Gördüğün üzere translate Portuguese
246 parallel translation
Gördüğün üzere, hâlâ yerleşiyoruz ama...
Obviamente, ainda estamos a montar tudo.
Gördüğün üzere aynı adamım.
Sou o mesmo homem que era.
Gördüğün üzere, gelmiyor.
- Pelos vistos, não vem.
Beni kaldırman gerekecek ortak. Çünkü gördüğün üzere bu işi tek başıma yapamıyorum.
Vai ter de me levantar, amigo, que eu sozinho não consigo.
Gördüğün üzere çıkış yok.
Daí, veja, que, como eles dizem, é isso aí.
Gördüğün üzere, şovumda, bir uzaylıyı oynuyorum.
Sabes, no meu programa faço o papel de um alienígena.
Gördüğün üzere, bu dört çekerli bir Land Rover.
- Obrigada. - Como pode ver... é um Land Rover com tracção nas quatro rodas.
Evet, onlar... Gördüğün üzere, hepsi birbirlerinden farklı.
Eles são bem diferentes.
Gördüğün üzere burada bizden başkası yok.
Como pode ver, só aqui estamos nós.
Jadzia, gördüğün üzere planlanacak pek çok işimiz var.
Como vê, Jadzia, temos muito que planear.
Ama gördüğün üzere sağlığım pek iyi değil.
Mas, como vê, não estou bem de saúde.
Gördüğün üzere, ben ölüyorum.
Sabe, estou a morrer.
Fakat gördüğün üzere, bu insanlarla zaten bir bağım var.
mas sabe, eu já tenho um elo com estas pessoas.
Bazen... Gördüğün üzere, yaratıcı yönü daha ağır basan bir adamım.
Eu não seu, às vezes... gostaria mais de ser eu mesmo, minha criação.
Gördüğün üzere bu bir kamikaze görevi.
Isto é uma missão suicida.
Gördüğün üzere, tam bir Amerikan vatandaşı olduğum ortaya çıktı.
Acontece que afinal de contas sou um cidadão americano.
Gördüğün üzere anlaşılmaz konuşmamın tecrit edilmiş kulesinde yapayalnızım.
Tenho-me sentido muito só na minha isolada torre de discurso indecifrável.
Bak... senin de gördüğün üzere bizim seni incitmemiz pek olası değil o yüzden ne istiyorsan al, ama eğer bu iki kanat birbirine değerse...
Como pode ver, não vamos lhe machucar Então pegue o que quiser, mas se esse painéis se tocarem...
Yani, gördüğün üzere herşey bu yemeğe bağlı.
Portanto, como vês... Há muito em jogo neste jantar.
Fakat daha sonra seninde gördüğün üzere eve çöp yığmaya başladı ve bir daha hiç gün ışığına bakmadı.
Mas, depois, deixou ao abandono toda a casa, como viste, e não mais voltou a ver a luz do dia.
Gördüğün üzere suyunuzu alıp zenginliğine katan benim.
Sabem, eu sou aquele que levou as vossas águas e as vossas riquezas com ele.
Gördüğün üzere, fazla zamanım kalmadı.
Como pode ver não me resta muito tempo.
Burada egzotik bir kadın bulacağımı biliyordum ama sen aynı zamanda pek bir hilekarsın. Ama gördüğün üzere bir kalbim de var.
Já ouvi falar de mulheres exóticas aqui, mas tu tens a sedução também.
- Gördüğün üzere bunu yapabilirim.
- Sabes, não posso fazer isso..
- Gördüğün üzere- - - 4.000 dolara kadar çıkabilirim.
- Como pode ver... - Posso ir até aos 4 mil.
Gördüğün üzere, bu süren soruşturmanın bir parçası.
Faz parte duma investigação federal em curso.
Gördüğün üzere, bir çok dergi senin yağ sürmeni istiyor, ve sere sepe açılmanı istiyor, belkide bir kız ile yere yatmanı.
A maioria das revistas só te quer com o corpo cheio de óleo as pernas todas abertas. Talvez em conjunto com outra rapariga.
