son bir kez kendimizden geçeceğiz.
Hoje serão só vocês, professores da Academia e alguns amigos, por isso podem descontrair uma última vez antes de começarem o trabalho a sério.
Ajan Kent, bir ipucu bulmuş olabilirim Scott Walker, 961 Lincoln Road, postaneye girilen gece birşeyler gördüğünü söylüyor.
Agente Kent, acho que encontrei uma pista. Um Scott Walker, Lincoln Road, 961, diz que viu alguma coisa na noite do assalto.
Cinayetten önceki gece, Nina, Doğu Village'daki bir barda bir içki almış.
Ao que parece, na noite anterior ao crime, a Nina pagou umas bebidas num bar no East Village.
Dün gece Chattanooga, Tennessee'deki dinlenme tesisi tuvaletinde kimliği belirsiz bir erkek cesedi bulunmuş.
Ontem a noite, o corpo de um desconhecido foi encontrado numa zona de descanso para camionistas em Chattanooga, Tennessee.
Dün gece kötü bir rüya gördüm.
Acho que esta coisa da reforma está a assustar-me.
Bir keresinde bana gece bekçisi olarak çalıştığını söylemişti.
Uma vez disse-me que era segurança.
Dün gece size bir örnek verebilmek için kıçı yırtılan bizdik.
Então, ontem à noite, fomos nós que trabalhámos no duro para te dar um exemplo.
Beni rehin tuttukları Gece Odası'nda kızıl bir çay içirmişlerdi bana, o zaman görmüştüm.
Depois da Sala Noturna, quando estava cativa, obrigaram-me a beber o chá vermelho e ela estava lá.
Oyuncak bir bebek gibi olduğun için. Gündüz güzelken, gece beni korkutuyorsun.
Sempre soubeste como amaciar-me, Reynaldo.
Neden bana gece bir kız hakkında aptalca bir mesaj gönderdin?
Porque é que enviaste-me uma mensagem estúpida ontem à noite sobre uma rapariga?
bir gecede 17
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
geçen yaz 24
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
geçen yaz 24
gece vakti 17
gece gündüz 60
geçerli 17
geceyarısı 22
geçen gün 73
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece gündüz 60
geçerli 17
geceyarısı 22
geçen gün 73
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen gece 110
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen gece 110
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94