Elimde değildi translate Portuguese
115 parallel translation
Elimde değildi.
Não tenho culpa.
Elimde değildi.
Não pude evitar.
Koşmanın aptalca olduğunu biliyordum, ama elimde değildi.
Sabia que era uma estupidez correr mas não parei.
Elimde değildi Nelly.
Não o pude evitar, Nelly.
Elimde değildi. Ben de köşeye sıkışmıştım.
Não tive culpa, fui apanhada.
Elimde değildi.
Não consegui evitar.
Böyle davrandığım için kendimden utanıyorum Charlie ama elimde değildi, çıldırıyordum.
Estou envergonhada, Charlie, como agi deste modo... mas eu... não pude ajudar nisto. Estava enlouquecida.
Lunapark trenine yaklaşmak bile istemiyordum ama elimde değildi.
Não queria ir a lado nenhum que estivesse perto daquela montanha-russa... Mas não tinha alternativa...
Ama elimde değildi.
Não consegui evitar.
Elimde değildi.
Näo há nada a fazer.
Elimde değildi.
Eu não queria fazê-lo...
Ama maalesef elimde değildi.
Mas foi superior às minhas forças.
Üzgünüm, sahneyi berbat ettim. Ama elimde değildi.
Lamento ter estragado o nùmero, mas não consegui evità-lo.
Elimde değildi.
Não pude evitá-lo.
Bu çiftliği beğenmemek elimde değildi.
Acabei por gostar da quinta.
! Elimde değildi. Söyleyiş şekli - onunla evlenmesi Lucy için harika bir şey olmaz mıymış?
Foi a maneira como ele apresentou a coisa - não sería uma coisa explêndida para a Lucy se ele casasse com ela?
Sana yemin ederim, bu asla benim elimde değildi.
Juro que nunca me passou pela cabeça.
Elimde değildi.
Não consigo explicar, Miss Daisy.
Bu şey benim elimde değildi.
Foi algo que saiu do controlo.
- Elimde değildi!
- Foi inevitável.
Umarım rahatsız etmiyorumdur,... fakat görmemek elimde değildi. Yanınızda ne kadar yakışıklı bir genç adam var.
Espero não incomodar, mas reparei neste belo jovem que aqui está.
Elimde değildi.
Mas não pude.
Evet... evet. Onları almak istememiştim ama elimde değildi.
Sim, eu não queria roubar nada, mas não consegui evitar.
Elimde değildi.
- Não consegui evitar.
Elimde değildi.
Não consegui controlar-me.
Üzgünüm Jeff. Elimde değildi.
Desculpa, mas foram motivos de força maior.
Orada duruyordum benden seni ararım dememi bekliyordu benim de ağzımdan kaçtı. Elimde değildi.
Ela está ali parada, à espera que eu diga que vou telefonar e aquilo sai-me da boca.
Üzgünüm. Elimde değildi.
Desculpe, mas teve que ser.
- Elimde değildi.
- Não consegui controlar-me.
Şey, sanırım elimde değildi.
Não o consigo evitar.
- Rogera aşık olmak elimde değildi.
Não queria apaixonar-me pelo Rodger.
Elimde değildi.
Não posso continuar.
Elimde değildi.
Não resisti.
Elimde değildi.
Isso não pode ser, não é?
Doğruca sürüyor- - onun olduğu bir noktadaydım- - elimde değildi.
Chegou a um ponto em que, não estava na minha mão...
- Elimde değildi Nazır.
Não estava nas minhas mãos, Nasser. Desculpe.
Özür dilerim, bayan. Burda çalıştığınızı farketmemek elimde değildi.
Perdão, Sra. Não pude evitar de verificar que trabalha aqui.
Bunların olmasını ben mi ayarlıyorum, elimde değildi.
! Acha que fiz isso de propósito? Perdi o controlo!
- Benim elimde değildi.
Que sítio é este?
Elimde değildi, Franco.
A situação está descontrolada.
Oh, benim elimde değildi, Bobbie. Beni o aktör özellikleri ile baştan çıkarttı.
Ele deu-me a volta com as suas manhas de actor.
Bencillik ettiğimin farkındaydım ama elimde değildi.
Estava a ser egoísta mas não o conseguia evitar.
Ve Katie, çığlık atmamam için bana bağırıp durdu ama elimde değildi. Son derece gericiydi dostum.
E a Katie esteve a gritar comigo o tempo todo para eu parar de berrar, mas eu não consegui Foi muito intenso.
Ama elimde değildi.
Eu não pude esperar mais.
Silah benim elimde değildi.
A arma não estava na minha mão.
Ama elimde değildi.
Os Lorenzo chegaram tarde.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Elimde değildi.
Não podia ser evitado.
Elimde bir fotğraf vardı ; gerçekten! , Bu manyaklardan birinin fotorafı değildi. Fakat....
Eu tinha uma foto, nao desse psicopata, mas....
Dobel beni o kadar şüphelendirdiği için elimde olmadan gittim ve diyafram kutusunu açtım. Orada olup olmadığına bakacaktım ve orada değildi.
Como Dobel me deixou tão desconfiado, não pude resistir abrir a caixa do diafragma para ver se estava ali e não estava.
Sürekli gülüyordum, elimde değildi.
Não conseguia parar de sorrir.
Belki aptalcaydı da. Ama elimde değildi.
Mas não pude evitar.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
elimden gelen bu 16
elimde değil 220
elimde 58
elimden geleni yapacağım 192
elimden bir şey gelmiyor 23
elimden geldiğince 23
değildir 62
değildim 75
değildin 22
elimden gelen bu 16
elimde değil 220
elimde 58
elimden geleni yapacağım 192
elimden bir şey gelmiyor 23
elimden geldiğince 23