Gördüğün üzere, burada, uh, iyi denilebilecek standartlarda bir yaşamım var.
Como podes ver, eu... habituei-me a um certo padrão de vida aqui.
Şu anda gördüğün üzere, paramı geri aldım ve mahalle hakkında toplamayı başardığın bir kaç bilgiyi de.
E as informações conseguiste sobre os teus vizinhos. O teu substituto vai precisar delas.
Gördüğün üzere Bay Decker bir yatırım danışmanı.
Como podes ver... Sr. Decker é um consultor externo
Dâhi çocuk, gördüğün üzere orta sahada açık vermişsin.
Ei, génio. Acontece que deixaste um buraco no centro do terreno.
Gördüğün üzere, filmin sonundaki yaşlı adamın babam olduğunu anlayıverdi.
Viste como descobriu que o velhote era meu pai.
Gördüğün üzere, tankın sağ tarafında fikir topları var.
O lado direito do tanque é repleto de'bolas de ideias'.
Ama gördüğün üzere... Benim sana ihtiyacım var.
Como podes ver eu preciso de ti.
Şu anda gördüğün üzere evdeyiz.
Já estamos na casa.
Bu arada gördüğün üzere Merhaba benim adım Lance değil ve ben bir bağımlı değilim.
Como podes ver não me chamo Lance, e não sou drogado.
Gördüğün üzere Harper'ın kaburgaları ve göğüs kemiği göğsüne gelen iki kurşunla parçalanmış.
As costelas e esterno do Harper foram quase destruídas pelos tiros no torso. Zack, o Booth foi despedido.
Senin de Bryce'la olanlardan gördüğün üzere. ilişkilerde pek iyi değilim.
Bem, como podes ver por tudo o que aconteceu com o Bryce, Não sou muito boa em relacionamentos.
Bilemiyorum. Bazen... Gördüğün üzere, yaratıcı yönü daha ağır basan bir adamım.
Por vezes... soa mesmo como sendo um homem por mim inventado.
Gördüğün üzere, makine Death Nell'e gittikçe yaklaşıyor.
Como podes ver, a máquina está a seguir a Death Nell.
Gördüğün üzere, durum şu.
Portanto, o que se passa é... Sente-se.
Gördüğün üzere, karım olmadan yatakta uyuyamıyorum.
Não consigo dormir na cama sem a minha mulher.
Çünkü Jenny bütün bu müşterilerle oldukça meşgul, gördüğün üzere.
Até odiava a Mary Ann por ser tão boa rapariga. Só havia uma pessoa que não odiava.
Aferin Oğlum sözlerin için sağ ol... ama gördüğün üzere ceza sistemi seninle aynı minnettarlığı göstermiyor.
Obrigado pela palmada nas costas, mas, como vê, o sistema correccional não partilha da sua gratidão.
Burası oturma odası, gördüğün üzere ahşap döşemeli ve tavan işlemeli.
O MEU APARTAMENTO Isto é a sala. Vê-se pelo pavimento em madeira e pelos ornamentos em madeira.
Gördüğün üzere geç Biscayan tarzı.
Aparentemente confeccionada depois da feira de Biscay.
Ve gördüğün üzere ben kazandığım parayı harcamayı seviyorum.
E como podes ver, eu gosto de gastar o dinheiro que faço!
gördüğün üzere benim ismim başta.. Neden?
Sim, o outro nome.
Gördüğün üzere, iyi iş çıkardık.
Como podes ver, estivemos muito bem.
Aslında, gördüğün üzere meşgul değilim.
- Como vês, não estou ocupado.
Gördüğün üzere, poker oynuyorum.
Sabe, eu jogo póquer.
gördüm 831
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördün 90
gördünüz 57
gördük 25
gördü 16
gördüm seni 25
gördün mü 3514
gördüğüme sevindim 20
gördün mü bak 45
gördünmü 25
gördünüz mü 803
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördün işte 29
gördüm onu 79
gördüğüm kadarıyla 80
gördüğünüz üzere 29
gördüm onları 17
gördüğün gibi 275
gördün mü onu 18
gördüğünüz gibi 306
gördün işte 29