English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Değişik

Değişik translate Portuguese

2,951 parallel translation
Bu filmde, fizik kurallarının tüm Güneş sisteminde, nasıl benzersiz atmosferimizi yarattığını, ve aynı kuralların, nasıl değişik ve farklı atmosferler yarattığını açıklamak istiyorum.
Neste filme, quero explicar como as leis da física... que criaram nossa atmosfera única... são as mesmas leis que criaram muitas atmosferas diversas e diferentes em todo o sistema solar.
Güneş sisteminde atmosferi bizimkiyle aynı içeriğe sahip olan yerler var. Fakat formülü biraz karışık ve değişik olsa bile, çokta farklı olmayan dünyalara öncülük eden.
Mas, há lugares lá fora no sistema solar cujas atmosferas têm os mesmos ingredientes que a nossa, mas quando a fórmula é ligeiramente remodelada, conduz a mundos que não podem ser muito diferentes.
Bu, insanların değişik karakterlere ait giysileri giyip... dövüştüğü gizli bir dövüş müsabakasıymış. Birbirleriyle olağandışı yerlerde dövüşüyorlarmış.
É uma liga de luta livre ilegal onde as pessoas se vestem como personagens e lutam entre elas em locais invulgares.
Bunu anlamaya çalışıyorum çünkü sende değişik olan bir şeyler var.
Estou a tentar perceber isto, porque estás diferente.
Bazıları değişik tatlar arar, Sam.
Os gelados têm muitos sabores, Sam.
Çok değişik bir zalimlik bu. Selam.
É um tipo especial de brutalidade.
Tanrım Lois'in sürekli değişik hayat tarzları ile ilgili savunmalarını dinlemek senin için çok zor olmalı.
Deve ter sido difícil, ouvir as justificações da Lois para todos estes valores e estilos de vida alternativos.
KDY korku ve nefret ile beslenen İspanyol Engizisyon'un değişik bir versiyonu.
A LRV cheira a inquisição espanhola servida com medo e ódio.
Ne evde ne de bahçede değişik bir iz veya kıl yok.
Não havia fibras estranhas nem impressões em casa ou no quintal.
Adım Nonchalanto, Korkusuz Robot. Ve en büyük tutkum da hayatımı değişik ve orijinal yollarla riske atmaktır.
Sou o Nonchalanto o robô audacioso, e o meu sonho é arriscar a minha vida de formas estranhas e originais.
Staj yaparken başka doktorlarla beraber değişik teşhisler koyduğum oldu tabii ama...
Fiz parte de outros diagnósticos com outros médicos, na minha formação.
Bir sürü değişik ses çıkarırlar.
Eles fazem imensos barulhos diferentes.
Sadece sende değişik birşeyler var gibi.
Há algo... - diferente em ti. - Não, não há.
Saçını değişik bir şekil yap, tamam mı?
Faz algo diferente no cabelo.
Bizi cezalandırmak için çok değişik yöntemleri vardı.
Ela tinha muitas formas criativas de nos castigar.
Bir sürü değişik kıyafeti vardı.
Ela adora brincar de mudar de roupa.
Değişik kokuyor.
- Ele está com um cheiro estranho.
Seni öldürmenin değişik yollarını bana anlatırken kendinden çok emin görünüyorsun.
Estás muito seguro de ti para me falares das várias formas com que posso matar-te.
Ona Countrywide örneğini verdik, ve ipotek faiz oranlarının 150 değişik şekilde hesaplanabileceğini gösterdik.
Demos-lhe o exemplo da Countrywide, de 150 modelos complexos das suas hipotecas indexadas.
Chloe'nin kanı değişik bir antibiyotik özelliği göstermeye devam ederken Üsteğmen Scott'ınki normale dönmüş gibi.
Enquanto o sangue da Chloe continua a exibir propriedades antibióticas atípicas, o do tenente Scott parece ter regressado à normalidade.
Neredeyse olacaktı, aslında... tamamen değişik kas grubu.
Na verdade eram elevações, um grupo muscular completamente diferente.
Otelde dört tane ölü terörist buldum 100 tane değişik hikayeli 100 rehine ve bu adamı orada neler olduğunu açıklaması için karargaha götürmeliyim
Tenho quatro terroristas mortos naquele hotel, 100 reféns com 100 histórias diferentes e tenho de levar este tipo ao centro de operações para contar o que se passou.
İçinden hiçbir şey ya da değişik bir şey çıkarsa ne yapmayı düşünüyorsun?
