Getirecegim translate Portuguese
4,057 parallel translation
Onu geri getireceğim, söz veriyorum.
E eu vou traze-la de volta, Eu prometo.
Onu geri getireceğim, tamam mı?
Vou traze-la de volta, ok?
Onu geri getireceğim.
Vou traze-la de volta.
Paranı geri getireceğim.
Vou arranjar o teu dinheiro.
Biliyorum, ama getireceğim. Bekle dur!
Eu consigo, Pouchy.
Getireceğim, Pouchy.
Conheces-me.
Bir gün senin altını üstüne getireceğim.
Vou deixar-te tão bêbada um dia destes...
Sana yardım getireceğim.
Vou arranjar ajuda.
Ed'i geri getireceğim.
Vou recuperar o Ed.
Seni bir dahaki görüşümde, sana en pahalı terapistleri getireceğim.
Na próxima vez que te ver, trago-te o melhor terapeuta que o dinheiro consegue comprar.
Onu geri getireceğim.
Vou trazê-lo de volta.
- Aynı şekilde geri getireceğim.
- Mantenho-o a salvo.
Onu ben getireceğim.
Não. Eu vou lhe buscar.
Tek seferde tüm yaşamı yok edecek bir yol bulacağım ve tüm evreni kendi suretimde yaratıp, tüm duygulardan arınmış hale getireceğim.
Vou encontrar um modo de acabar com toda a vida de uma vez e refazer o universo inteiro à minha própria imagem, livre de toda a emoção.
Geri getireceğim.
Só emprestada.
Getireceğim diye buraya kadar zahmet etmene gerek yoktu.
Não era preciso trazê-lo.
Çocuklar, onu da getireceğim ve orada olmasından çok memnun kalacaksınız.
Pessoal, vou levá-la e vão adorar tê-la lá.
Bütün ailemi de getireceğim.
Vou levar a minha família toda.
Onu geri getireceğim, Claire.
Vou trazê-lo, Claire.
Arkadan başka güzel şeyler getireceğim.
Vou buscar as coisas boas lá ao fundo.
Size o istatistik özetini bir an önce getireceğim efendim.
Apresento-lhe o resumo dos dados, imediatamente.
Sana biraz su getireceğim.
Vou buscar-lhe água.
İyi, size bazukayı kendi ellerimle getireceğim.
Está bem, eu mesma roubo o lançador de mísseis.
Geri getireceğim.
- Eu trago-a de volta! Prometo!
Onu geri getireceğim.
Eu trago-o.
Tedaviyi ele geçirdim ve onu Mistik Falls'a geri getireceğim.
E agora que assumi, tenho a cura e vou levá-la de volta a Mystic Falls.
Seni buraya getireceğim.
Vais treinar aqui.
Şu an San Francisco'da ; arabayla oraya gidip onu geri getireceğim.
Ela está em São Francisco. Vou até lá e trazê-la de volta.
Sana bir sandviç getireceğim.
Eu trago-te uma sanduíche.
Gidip onu getireceğim, söz veriyorum.
Vou buscá-la, prometo.
Jake'i oraya mı getireceğim yani?
- Não, não vem comigo.
Cece yanımda getireceğim kişi için davetiye vermemiş.
A Cece não permite que leve acompanhante.
Davetiyem yanımda getireceğim kişiyi kapsamıyordu.
Tudo bem? O meu convite não permite levar acompanhante.
Ve şimdi idare bende. Tedaviyi ele geçirdim ve onu Mistik Falls'a geri getireceğim.
E agora que assumi, tenho a cura e vou levá-la de volta a Mystic Falls.
İşi hepimiz için daha basit bir hale getireceğim.
Vou simplificar para ti.
- Biraz daha kan getireceğim.
Eu vou buscar mais.
Şimdi babamın son dileğini yerine getireceğim.
Agora cumprirei o último desejo do meu pai.
Getireceğim ama önce başka bir şey yapacağım.
- De certeza? Claro. Depois disto.
Virginia'ya geçeceğim, annenin yerini bulacağım ve eski yeraltı demiryolundaki bağlantıları kullanarak anneni New York'a geri getireceğim.
- Vou a Virgínia encontrá-la e a trá-la-ei para Nova Iorque usando contactos dos caminhos de ferro.
Yarın sabahtan Virginia'ya gidiyorum. Sara'nın annesini New York'a getireceğim.
Amanhã de manhã, vou para Virgínia, para trazer a mãe da Sara para Nova Iorque.
Tatlım, yalnızca üç kez karşılaştığımızı biliyorum ve konuştuğumuz tek konu Ryan ama senin için bitiyorum. Seni kendime çekip ahlâksız dans pozisyonuna getireceğim.
Querida, sei que só nos vimos três vezes, e que a única coisa de que falámos foi do Ryan mas o meu coração arde por ti e vou-te abraçar, na posição do Dança Comigo.
Size daha çok kolye ve bilim adamı getireceğim.
Eu trago mais pendentes e cientistas.
Yarın getireceğim.
Terei o dinheiro amanhã.
Ayrıca birini getireceğim.
E vou levar uma pessoa, espero que não haja problema.
Yakında onu getireceğim.
- Chegará brevemente.
Onu tek parça halinde getireceğim.
Trago-a toda de volta.
Alfa ekibi getireceğim.
Vou enviar a equipa Alpha.
Seni eve geri getireceğim.
Vou trazer-te para casa.
Ben eve gideceğim ve hafıza kartlarımı çalışma rehberlerimi ve birkaç da çikolatayı kapıp getireceğim.
Vou a casa buscar os cartões de memória, fichas de estudo e barras de cereais. Vai correr tudo bem.
İyi! Gidip yüzüğü getireceğim.
Está bem, vou buscar o anel.
Bu sabah sana getireceğim kahvaltı buydu.
Isto era o pequeno-almoço que ia preparar-te hoje de manhã.
getireceğim 51
getir 116
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22
getir 116
getirdim 98
getir onu 108
getireyim 73
getiririm 30
getiriyorum 62
getir şunu 18
getirin 79
getirin onları 22