English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ H ] / Harikûlade

Harikûlade translate Portuguese

1,122 parallel translation
Bir polise asistanlık etmek, her zaman harikulade bir şeydir.
Bem, é sempre maravilhoso... poder ajudar a polícia.
HARİKULADE
FABULOSA
Harikulade.
Fabuloso.
Her şey harikulade olsun Bu benim tek isteğim
Quero o fabuloso É o meu simples pedido
Her şey harikulade olsun Daha büyük, daha iyi ve mükemmel
Tudo fabuloso Maior e melhor, o melhor
Harikulade bir havuz
Piscina fabulosa
Harikulade bir atlayış
Salpico fabuloso
Harikulade partiler Çöpler bile harikulade
Festas fabulosas Até lixo fabuloso
Harikulade bir giyim
Moda fabulosa
Harikulade mücevherler
Joalharia fabulosa
Her şey harikulade olmalı
Ela tem de ter tudo fabuloso
Harikulade saçlar, harikulade bir stil
Cabelo fabuloso, estilo fabuloso
Harikulade gözler Ve harikulade bir gülüş
Olhos fabulosos e sorriso fabuloso
Kesinlikle harikulade, değil mi?
Não é absolutamente fabuloso?
Harikulade, harikulade, harikulade
Fabuloso, fabuloso, fabuloso
Ama bu harikulade.
Fabuloso.
Harikulade bir gece olacak.
Vai ser uma noite fabulosa.
Harikulade!
Fabuloso!
Harikulade bir yüz.
Tens uma cara fantástica.
Harikulade.
- Está aqui.
O harikulade kokusu hâlâ evin içindeydi ama hindi gitmişti.
O aroma delicioso ainda pairava na casa. Mas tinha-se ido.
- Harikulade makinem.
A minha fantástica máquina.
Bu akşam burada olmak benim için çok onur verici. Bu harikulade ve sıcak ortamda... hepimiz duygulu anlar yaşıyoruz.
É uma honra estar aqui esta noite, num maravilhoso, excitante... e delicado momento, para todos nós.
Sizlere harikulade şov sunacağız.
Vamos fazer um espectáculo para vocês na mesma.
Ama burada, bu harikulade oyun alanında... eğlenceli yanını gösteriyor.
Davies... está sempre séria... mas, neste lugar fabuloso... ela mostra-nos o seu lado divertido.
Bütün düşünebildiğim Leonard'tı... Onu ne kadar özlediğim, ne kadar sevdiğim.. ve onunla geçirdiğimiz harikulade anlar.
Só conseguia pensar em Leonard... e em como sentia a sua falta, e o amava... e os bons tempos que passamos juntos.
- Harikulade.
- Perfeito.
- Aslı ben sana teşekkür ederim bu harikulade Noel gününde, bize böyle harikulade bir müzik dinlettiğiniz için.
- Sou eu que vos agradeço por esta música gloriosa neste glorioso Dia de Natal.
Harikulade imgelem dünyasına.
Um mundo de imaginação assombrosa.
Duyu alma sensörü harikulade, tamamen emsalsiz.
A sua percepção sensorial... é extraordinária, quase única.
Harikulade.
A Allison está muito bem.
- Biliyorum. Harika. Harikulade.
Excelente, maravilhoso.
Harikulade.
Maravilha.
Kendime, o harikulade Fransız piliçlerinden bakmak istiyorum.
Quero estar no meu melhor para aqueles fabulosos pássaros franceses.
Tamam, çok güzel ve harikulade fakat Marcie de öyle. Ve Marcie'de iç güzelliği de var.
Está bem, é bela e bonita e tudo isso, mas, Al, a Marcy também e tem beleza interior.
Harikulade.
Mmm...
Harikulade.
Assombroso.
Harikulade.
É fantástico.
Harikulade!
Maravilhoso!
Yarın sabah size harikulade olduğunu duyduğum yeni Moss Hart oyunu hakkında her şeyi anlatacağız.
Amanhã de manhã, contarei tudo sobre esse assunto e também tudo sobre a nova peça de Moss Hart que pelo o que sabe é simplesmente divino.
Bu çok harikulade bir anıdır.
É uma linda lembrança.
Mucizevi bazı nedenler yüzünden aynanın karşısında çırılçıplak dans ederken görmüş olduğum bir okul öğretmenimin olması harikulade bir duygu.
por algum motivo milagroso é uma sensação maravilhosa ter uma professora que se viu a dançar nua... à frente de um espelho... e foi isso que aconteceu.
Oradan şehir gerçekten harikulade görünür.
Tem a melhor vista da cidade, tem sim.
Harikulade bir gösteri dostlarım.
Que golpe espectacular, meus amigos.
Harikulade.
Maravilhoso.
- Doğa ananın ve ağaçların arasında yaşayan biri... duygularının harikulade coşkusunu... ve kıpır kıpır oynaşan ruhunu hissederek... zehirli bir tutsaklığı reddeder. - Evet.
- Sim.
Yani, benim için zaten bir sürü başka harikulade şeyler yapıyor.
Ele faz-me tantas coisas maravilhosas.
Bu harikulade ceketi gördüm, fakat satıcı 90 frank istedi.
Vi este casaco de couro pelo qual era capaz de matar mas o homem queria 90 francos.
Bu harikulade.
É maravilhoso.
en sevdiğiniz. Kestane ile doldurulmuş hindi rosto, ve başlangıç olarak da dilbalığı. - Harikulade!
Tem o seu prato favorito, peru assado com recheio de castanhas e filete de solha só para começar.
Ben pek size katılmıyorum, efendim. Vatansever bir insanın, bu harikulade dergi aleyhinde ne gibi bir tavrı olabilir ki?
Não concordo consigo, sir, o que é que um indivíduo patriota teria contra esta magnifica revista?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]