Gördüğün gibi translate Portuguese
1,849 parallel translation
Gördüğün gibi ben mesleğimi değiştirmek durumunda kaldım.
Como vês, tive de fazer algumas mudanças na carreira.
Ben kaçıyorum ve gördüğün gibi, Sam, öğlen sütü için can atıyor.
Vou sair, e como podes ver, o Sam está desejoso pelo seu galão da tarde.
Gördüğün gibi, ben büyük bir hayranınım.
Como podes ver, sou uma grande fã.
Gördüğün gibi, bizler baykuş yok edicileriz.
Somos exterminadores de mochos...
Gördüğün gibi bu pek akla yatkın gelmeyebilir ama paketi almadığımız sürece onu bulmamız mümkün değil.
Veja... isto pode não fazer sentido, mas não o podemos encontrar, a não ser que tenhamos essa embalagem. Não posso acreditar.
Teis'de gördüğün gibi zihniyle konuşarak büyüdü.
E o Teis fala o que lhe vem cabeça, como podes ouvir.
Gördüğün gibi, fotoğraflarını herkesin görebileceği bir panoya asıyorum.
Como vês, estou a afixar as tuas fotos para ter uma visão de conjunto.
Gördüğün gibi gayim ben.
Eu sou gay, como podes ver.
Gördüğün gibi, ve izin ver tekrar açıklayayım.
Deixa-me voltar a explicar-te isto...
Ve gördüğün gibi üzeride basamaklar sonunda da bir çengel vardır çengeli pencereye takarlar ve sonra yukarı tırmanırlarmış.
E como podes ver Isto são os degraus do escadote, e o gancho no fim que eles prendiam numa janela para depois subirem.
Gördüğün gibi, şu anda güvenmekten başka şansın yok zaten.
A meu ver, confiança não entra nesta conversa.
Gördüğün gibi.. Bu yüzden kediler tek bir yumağı paylaşamazlar.
É por isso que as gatas não partilham o mesmo novelo.
Gördüğün gibi belirsiz ve kesinlikle tedavi edilemez türden.
Isso é muito simples para não poder ser curado.
Gördüğün gibi duruşmada güvenlik çok sıkı
A segurança em redor do júri é apertada, como podem ver atrás de mim...
Senin de gördüğün gibi, onlar boğa ipi.
Bem, como podem ver, são cordas de touros.
Gördüğün gibi, yoldayım.
Eu ando na estrada, sabes?
Gördüğün gibi dükkân sahibi ayağına ağırlık verdi.
Repara que o dono movimentou o seu peso.
Tamam geç bakalım şöyle biraz soluklan, gördüğün gibi kolay değil.
Mais rápido! Respira... recobre o fôlego.
Gördüğün gibi bay...
Estou obviamente a jogar com o Sr...
Gördüğün gibi, kendim hallediyorum.
Como podem ver, estou bem.
Gördüğün gibi, burası gerçekten altın kurbağaların doğada hayatta kaldıkları tek yer.
Esta é mesmo a última população de rãs-douradas selvagens.
Gördüğün gibi...
Está a ver...
Gördüğün gibi çalışıyorum.
Eu estou a trabalhar.
Gördüğün gibi çok geç kaldın
Vieste tarde demais!
Gördüğün gibi Beaux yanık olduğunda utangaç....
Repara, o Beaux não tinha vergonha do facto de ter um fraco significante...
Ve gördüğün gibi, bir kaç...
Nada sério. E, como pode ver, tive alguns... infortúnios.
Gördüğün gibi o da tüm yetkilerini kullanıyor.
E podes ver que ela não se retrai nada.
Gördüğün gibi, ben de senin gibi, önce ailemi korumak için bir ceset gömdüm.
Então vê, assim como você, meu amigo, enterrar um corpo não é nada, se for para proteger a minha família.
- Gördüğün gibi zaten birşeyler yedim.
- Como podes ver, eu já arranjei.
Barda senin de gördüğün gibi.
Apesar do que possas ver no bar.
Evet, gördüğün gibi gidip katırları getirebilirsin. Özellikle de eşyalarımızın olduğu katırı.
