Bu onun işi translate Portuguese
472 parallel translation
Bu onun işi değil mi?
É o trabalho dele, não é?
- Bu onun işi.
- É o trabalho dela.
Bu onun işi!
- É a função dele.
Bu onun işi.
É o trabalho dele.
Bu onun işi değil.
Ele não tem que dizer nada.
- Çünkü bu onun işi. - Nereyi?
- É o trabalho dele.
- Evet. Bu onun işi.
Faz parte do trabalho dela.
Beyefendi dürüst bir komiserdir, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Dediği kadarıyla bu onun işi.
Senhor, este é um Comissário honesto, que, segundo me disse, não esquecerá o seu ofício.
Bu onun işi!
Ele que se desenrasque.
- Hayır, Bu onun işi değil gibi.
Claro que não foi de propósito. Ela não faria...
Bence bu onun işi.
Acho que pode ser ela.
Elbette. Bu onun işi.
- Claro, é o nosso negócio.
Bu onun işi. Ben bütün gün yağmurda dikildim.
O caso é dele, eu passei o dia inteiro à chuva.
- Onun bu işi becerebileceğine inanıyormusun?
- Acredita que conseguirá? - Penso que sim.
Onun için hiç kurcalamadan bu işi, el sıkışıp ayrılalım.
Sem mais explicações, apertemos as mãos e partamos.
Onun için bu işi çabuk ve acısız yapalım.
Vamos matá-lo já.
Onun yaşlı adamı bu işi kurdu.
O pai dele construiu este negócio.
O zaman Shelley ile olan bu tatsız küçük işi bırakmak ve sevgili eşine ve onun yarım milyonuna dönmekten başka seçeneğin yok.
Então não tens alternativa se não desistires deste triste negociozinho com a Shelley e voltares para a tua amada esposa e para o seu meio milhão de dólares.
- Bu onun işi..
- Esse é o seu trabalho.
Bu işi yapacaksak, onun öldürülmesi şart!
Para cumprirmos a missão, temos de a matar!
Yani bu onun ilk işi mi?
- Este é seu primeiro emprego?
20 dakika önce arabası parçalanmış. Tabii bu arada onun da işi bitmiş.
Bateu com o carro há 20 minutos, quando fugia.
Bunun yanında, bu Wart'ın işi, onun görevlerinden biri.
Além disso, isto é trabalho do Artur! Uma das tarefas dele.
Onun işi değil ki bu.
Não tem a ver com ele.
Bu onun işi gibi gözüküyor.
Parece que é aqui.
Onun sayesinde bu işi buldun.
Foi graças a ela que obtiveste o emprego.
Onun işi bu şekilde etrafta dolaşmak.
Andar assim por aí é o seu modo de vida.
Bu onun ve Chino'nun işi.
Foram ele e o Chinês.
Onun bu işi başaracağını biliyordum, söylemek istediğim buydu.
Só queria que ele soubesse que eu acreditava nele.
- O, bu filmin başrol oyuncusu. Onun asıl işi, evet ciddiyim, çakma resimler yapmak.
Ele é o actor principal neste filme, a sua profissão é verdadeira, ele pinta falsificações.
- Çünkü bu onun işi değil!
- Porquê?
Onun bu şovda ne işi var?
Por que está ele aqui?
Bu, onun işi değil!
O trabalho dele não é esse.
Bu işi onun için yapacak küçük iblisi var.
Ele mandou o macaco matá-lo.
Hırsıza da onun kopyasını vermedikçe.. .. bu işi halledeceğimizi sanmıyorum. Ya siz?
A menos que dêem a cópia do ladrão ao ladrão, acho que não vão resolver o caso.
Bu işi onun için yaptığın kanaatinde olmak zorunda değil.
Ele não é obrigado a valorizar o teu trabalho. O tanas.
Sayın Hakim, onun Argo'daki işi bu tür sonuçlara varmaktı.
Excelência, o seu trabalho na Argo era justamente chegar a conclusões assim.
Babanla olan bu yüzleşme, seni suçlu gösterdiği için mi onun işi değildi?
Não foi porque este confronto com o seu pai o podia incriminar?
- Bu, onun işi.
- É escritora, é o trabalho dela.
- Onun işi bu. Bulunmak istenmeyen insanları bulmak.
É o trabalho dele, encontrar quem não quer ser encontrado.
simdiden söylüyorum, bu isi yapacaksam onun parasini almaya gitmem.
Se for fazer isto, não o farei para ele, ok? Ok?
Onun işi bu.
E daí? É o trabalho dele.
Onun işi bu.
É o trabalho dele.
Bu işi daha iyi biliyor. Onun için çalışan birkaç serseri çocuktu.
Foram aqueles vadios que trabalham para ele.
- Bu onun isi. O bir hırsız.
- É o trabalho dele, é ladrão.
Bu işi bir kahraman olmak için yapıyorsun, çünkü onun seni izlediğini düşünüyorsun!
Estás a fazer isto para seres um herói porque achas que ela te vê.
Bu onun işi değil.
Não é seu terreno.
Bu, onun işi olmalı.
Tem que ser ele.
Bu işi sırf onun için yapmayı düşündün mü?
Algum vez pensaste em estar lá para a apoiar?
- Ya kin besler ve seni uyandırmazsa? - Bu, onun işi.
- E se ele não liga para se vingar?
- Bu işi onun yaptığını sanacaklar.
- Vão pensar que foi ele que o fez.
bu onun sorunu 17
bu onun 40
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
bu onun 40
bu onun arabası 16
bu onun hatası değil 24
bu onun fikriydi 25
bu onun suçu değil 19
işin 35
isis 37
işık 176
ışık 57
işim var 162
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işin var mı 24
işim bitti 87
işıkları söndürün 27
işıkları açın 23
isimsiz 20
işıkları kapat 24
işıkları aç 25
isırmaz 18
işığı kapat 29
işin var mı 24
işim bitti 87
işıkları söndürün 27
işıkları açın 23
isimsiz 20
işıkları kapat 24