English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gelecekte

Gelecekte translate Portuguese

2,332 parallel translation
Gelecekte bu kaseti izlerken anlarsın.
Estas piadas são para ti, Peter, quando verás a gravação no futuro.
Bu adamı tanıyorsun. Gelecekte tanımayacaksın...
Você conhece este homem.
Yakın gelecekte varacağın bir nokta var mı?
Um propósito a que chegarás algures num futuro próximo?
Sonum... yakın gelecekte olmayacak.
Bom ainda não será o meu fim.
İnsanların geçmişte nasıl davrandıklarına bakarak gelecekte de ne yapacaklarını bilemezsin.
Não pode dizer como as pessoas se portarão pela forma como elas se portaram.
Gelecekte olabilecekler için ihtiyatlı davrandık.
Tínhamos de conhecer o que poderemos ter de enfrentar no futuro.
Yakın gelecekte bu köyde oturmayı planlıyor.
Julgo que ela planeia ficar por cá num futuro próximo.
Gelecekte neler olacağından asla emin olamayacağınız bir dünyadır.
Um mundo onde nunca temos certeza do que vai acontecer.
Yalnızca gelecekte yapılabilirdi ama işte 18 yıldır burada duruyor.
O que eu projectei era teórico, apenas poderia ser feito no futuro, e, no entanto, já cá está há 18 anos.
Gördüğün gelecekte yaşamıyordun.
E no futuro que viste, não estavas.
Çoğu gelecekte kurtuluyorlardı.
Na maioria dos futuros eles sobrevivem.
Gelecekte, karımı rahat bırakacağınız için teşekkürler Sör Francis.
Agradeço-vos que, no futuro, deixeis a minha mulher em paz, Sir Francis.
Çıplaklık yok, ne şimdi ne de gelecekte.
Sem nudez, nem agora nem no futuro.
- Teşekkür ederim, baba ama gelecekte- -
- Pai, obrigado, mas no futuro...
İşe geldim ve kendimi gelecekte buldum.
Venho trabalhar e vejo-me no futuro.
Gelecekte bir gün hayatınızı kurtarabilir.
No futuro, ele pode vir a salvar a sua vida.
Mesela, Sarah bana senin göğüs gölgesi ön sevişmesinde harika olmadığını söyledi, gelecekte yapmasan daha iyi olur.
Por exemplo, a Sara estava a dizer-me que tu não és bom nos preliminares ao nivel do peito. É melhor saltares essa parte futuramente.
Gelecekte sonu 20 ile biten bir yılda
Num ano no futuro que termina em 20
Güzel bir gelecekte kalmama izin vermediler.
Não me deixaram ficar no futuro bom.
Demek sizin istediğiniz gelecekte kalabiliyoruz ama benimkinde kalamıyoruz, öyle mi?
Então podemos ficar no futuro que vocês gostam, mas não no que eu gosto?
Gelecekte vücutlarımızın da olacağı gibi, akıllarımız bir oldu bile.
As nossas mentes já são uma como os nossos corpos serão em breve.
Dr. Turner gelecekte bu düzenlemenin yeniden görüşülmesini talep edebilir.
A Dra. Turner é livre de apresentar recurso para alterar esta sentença.
Ama söz veriyorum, gelecekte hak ettiğin sevgiyi ve saygıyı sana göstereceğim.
Mas prometo que de futuro mostrarei por vós o amor e o respeito que mereceis.
Çok yakın bir gelecekte aniden emekliliğe ayrılacak diyelim.
Vamos apenas dizer que, ele vai ser vítima de uma reforma abrupta num futuro próximo.
Solucan deliği içinde bir zaman yolculuğunun şimdi ya da gelecekte mümkün olup olamayacağını gözler önüne serecek basit bir deney düşündüm.
Eu imaginei um experimento simples que poderia revelar se viagens no tempo são possíveis por meio de um buraco de verme, agora... ou ainda no futuro.
Belki bir gün gelecekte yaşayan biri bilgileri bulacak ve partime gelmek için bir solucan deliği makinesi kullanacak. Tabii ki zamanda yolculuk bir gün mümkün olursa.
Talvez um dia, alguém vivendo no futuro encontre esta informação, e use uma máquina do tempo para vir a minha festa, provando que um dia essa máquina será possível.
