Gerçekten de translate Portuguese
30,427 parallel translation
Ayrıca gerçekten de istediğim zaman içki içemediğimi mi düşünüyorsun?
E tu achas mesmo que não me embebedo quando quero?
- Gerçekten de bunun için zamanım yok!
- Não tenho tempo para isto.
Tamam ama bu yeni alarm sistemi gerçekten de gerekli miydi?
Sim, mas era mesmo necessário um novo sistema de alarme?
Tandy, gerçekten de bu saçla mı duracaksın?
Tandy, ias mesmo fazer isso a ti próprio?
Altı yıldır rozet takıyorum. Ve merak etmeye başlıyorum, gerçekten de...
Uso o distintivo há 6 anos, e estou a começar a pensar...
Gerçekten de uluslararası ilişkileri etkileyen ticaret ambargoları hakkında yazı yazmam gerekiyordu.
Tenho que escrever sobre embargos comerciais e como afectam as relações internacionais.
Koruyucu ailede büyüyünce insanlara güvenmek gerçekten de zor oluyor. Ama... Sana çok güveniyorum.
Cresci no orfanato, é difícil confiar nas pessoas, mas eu confio muito em ti.
Gerçekten de barmen.
E é um barman de verdade.
Kötüler gerçekten de daha çok eğleniyormuş.
Os tipos maus divertem-se mais.
Mr. Castle, gerçekten de çok aşırı bir hayal gücünüz var.
Sr. Castle, realmente tem uma imaginação fértil.
Burgess seninle gerçekten gurur duyuyorum.
Burgess... Estou muito orgulhosa de ti.
"Horoz" faslını geçince... Jameson gerçekten tatlı, zeki, duyarlı bir adam.
Depois de passar o "Galo", o Jameson é um tipo muito querido, inteligente e sensível.
Onu gerçekten benden uzak tutacağına inanıyor musun?
Achas mesmo que te vou deixar mantê-la afastada de mim?
Aslında bunun için gerçekten üzgünüm.
O meu pedido de desculpas é sincero.
Kasamda gerçekten tehlikeli şeyler var ve Zemo ala ala bir tek eski Tersine çevirme Sabitleyicisini mi aldı?
O meu cofre guarda coisas perigosas, e tudo o que o Zemo levou foi o meu Estabilizador de Inversão?
Gerçekten öyle.
De facto.
Burada dediğine göre miskin hayvanın düşük frekanslı, ses ötesi bir haykırma geliştirmiş. Gerçekten mi?
Diz aqui que a preguiça... desenvolveu um chamamento que consegue gerar uma baixa frequência de ultrassons?
Eğer ihtiyacın olan parçaları bulmanın başka bir yolunu bulabilirsem bu gerçekten çalışır mı?
Se arranjar as peças de que precisas de outra forma, isto pode funcionar?
Gerçekten sürebiliyor, ki bu da...
Ela sabe andar de mota, o que é...
İki gece önce Butch Callahan, Jared Talt'ın cinayetini tezgâhlamaya yardım ediyormuş ve o sırada biri gelmiş ve ikisini de gerçekten vurmuş.
Há duas noites, Butch Callahan estava a ajudar a encenar o homicídio do Jared Talt, quando alguém apareceu e os matou aos dois.
Eğer gerçekten Butch'la Jared'ı öldürmesi için birini kiralamış olsa bunu yapmasının nedenini hayal etmek zor.
É difícil de imaginar porque o faria se tivesse mesmo contratado alguém para matar os dois.
Patrick, bak. Ben bütün gün yemek konuşabilirim gerçekten konuşabilirim ama biliyorsun, şey var...
Patrick, ouça, podia passar o dia a falar de comida, mas estou um pouco...
Hatta belki de eğer gerçekten istiyorsan ebeveyn rollerimizi de tartışabiliriz.
Eventualmente, talvez possamos definir uma espécie de papel de pai, se quiseres mesmo.
- Biz de kampanya yapıyoruz. - Gerçekten mi?
- Nós também estamos em campanha!
Bizi gerçekten buradan çıkarabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Acham que há hipótese de nos tirarem daqui?
Sana gerçekten... teşekkür etmenin bir yolunu bulmak isterim.
Gostava de... Encontrar uma forma de te agradecer.
Ve ben de gerçekten iyi bir gazeteciyim.
E eu sou uma jornalista muito boa.
Seni gerçekten sevmişti.
Ela amou-te de verdade.
Fırtına inşaat alanını vurmadan ölmüş askerleri bulmak istiyorsak gerçekten acilen gitmemiz lazım.
