English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Bu şekilde mi

Bu şekilde mi translate Portuguese

1,108 parallel translation
Bütün kızları bu şekilde mi baştan çıkarırsın?
Então, é assim que seduzes todas as raparigas?
İki okul arkadaşınız vahşice öldürüldü. Siz de duygularınızı bu şekilde mi gösteriyorsunuz?
Dois dos vossos colegas... foram selvaticamente assassinados... e é desta maneira que mostram a vossa compaixão e sentimento?
Onu Z'ha'dum'dan bu şekilde mi getirdin?
Foi assim que o trouxe de volta de Z'ha'dum?
Bu şekilde mi aldın?
Foi assim que a compraste?
Sen her zaman bu şekilde mi konuşuyorsun?
Falas sempre assim?
Bu şekilde mi?
É assim que se faz?
Ne? On yıl step dansı dersi aldır ve bu şekilde mi karşılık alıyorum senden?
Paguei dez anos de sapateado, e é esta a paga?
Dünyayı bu şekilde mi yok ediyoruz? Evet.
É assim que arruinamos o mundo?
Hayatınızdaki bütün önemli kararları bu şekilde mi alıyorsunuz.
- Tomas as tuas decisões lá? - As tuas não são feitas ao espelho.
Yani, bunun ardında bir şey olmalı diye düşündüm. Bana bu şekilde mi çıkma teklif ediyorsun?
É assim que me convida a sair?
- Bu şekilde mi alıştırma yapıyorsunuz? Bu harika.
E é assim que praticas?
Bu şekilde mi, böyle mi?
Um irmão destes? A fazer isto?
Önemli bir müşteri ile müzakereye başlamak üzereyiz ve sen onu bu şekilde mi karşılıyorsun.
Estamos prestes a iniciar negociações com um importante cliente novo, e é esta a receção que está preparado para lhe fazer?
Beni bu şekilde mi çağırıyorsun- -
É disso o que eles estão me chamando...
Bu şekilde mi, eşyalarını elde ediyorsun?
É assim que adquire sua mercadoria?
Bu şekilde mi çalışıyorsunuz?
E é desse modo que vocês operam?
Bo nasıl avlanacağını bu şekilde mi biliyor?
Então, é por isso que o Bo sabe caçar?
Babanla bu şekilde mi konuşacaksın?
Isso é maneira de falar ao teu pai?
İlişkimiz bu şekilde mi sürecek?
Isto vais ser um hábito na nossa relação?
Bu şekilde mi ölmek istiyorsun?
É assim que queres morrer?
Sana dokunurken bu şekilde davranmıyordun, öyle değil mi?
Parece que não se importou dele tocá-la, não é?
Bu şekilde bitmesine izin vereceğimi sanıyorsun, değil mi?
Pensa que as coisas acabam assim?
Yani bu şekilde dövülmeyi hakkettiğini mi söylüyorsun?
- E merecia ficar naquele estado? - Não, mas...
Neticede, onlara bu şekilde yaklaşırsın, değil mi? Özür dilemen gerekmez.
Acabas por ir lá à mesma, não peças desculpa por isso.
Hiten Mitsurugi Stilinin final teknigini bu sekilde ögrenebilecegini mi saniyorsun?
Achas que consegues aprender o segredo final do Estilo Hiten Mitsurugi assim como estás?
Dick, tamam, eğer biri sana bir deneyde yardım etseydi ve işler bir şekilde kontrolden çıksaydı ve bu yüzden bir çeşit değişime uğrasaydın onlara kızmazdın değil mi?
Dick... Está bem... Se alguém te ajudasse numa experiência, e as coisas não corressem bem e ficasses horrivelmente desfigurado, não a culpatias por isso, pois não?
Bir şekilde, bu zihin birleştirme aynen şiddet gibi, öyle değil mi?
De certo modo, a união mental é quase um acto de violência, não é?
Öyle mi? Bu şekilde olduğu için üzgünüm Murray.
Lamento isto ter acabado assim.
Frank, bu şekilde evliliğimizi kurtaramayız, biliyorsun değil mi?
Frank, não é desta maneira que vamos reparar o casamento, você sabe?
Hayatını bu şekilde geçirmek istemezsin, öyle değil mi?
Não vais querer viver assim o resto da tua vida, pois não?
Bu şekilde alır mısınız yoksa bir poşete mi koyayım?
Leva assim ou embrulhado?
Hiç bu şekilde sende hissettin mi?
Nunca sentiste isso?
Sıra dışı, değil mi? Dünyanın en tehlikeli şehrinin, en tehlikeli bölgesinde tuzağa düşmüş çocuklar dururken, bu uçak tamamen boş bir şekilde uçacak.
- É extraordinário, não é, que enquanto haja crianças presas no pedaço mais perigoso da cidade mais perigosa do mundo este avião vá descolar para longe daqui completamente vazio.
Bak... bu şekilde bitmesini istediğimi mi sandın?
Ouve... achas que isto é como eu queria que acabasse?
Sensör haritasından, bu şekilde görünmüyordu, öyle değil mi?
Não parecia tão íngreme no mapa dos sensores, não é?
Bu şekilde birlikte çalışan insanları anlamıyorsunuz, değil mi?
Não entende quem trabalha assim, pois não?
Bunu bu şekilde mi görüyorsun?
- Que devia ter dito?
Bay Malzone sizi bu bahisleri yapmaya herhangi bir şekilde azmettirdi mi yoksa siz mi ona gittiniz?
Mr. Malzone solicitou-lhe que fizesse essas apostas - ou foi o senhor ter com ele?
Beni çok dikkatli bir şekilde dinlemenizi istiyorum. Bu uçak birazdan bir başkasıyla kesişmiş olacak. - Kesişmiş mi?
Escute, este avião está prestes a ser interceptado.
yani sen bu şekilde 20 yıldır yaşıyorsun öyle mi?
Há 20 anos que vives com isso?
Bu şekilde tanışacağımızı biliyordu, öyle değil mi?
Ele sabia, não é? Que você e eu nos encontraríamos aqui.
- Bu şekilde mi oynayacaksın?
Vais dizer isso assim?
- Bu oldukça acı verici şekilde açık değil mi?
É dolorosamente óbvio, não é?
- Başka bir şekilde ifade edeyim. Tabii büyük kanlı canlı biriyle iş yapmıyorsan bu durumda "eski ortağın" demek çok yerinde bir tabir olurdu, değil mi?
Bom, permitam-me que volte a dizer isto, porque a menos que estejamos a fazer negócios com um monte de traficantes que estão a desmoronar, teríamos mais um problema, nesse caso, não?
Ve bu size odasına izinsiz bir şekilde girip, ayağına yaklaşma hakkı verdi, öyle mi?
E isso dá-lhe o direito de entrar em casa dela sem permissão e abordar o pé dela?
Onu bu şekilde aziz tutamazsın, değil mi? - Kapa çeneni!
- Isto não é esquecê-la pois não?
Okulda bu şekilde kariyer edinilir deniyor. Değil mi Dr. Carter?
Na escola, dizem que é assim que se faz carreira, não é, Dr. Carter?
Bütün gün bu şekilde yürümeyeceğiz, değil mi?
Não vamos ter de andar assim o tempo todo, pois não?
Benimle bu şekilde konuşmasına izin mi vereceksin?
Vais deixá-lo falar assim para mim?
Bu şekilde kazanıyorsun, değil mi?
É assim que ganhas.
"Hiçbi evli adam karısını bu şekilde öpmez" mi?
"Nenhum homem casado beija a sua mulher assim." - Estás maluco?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]