O que o leva a pensar que consigo será diferente?
Biraz değişik bir duruşun var.
Tens aquela coisa... não sei, forte presença.
Süslü püslü değişik şeyleri yok.
Não tem mais apetrechos nenhuns.
Eskisinden çok daha değişik bir durumda.
Sim, parece um pouco diferente do que já foi.
Elbette, yüzyılın başlangıcında keşfedilmeleri ile birlikte, değişime uğradılar. Bize kaya resimlerine ; bizim bakış şeklimiz olmayan, değişik bakış şekilleri gösterebilir.
Bem, claro que mudou desde o início do século, quando foram descobertas, mas pode dar-nos outros ângulos para analisar a arte nas rochas que não seriam o nosso ângulo.
Hayır, yani, bilirsin, bazen... bilirsin, değişik bir şeyler yaparım, panç içerim.
Não. Digo, às vezes... misturo-me, bebo alguma coisa...
Adamım, bu ateşli. Değişik bir şekilde.
Meu, isso é excitante, mas de uma forma estranha.
Sanırım değişik bir siyaset algılaman var.
Eu pensava que tu tivesses um pouco de sentido político.
Değişik bir algı!
Só um pouco.
Değişik ruh hallerine giriyor.
Ele tem mudanças de humor.
Değişik bir çocuk Hanna.
Ele é um miúdo diferente, Hanna.
Sideway'lerde Sawyer'ın romantizme ilgisi birazcık azalmış görünüyor, ve ortağı Miles, değişik insanlarla buluşturarak durumunu düzeltmeye çalışıyor.
Na realidade alternativa, Sawyer está um pouco perdido no que se trata de relacionamentos amorosos. E Miles, o seu parceiro, tenta apresentá-lo a várias pessoas, incluindo Charlotte,
Silas ve Shane'in kakalarının rengi değişik olurdu ama hiç yeşil olmadı. Ve bu yaşta değillerdi.
O Silas e o Shane... fizeram cocô de cores estranhas, mas não verde, e não nesta idade.
Yeni Buy More fazla değişik. Bu hiç iyi değil.
Esta nova Buy More mudou muito e acho que não foi para melhor.
Çok daha değişik bir korku tedavisi belirlemeliyiz.
Temos de explorar um nível mais sofisticado da terapia do medo.
Genç birini ve yaşlı birini korumanın değişik teknikleri vardır.
São técnicas diferentes para proteger um jovem e um velho.
Bu kaçmamı sağlayacak 23 değişik yoldan sadece biri.
E isto... é uma das 23 maneiras... da qual podia ter fugido.
Ya Cuddy sayesinde değişik bir adam oldum ya da değişmiş gibi yapıyorum çünkü Onüç hakkında bir şey biliyorum ve sizi yanıltmaya çalışıyorum ya da hastamı kaybettiğim için keçileri kaçırdım.
Ou sou um homem mudado devido à Cuddy, ou estou a fingir ser um homem mudado porque sei algo da Treze e estou a tentar tirar-vos do rasto dela, ou fiquei maluco porque perdi um paciente.
Bu görüşmenin daha değişik geçeceğini umuyordum.
Pensei que isto ia ser diferente.
Tabi ki değişik yaratıklar olduğu söyleniyor
Quer dizer existe uma suposição que algumas espécies de baleias que pensava que eram instintas.
Hayat değişik geliyor şu an.
Agora a vida parece diferente... Manejável.
Olay yerleri çok değişik, ev ve araba.
Uma grande diferença nos locais, carro e casa.
Ama benim çok değişik bir fikrim var.
Tenho uma ideia "fora do comum".
O zaman bu iş çok değişik bir...
Ouçam...
Değişik bir dildi, ne dediklerini tam anlayamadım.
Tipo uma linguagem, mas não entendia o que diziam.
Dünyada herşeyin ne kadar değişik olduğunu görmeye başladın bence. Gözlerin açıldı.
Pensei que ias começar a ver como as coisas são diferentes pelo Mundo fora.
Oldukça değişik bir bölgedesin şuan. Bir kaçırılma durumunda her şeye hazırlıklı olman lazım.
É obvio que estás numa região bastante volátil e precisas estar preparado no caso de acontecer um rapto.
Değişik bir baştan savma yöntemi.
Jeito interessante de se despedir.
İşte bu değişik bir şey olurdu.
Tu na prisão sendo abusado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]