Gelecekte de, bana gerçeği söyle!
E, de futuro, quero saber a verdade!
Odaklanın biraz... gelecekte en çok ne tutar? Bioteknoloji, uzay yarışı.
A idéia é focar-nos em todas as coisas boas que o futuro oferece, quando a crise tenha terminado, biotecnologia, nanotecnologia, a nova corrida ao espaço.
Bütün bağlılığımı sizin hanenize sunmakta hiçbir tereddütüm yok. Gelecekte de size, aynı Majesteleri'ne yapmış olduğum gibi bağlılıkla hizmetimi sunacağıma inanıyorum.
Não tenho qualquer hesitação em jurar lealdade absoluta à Casa de Vossa Senhoria, e creio que, de futuro, poderei servir-vos tão fielmente como sempre servi Sua Majestade.
Öyle de olsa, gelecekte ne olacağını asla bilemezsin.
Dito isso, nunca se sabe o que pode acontecer no futuro.
Dinle gelecekte neler olacağını asla bilemeyiz.
Ouve... Nunca sabemos o que vai acontecer.
Gelecekte yapacağımız bir takası daha karşılar.
E uma negociação futura.
- İkiniz için gelecekte güzel planları var gibi görünüyor.
Parece que ele tem planos para o futuro.
Fiziksel olarak Cathy, geçmişte ve gelecekte benim için hep dünyanın en iğrenç insanı olacaksın!
Fisicamente, Cathy, sempre foste e sempre serás para mim, a pessoa mais nojenta do mundo!
Gelecekte işler değişik.
As coisas são diferentes no futuro.
Gelecekte, kendi restorantını açabilirsin ve ülkenin her yerinden insanlar senin lezzetli yemeklerini yemek için gelebilir.
No futuro, você pode abrir seu próprio restaurante e as pessoas virão de todo o lado para comer sua comida deliciosa.
Hey, Violetle- - gelecekte, onu ilk ben arayacağım.
- Esta coisa com a Violet. - Futuramente, vou ligar antes.
Seninle birlikte bir film yapmak istiyorlar, gelecekte geçiyor ama aslında 500 yıl geçmişte. Ve sen de şeye benziyorsun... Şeyden gelen savaşçı...
Querem fazê-lo contigo, é sobre o futuro passa-se 500 anos no passado e tu és um gajo que é um guerreiro que veio...
- Emily, gelecekte çocuk sahibi olma seçeneğini de saklayan diğer korunma yolları da var.
- Há opções de controlo de natalidade que preservam a escolha de ter filhos. Analisámos todas as opções.
Gelecekte kral sen olacaksın.
Vós sois o futuro rei.
Biliyorlardı ki, binlerce yıl sonra uzak gelecekte, insanlar inişlerine ilişkin geometriyi bileceklerdi.
Eles sabiam que milhares de anos no futuro distante, a homem saberia a geometria de sua terra.
Hatta belki de bizi gelecekte rehberlemek maksadıyla...
Ou talvez até mesmo nos guiar no futuro?
Evet siz ve Julie için gelecekte bir düğün merasimi var mı?
Então, já se ouvem sinos de casamento para ti e a Julie?
Geçmişteki acıların seni gelecekte güçlendirir.
O teu sofrimento no passado é a tua força no futuro!
Geçmişte ne olmuş değil de, gelecekte ne olabilir diye düşünüyorlar.
Não por aquilo que foi, mas pelo que pode vir a ser.
Çünkü onlar gelecekte çalışmayacaklar.
Porque também não trabalham no futuro.
Demek istediğim eğer bununla bizim uğraşmamızı istersen gelecekte bazı hususlarda senden bir iyilik isteyebiliriz.
Se quiser que tratemos disto... poderemos pedir-lhe um favor de futuro.
Gelecekte internet var mı bilmiyorum ama benimkinde var :
Não sei se a Internet é o futuro, mas foi o meu.
Helena gelecekte ortadan kaldırmak için istiyordu.
Pretende acabar com o futuro da Grécia.
Apokaliptik bir gelecekte.
É um futuro apocalíptico.
Ancak gelecekte ne olacağını seçebiliriz.
Mas agora você é tudo que eles tem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]