Precisamos de ir se quisermos encontrar os restos antes que a tempestade atinja a área da construção.
Şunu söylemek istemiştim önceden de sahada gerçekten cesur risk alıcılarla çalıştım ve sen... bunların hepsiyle başa baş gidersin.
Só queria dizer que já enfrentei algumas situações difíceis, e tu podes enfrentá-las como qualquer outro.
Gerçekten, mavi mürekkebin üzerine makyaj yapmışa benziyorsun.
Realmente, é como se houvesse maquiagem em cima de tinta azul.
Gerçekten de o kadar aptal bir Polonyalı mısın sen?
És um polaco assim tão burro?
Adam gerçekten bir şerefsiz.
Quis apanhar-nos depois de deitarmos tudo fora.
- Gerçekten mi? - Evet, 90'ın üstü olmaz.
Estás cheio de princípios.
Yani gerçekten benimle Cabe'in dağıtılan kâğıtlardaki olasılıkları hesaplamamızı mı istersin?
Queres que a gente teste probabilidades a andar de mãos dadas?
Kullandıkları sistem gerçekten Pentagon'un aktarım sistemi değil.
Não estão a usar o sistema de relés do Pentágono.
- Saçmalık değil bunlar. Sadece açıklaması gerçekten çok zor.
Mas é dificil de explicar.
- Evet, isim üzerinde biraz daha düşünmek gerekiyor baba ama o kadar gerçekçiydi ki sanki gerçekten oluyordu.
- Pois, o nome precisa de melhorar, mas, pai, estou a dizer-te, tudo me pareceu tão real, como se estivesse realmente a acontecer.
Sence gerçekten adı Doctor Alchemy olan birinden tavsiye almak akıl kârı mı?
Pensas mesmo que procurar ajuda médica de alguém chamado Dr. Alquimia é o caminho correcto?
Gördüklerim beni yanıltıyor mu yoksa gerçekten yeni gelenler sınıfta mı kaldı?
Os comunicadores enganaram-me, ou mandaste os recrutas - para uma volta de vitória?
Hala daha SKB saldırıya uğradığında ortada olmayışımın yarattığı etkiyi düzeltmeye çalışıyorum ve gerçekten dikkatimi vermem gereken bir oylama var.
Estou com o problema de não ter estado cá quando a UAC foi atacada. E há uma votação que precisa da minha atenção.
Gerçekten kurbanlardan biriyle bir nevi arkadaştım--Gay Eked.
Eu era quase amiga de uma das vítimas, Gay Ekes.
Gerçekten, senin hiç spor yapmadığın oluyor mu?
A sério, nunca paras de treinar?
Anne, gerçekten gelmeden önce Aramanı tercih ederdim.
Mãe! Gostava muito que ligasses antes de vires.
Şu anda bir cin iyi giderdi gerçekten.
Eu gostava de ter um génio neste momento.
Eğer gerçekten bir dileğim olsaydı, Dünyadaki en iyi MMA dövüşçüsü olmayı seçerdim Ve eve her gece ayrı bir ateşli yavru ile giderdim.
Se eu tivesse um desejo, desejava ser o maior lutador de MMA do mundo e levar para casa uma miúda diferente todas as noites.
Dedektiflerim gerçekten çalışıp, hayatlarını kazanmak için işlerini yapıyor olsalar diye dilerdim.
Que os meus detectives trabalhassem como forma de vida.
Ve cevap vermeden önce, hatırla, altı ay harcadım Senin hayali arkadaşına Ekstra öğlen yemeği hazırlamak için - Gerçekten mi?
E antes de responderes, lembra-te que passei 6 meses a fazer almoços extra para o teu amigo imaginário.
Ben-Ben demek istiyorum ki, gerçekten, Eğer dilekleri yerine getirebiliyorsa, Bir sürücü ehliyeti çıkartmak, herhalde çocuk oyuncağıdır.
A sério, se ela concede desejos, uma carta de condução seria coisa fácil.
- Olamayan nedir? Çünkü gerçekten bir şey oluyormuş gibi geldi de.
Porque este som diz-me que está a acontecer alguma coisa.
Gerçekten mi? İlişkinin "beni evinde yalnız bırak" aşamasında mıyız?
Já estamos no ponto de me deixares na tua casa sozinho?
gerçekten denedim 20
gerçekten de öyle 85
gerçekten değil 31
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260
gerçekten de öyle 85
gerçekten değil 31
dede 298
deli 209
denise 139
deme 332
dean 111
detroit 189
dennis 260