Sim, podia ver se consegue juntar as mulas, especialmente a que tem o nosso equipamento.
Gördüğün gibi çivit renginin ötesini yansıtan her parçacık normal renk tayfına uygun hareket etmez.
Qualquer partícula que refletir o ultra indigo... não vai se mover no espectro normal.
- Evet. Gördüğün gibi buradaki görevim sembolik aslında.
Vês, isto é o emblema da minha missão aqui.
Gördüğün gibi, ölümüne neden olan kurşun yarası tam burada. Yakın mesafeden ateşlenmiş.
Agora, como podes ver, a ferida do tiro fatal está aqui... à queima roupa.
Gördüğün gibi, sana sahip olduğu için şanslı.
Sabes, ela tem sorte de te ter a ti para olhares por ela cá.
Tıpkı senin babanda gördüğün gibi.
Assim como tu fizeste com o teu pai.
Gördüğün gibi, içlerinde kendilerinden nefret ederler. Ve o nefreti acıyı sindirmek için kullanırlar.
No fundo, eles odeiam-se e usam esse ódio para consumir a dor.
Gördüğün gibi şef, bugünlerde sen defterin sivil ve mağdur satırındasın.
Sabes, chefe, hoje em dia, tens mais o perfil de civil, vítima por parte do livro-razão.
Şu sayfada açıkça gördüğün gibi... 4,300 $'lık bir bütçe fazlamız var.
Podes ver claramente, nesta página que temos um excesso de 4.300.
Gördüğün gibi, geçiş neredeyse tamamen tıkalı, ama bunun işe yaraması için, birinin Dr. Keller'ın yatağının yanına yaklaşıp...
Como pode ver o acesso está quase completamente bloqueado, mas para isso funcionar, preciso que alguém vá até a cama da Dra. Keller e a injecte.
Gördüğün gibi, bu gerçek her şeyin üstünde olmalıyken ayrılıkçı meseleler, ve bu amaç uğrunda benim yanımda olması gereken kişilerin hırsları nedeniyle geri plana itilip son sırada yer alıyor.
Este facto deveria ser supremo, mas assume o último lugar, relegado pelos interesses de facções e pela ambição de homens... que deveriam estar unidos comigo nesta causa.
Gördüğün gibi, bir dişi fiziksel üstünlüğün sergilenmesine şahit olursa oksitosin hormonu salgılar.
Sabes, quando uma fêmea testemunha uma exibição de domínio físico, produz a hormona oxitocina.
Ama gördüğün gibi seçmemiş.
Mas ele não escolheu, vês.
Gördüğün gibi, grafik, tek olarak bu şekilde durduğunda daha güzel gözüküyor.
Como podes ver, o gráfico funciona bem numa unidade única de exibição.
Lago gibi bir kasabada büyüyorsun ve gördüğün ilk adamla evleniyorsun. Ve üstelik adam başarısız biri.
Quando se cresce numa cidade como Lago e se casa com o primeiro tipo e ele não era nenhum caso de sucesso.
Çünkü gördüğün avukat sana önceki gibi iyi davranmayacak!
Porque esta pose de advogado cortês e provinciano dará lugar a uma onda de indignação e a um tal clamor pela justiça, que você nem consegue imaginar!
Gördügün gibi, uyusturucuyu birakmanin sonuçlari gayet çirkin olabiliyor.
- A desintoxicação pode ser feia.
Ne düşündüğün ya da ne gördüğün umurumda değil ama sandığın gibi değil, tamam mı?
Tens que entender, não interessa o que pensas que viste... mas... mas não é o que pensas, está bem?
Burada gördüğün bütün domuzlar, soğuk kanlı birer savaşçı gibi görünüyor.
Todos estes grunhos aqui olham para os de reconhecimento como guerreiros de sangue frio.
Eski fotoğrafçılar gibi, gördüğün ik sarhoş nedimenin elbisesinin altına kafanı sokarsın sen.
A primeira dama de honor bêbada que vires, terás a cabeça debaixo da saia dela como um daqueles fotógrafos antigos.
Bana baktığında gördüğün kişi gibi olmak istedim.
Eu quero ser... o que tu vês, quando olhas para mim.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17