English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ G ] / Gitmek zorunda mısın

Gitmek zorunda mısın translate Portuguese

154 parallel translation
Gerçekten gitmek zorunda mısınız?
Tem mesmo que ir agora?
Bu kadar erken gitmek zorunda mısın?
Tem que ir tão cedo?
Gitmek zorunda mısınız?
Tem mesmo que ir?
Gitmek zorunda mısın?
- Por que tem de ir, de qualquer forma?
Gitmek zorunda mısın?
Mas... tem que voltar?
Bu kadar hızlı gitmek zorunda mısın?
- Cuidado, por favor! Precisamos de ir tão depressa?
Öğleden sonra gitmek zorunda mısınız?
Tem de ir, hoje à tarde?
Gerçekten gitmek zorunda mısınız?
Voces tem mesmo de ir?
- Peki sen işe gitmek zorunda mısın?
- Tu... - Vocé... Crês que deverias ir a trabalhar?
Gitmek zorunda mısınız?
Por que precisas ir?
Gitmek zorunda mısın?
Tens de ir?
- Gitmek zorunda mısın?
- Tem que ir? - Sim.
Gitmek zorunda mısın?
Vai partir?
Gitmek zorunda mısın Gavin?
Tens de ir, Gavin? Sabes que sim.
Gitmek zorunda mısın?
Tem de fazer a escalada?
- Hemen gitmek zorunda mısın?
- Tens de ir já embora?
- Gitmek zorunda mısın?
- Tem de ir?
Gitmek zorunda mısın?
- Porque é que foste embora?
Gitmek zorunda mısın?
- Tens de te ir embora?
Gitmek zorunda mısın?
Tens mesmos de ir?
Helikopterin bir saat içerisin de gelecek. Gitmek zorunda mısın?
O seu helicóptero chega dentro de uma hora.
- Eve gitmek zorunda mısın?
- Tens que estar em casa? - Eu tinha outros planos.
Gitmek zorunda mısın Hogan?
Tem mesmo de ir Hogan?
Gerçekten gitmek zorunda mısın?
Tens mesmo que ir?
Gitmek zorunda mısın?
Tens que ir?
Bay Poirot, Başmüfettiş Japp bu kadar erken gitmek zorunda mısınız?
Sr. Poirot, Inspector-Chefe Japp, têm de ir embora tão cedo?
Oraya gitmek zorunda mısın?
Tens que ir aí, huh?
Gitmek zorunda mısın?
Tens mesmo?
Yarın Boston'a gerçekten de gitmek zorunda mısın?
- Tens mesmo que ir a Boston, amanhã?
Gerçekten eve gitmek zorunda mısın?
Tem mesmo de ir para casa?
Yarın gerçekten gitmek zorunda mısın?
Mas você realmente tem que ir amanhã?
Gitmek zorunda mısın?
Tendes de partir?
- Herşeye ters gitmek zorunda mısın?
- Tens que fazer sempre o contrário?
- Hemen gitmek zorunda mısın?
- Tens de ir já?
Gitmek zorunda mısın?
Tem de se ir embora?
Bu gece yeniden gitmek zorunda mısın?
Vais voltar a sair esta noite?
- Hemen gitmek zorunda mısın?
- Tem que ir agora?
Gitmek zorunda mısın?
Tens que ir embora?
- Eve gitmek zorunda mısın? - Evet.
Tens mesmo de voItarjá para casa?
— Gerçekten gitmek zorunda mısın?
- Tens mesmo de ir?
- Gitmek zorunda mısınız, Doktor?
- Tem de ir, doutor?
Gitmek zorunda mısın?
Tens mesmo de ir?
Bu gece gitmek zorunda mısın?
Você tem que partir hoje à noite?
Bu kadar hızlı gitmek zorunda mısın?
- Tinhas que ir tão rápido?
Gitmek zorunda mısın?
Tens?
"Cömertliğinin sınırı yok... bisikleti bozulduğu için Jack'e bisiklet vermen gibi, gerçi bisiklet benimdi... ve işe yürüyerek gitmek zorunda kalmıştım."
A tua generosidade é sem limites, como quando emprestaste uma bici - cleta por a do Jack estar avariada ; só que emprestaste a minha e tive de passar a andar a pé.
Onun sıska boynunu ellerime almak için eğer bir düzine Zeyna'nın üzerine gitmek zorunda kalsam bile, yapacağım!
Se eu tiver que passar por uma dúzia de Xenas para pôr as mão no seu pescoço que seja!
Çok tatlısın. Keşke gitmek zorunda olmasam ama şimdi hatırladım. - O yüzden, sonra görüşürüz.
É muita gentileza tua, e adoraria não precisar, mas acabo de me lembrar que preciso de... até logo.
Sürekli üstüne gitmek zorunda mısın?
Tens que continuar a insistir?
Ooh, hafta boyunca her gün... Las Golindas'a gitmek için sabahın altısında... kalkmak zorunda kaldım.
Eu preciso de acordar... às 6 da matina, todos os dias desta semana... arrastar-me para Las Golindas.
- Gitmek zorunda mısın?
Tens de ir já?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]