English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ E ] / Elbette öyle

Elbette öyle translate Portuguese

735 parallel translation
Elbette öyle.
Claro que conhece.
Hayır Sam, elbette öyle bir şey yapmadım.
Não, Sam, claro que não.
Elbette öyle.
Claro que é.
Evet, elbette öyle.
Sim, com certeza que tinha.
- Elbette öyle.
- Claro.
Elbette öyle, ama düşündüğün gibi değil.
Claro que é, mas näo como pensas.
- Elbette öyle yapacak.
- Bem, ele vai dar.
Evet, elbette öyle.
Sim, claro que é.
Elbette öyle,... benimle evlendin çünkü,... benim, evde güzel elbiseler giyeceğimi,... modaya uygun kıyafetlerle,... kullanacağın insanları etkileyeceğimi düşündün.
Claro que não, casou-se comigo porque achava que eu era boa para cuidar desta casa, vestir roupas elegantes e impressionar pessoas, que lhe interessam.
Elbette öyle ama bu bir sır kalmalı.
Claro que sim, mas é para permanecer em segredo.
Elbette öyle, bunu anlıyoruz.
Certo, nós entendemos isso.
Elbette öyle olmalı tabii bizi öldürmezse.
Assim será. A não ser que pretendas matar-nos a todos.
- Önemli bilgiden kastın nedir? - Bunlar Carroon'un parmak izi mi? Elbette öyle.
De que estas impressões digitais são de Carroon.
Elbette öyle demek istedin Willemien.
Claro que era, Willemien.
Şey, elbette öyle.
- Claro que é.
- Elbette öyle.
- Claro que temos.
- Ona dokunmadım bile. - Elbette öyle.
- Nem sequer o toquei.
Elbette öyle.
- Claro que vai!
Evet, elbette öyle.
Sim, claro que foi.
Elbette öyle dedi.
- Claro que disse!
Elbette öyle demiyorum ama bu yaşta onun karakterini değiştiremezsin.
Claro que não mas agora não podes mudar a sua natureza.
Elbette öyle.
Claro.
- Sanırım, öyle. - Şey, elbette öyle.
Suponho que sim.
Elbette öyle yazıyor.
Claro que sim.
Elbette öyle.
Por certo que sim.
- Bu en küçük yargıçların bile en küçüğü. - Elbette öyle.
É o mais baixo dos juizes.
Elbette öyle!
É claro que não!
Elbette öyle.
Naturalmente.
- Elbette öyle, efendim.
- Claro que se progrediu. - Muito bem.
- Elbette öyle.
Claro.
Elbette, öyle istiyorsanız.
Como queira.
Elbette, ama insanlar kitap satın alır, öyle değil mi?
Claro. Mas as pessoas compram livros, não?
Elbette bay Ridgely, madem öyle istiyorsunuz.
Claro, Sr. Ridgely, se você insistir.
Elbette, öncelikle buraya birkaç gün için daha gelmeliyiz. Öyle yapmazsak, biraz garip...
Voltamos aqui primeiro, para não se tornar...
- Öyle mi? Hoş kız. - Elbette.
claro.
Elbette. Eğer sen öyle diyorsan.
Se achas que é boa ideia...
Vücudum elbette ki öyle değil.
Ora, com certeza não é!
Elbette yok, ama o öyle sanıyor.
Claro que não, mas ela acha que sim.
Elbette. Öyle değil.
Claro, não é isso...
Elbette öyle yapıyordun.
Claro que está.
Öyle ya elbette.
Mas é claro.
Elbette öyle.
Ha-ha.
Elbette ki öyle bir şey yapmam.
Não sejas ridículo.
- Elbette, beni de öyle. - Hayır.
Claro, a mim também.
( a ) Evet öyle ve ( b ) elbette hazırlayabilirsin.
A ) É, sim, e b ) tomo, com certeza.
Elbette, bana da öyle anlattı.
Vai, dá a tua volta pela casa. - Bom rapaz.
- Demek öyle? - Elbette.
- Acha mesmo?
Belki de Tanrı beni aciz yaratmıştır. İyi bir amaç uğruna elbette. Hep öyle olmaz mı?
Talvez Deus me tenha aleijado... com o propósito que sempre faz.
Elbette şehirler de değişir, öyle değil mi?
Contudo, as cidades mudam, não é?
Evet, elbette öyle.
Claro que sim.
Elbette, öyle.
Claro que estão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]