English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dinledim

Dinledim translate Portuguese

1,602 parallel translation
İş telesekreterimi dinledim.
Verifiquei o meu atendedor de chamadas no trabalho.
Ben de söz dinledim ve rolümü oynadım.
Conformei-me e fiz o meu papel.
Hip-hop dinledim, UPN izledim, ve basketbol oynamayı seviyorum.
Oiço Hip-Hop, vejo o UPN e adoro jogar basquete!
Çocukluğumdan beri Sodan savaşçılarının hikayelerini dinledim.
Ouvi histórias dos Sodan, não passava eu de uma criança.
Bunu dinledim.
Ouvi isto.
- Evet. hikâyeyi dinledim.
Sim, soube da história.
Bütün abidik gubidik şeyleri boşuna dinledim diyorsun?
Queres dizer que ouvi todo o teu toca-sente yip-yap para nada?
Önce kendimi dinledim Başkalarının ne söylediğiyle İlgilenmedim
E o estado exige que você case com a Infanta de Espanha
Ve Bing Crosby'nin Grove'da şarkı söylemesini dinledim.
E também ouvi cantar Bing Crosby no Grove.
Telefonunu dinledim ve bir konuşma yakaladım.
Pus o telefone dele sob escuta e interceptei uma transmissão.
Davian'ın telefonunu dinledim.
Interceptei a chamada do Davian.
Bütün gece Cat ve Kristen'ın ilk randevuda nasıl davranmanın uygun olacağı konusundaki tartışmalarını dinledim.
Eu tive que escutar Cat e Kristen a noite toda debatendo sobre o que é apropriado fazer no primeiro encontro.
Bu martavalları çok dinledim.
Já ouvi esse discurso.
James'i dinledim...
Já ouvi o James, agora quero ouvi-lo a si, Jamie.
Yeterince dinledim.
Já ouvi o bastante.
Bay Douglas, yeterince dinledim.
Dr. Douglas, basta!
Seni dizelerini çalışırken dinledim.
Eu escutava-te, enquanto decoravas as tuas deixas.
Senin müziğini dinledim.
Ouvia a tua música.
Bu hikayeyi milyarlarca kere dinledim baba.
Pai, ouvi essa história um milhão de vezes.
Baban teyzemle esrar içmeye geldi. Ben de yatıp onların filmler hakkındaki konuşmalarını dinledim.
O teu pai foi lá para fumar um charro com a minha tia, por isso deitei-me e ouvi-os a falar de filmes.
Sağlığınıza içiyorum... 30 yıl bu masada oturup bu beylerin saçmalıklarını dinledim.
À sua saúde. Passei trinta anos neste café a ouvir as baboseiras destes cavalheiros.
Biliyorsun, bir çok kız dinledim... ama o kahrolası inanılmaz biri.
Foi esta noite. Eu faço audição de muitas raparigas e ela foi... incrível para caralho!
Hemşire konuşurken dinledim. Zehirlenme olduğunu söyledi.
Ouvi as enfermeiras a falar e elas disseram que foi veneno.
Acı içindeyken seni dinledim.
Dei-te ouvidos quando estava na merda.
- Toynaklarım ile bile dinledim.
- Até consegui ouvir com os meus cascos.
Sizi yeterince dinledim, şimdi garajımdan defolup gidin.
Já conseguiu o que queria, agora dê o fora da minha garagem.
Personeli konuşurken dinledim.
Ouvi os funcionários conversando.
2,000 kere dinledim bunu.
Já escutei isso mais de 2,000 malditas vezes.
Bu boktan hikâyeyi az önce dinledim.
Já ouvi essa merda.
Seni çalarken dinledim.
Já te ouvi tocar.
- Kardeşimin servetini ele geçirme girişimlerini saptayıp, bunlara engel olmayı kendime görev edindim. Bugüne kadar da sıkıntı ve zorluklar hakkında çok hikâye dinledim. Çoğunu da Cloade'lardan.
Fiz meu dever interceptar e eliminar todos os esquemas que atentem contra a fortuna da minha irmã e ouvi imensas histórias tristes, principalmente dos Cloade, mas usar o Underhay para chantagem,
Şarkı söylerken dinledim onu.
Ouvia-o cantar "Your Baby's gone down the Plug Hole."
Dinledim.
Estou!
- Dinledim.
- Ouvi.
Pek çok konuda yanlış insanları dinledim ve bu konuda sadece kendimi suçlayabilirim.
Dei ouvidos às pessoas erradas relativamente a muitas coisas e a culpa disso é toda minha.
Senin önerini dinledim.
Segui o teu conselho.
Bauer'ın çip hakkında söyleyeceği her şeyi dinledim.
A CTU não tem informações suficientes para nos prejudicar.
Bauer'ın çip hakkında söyleyeceği her şeyi dinledim.
Escutei o Bauer. A UAT não tem informação suficiente para nos prejudicar.
Ben sadece mutsuz olduğunu düşündüğüm zamanlarda dinledim.
Só ouvia quando pensava que ela estava em apuros.
Bu hastanenin alt katında saklandım ve dinledim.
Escondida no hospital, eu ouço coisas.
Üç yıl boyunca onun sızlanıp durmalarını niye dinledim ki?
Três anos a ouvi-lo irritar-se e queixar-se para quê?
Okulun web sitesindeki röpörtajlarını dinledim.
Ouvi as tuas entrevistas no website da escola.
Seni daha önce de konuşurken dinledim, baba.
Já te ouvi a falar, pai.
Kesinlikle seni dinledim... bebek!
Sim, claro, que te ouvi querida...
Dediğiniz gibi onu izledim ve dinledim.
Tenho feito o que pediram. A observar e a ouvir...
Sizi dinledim, sınırımı aşmıştım. Özür dilerim.
Ouvi o que tinham para dizer, portei-me mal e peço desculpa.
Ama dinledim.
Mas tenho ouvido.
İnternet'e baktım, radyoyu dinledim.
Vi na Internet, na rádio.
Yeteri kadar dinledim.
Já ouvi o suficiente.
Ben tavsiyeni dinledim.
Eu estava a seguir o teu conselho.
Günah çıkartmasını dinledim.
Eu ouvi a confissão dele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]