Hepimiz öyle translate Portuguese
527 parallel translation
Hepimiz öyle yapmıyor muyuz?
É o que todos devemos fazer, não?
Hepimiz öyle, senin sayende.
Estamos todos, graças à senhora.
Hepimiz öyle. Birkaç battaniyeye, bol bol tütüne ve kibrite ihtiyacımız olacak.
Precisamos de cobertores, tabaco e fósforos.
- Hepimiz öyle sanıyorduk.
- lsso era o que todos pensávamos,
Hepimiz öyle düşünüyoruz. Walter, Bennie, ben hatta Travis bile.
Walter e Bennie pensam o mesmo até Travis.
- Hepimiz öyle değil miyiz?
- Estamos todos. Vá para a proa.
Hepimiz öyle sandık.
Todos pensámos o mesmo.
Bir adam hem iyiden, hem de kötüden yaratılmıştır, hepimiz öyle.
Um homem é feito de coisas más e boas, todos nós.
Hepimiz öyle.
Todos nós gostamos.
Hepimiz öyle.
Nós também acreditámos.
Hepimiz öyle düşünüyoruz.
Todos pensamos isso.
Wayne'in yanında hepimiz öyle görünüyorduk.
- Todos ficavam, perto do Wayne.
Starbuck, hepimiz öyle.
Starbuck, todos nós desejávamos.
- Hepimiz öyle olmalıyız.
- O cavalo deve continuar a procriar.
Hepimiz öyle değil miyiz?
Não estamos todos?
- Hepimiz öyle düşünüyoruz.
- Isso dizemos todos.
- Hepimiz öyle değil miyiz?
- Todos somos.
Ama bahara kalırsak hepimiz öyle oluruz.
Na Primavera pode ser todos.
- Oh, hepimiz öyle değil mi?
- Não procuramos todos?
- Ufak ufak. Hepimiz öyle değil mi.
- Não é o que fazemos todos?
- Hepimiz öyle değil mi.
- Não sabemos todos?
Hepimiz öyle karar verdik. Hepimiz öyle söyledik.
Concordámos todos que assim fosse.
- Hepimiz öyle değiliz.
- Não somos todos assim.
Claudia bak, sana yardım etmeye çalışıyorum, hepimiz öyle.
Ouça, Claudia, estou a tentar ajudá-la. Estamos todos.
Hepimiz öyle der, sonra bakmadığımızı hissederiz.
Não fazemos isso, mas chega o momento e parece que não estamos a fixá-lo.
Geçeceksin bunları, hakimin karşısında hepimiz öyle deriz!
Já conhecemos essa!
Öyle demeyin, hepimiz çuvalladik... ve tüm yükü birimizin tasimasi için hiç sebep yok.
Então, vá lá, senhor, todos falhámos... e não há razão para esperar que nenhum de nós perca tudo.
Gitmemizin hepimiz için iyi olacağını düşünüyorsan, öyle yaparız.
Se achas que é melhor para nós, mudar-nos-emos.
Hepimiz birer yetişkiniz ve öyle davranabilirsek Warren, bütün akşamı Rose'dan bahsederek geçireceğine onunla birlikte geçirir...
Somos crescidos e, se actuássemos como tal, o Warren estaria cá com a Rose, em vez de passar a noite a falar sobre si...
Hepimiz genciz. Öyle olmak zorundayız.
Homens jovens, todo nós Temos de ser.
Benim için de öyle, hepimiz için öyle.
E dentro em mim também, E creio que em todos nós.
Hayır, hepimiz ona yardım ettik, öyle değil mi Bay Morley?
Todos o ajudámos, não é, Sr. Morley?
Sana yardım edecek yanında kimse yok, öyle olunca hepimiz Allison buraya gelmeden senin kasabadan kaçacağını düşünmüştük.
Todos pensámos que deixaria a cidade antes de enfrentar o Allison, sem seus rapazes a seu lado para o ajudar.
Hepimiz öyle, değil mi?
Como todos aqui, não?
Hepimiz saçmalamalarını duyduk. Öyle değil mi Bay Weaver?
Ouvimos todas os teus delírios subconscientes.
Öyle ki... Lord Gilbert buna karşılık olarak... ne pişmanlık göstermiştir, ne de tövbe etmiştir. bize tanınan haklar çerçevesinde... hepimiz buraya toplandık.
Entretanto, Lord Gilbert não se arrependeu... e continua livre nesta terra... nós aqui, o separamos do precioso Corpo... e Sangue de Cristo e de toda sociedade cristã.
Madem öyle, Voltran'a dokun ki... hepimiz tanrımızın zayıf olduğunu bilelim.
Toque em Wotan e vamos saber que seus deuses são fracos!
Hepimiz deliyiz, öyle olmasa burada olmazdık.
Nós é que somos doidos por estarmos aqui.
Artık hepimiz bu işin içindeyiz, öyle değil mi?
Agora estamos todos no mesmo barco.
Orospu öyle söyledi. Ya 6 kişi ya hepimiz.
A vaca foi clara...
Öyle yaparsak yarın hepimiz öleceğiz.
- Para estarmos todos mortos já!
Hepimiz. Öyle mi, neden?
- Sim, o que?
Hepimiz hastaneden aldılar. Öyle görünüyor ki, senin askerlerden bazıları da bizimle beraber gelecek,
Tiraram-nos todos do hospital e parece que de caminho, levamos os vossos.
Yani yapmamız gereken tek şey denizde bir fırtına bulmak ve işte... hepimiz Einstein'dan daha zeki oluverdik öyle mi?
somos mais inteligentes que Einstein.
Öyle ya da böyle hepimiz ülke için ot çapalarız.
De qualquer maneira, vão todos acabar a fazer tijolo.
Hepimiz göt gibi kaldık, öyle değil mi?
Somos uma lamentavél cambada de inúteis.
Bazılarımız öyle, ama hepimiz yürüyebilecek durumdayız.
- Alguns, mas podemos andar.
Yani hepimiz aynı fikirdeyiz, öyle mi?
Estão todos de acordo?
Bunlar vardı... ama bana öyle geldi ki, dahası da vardı ve bunu hepimiz biliyorduk.
Claro que também se referia a isso, mas... parece-me, hoje, que havia algo mais que todos sabíamos.
Öyle umalım. Çünkü eğer ulaşmadıysa, hepimiz yanmış tost makinelerine döneriz.
Esperemos que sim, porque senão ficaremos como torradas queimadas.
Evet hepimiz zamanı durdurmak istiyoruz öyle değil mi?
Todos nós gostaríamos de parar o tempo, não é?
hepimiz öyleyiz 35
hepimiz öyle değil miyiz 20
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
hepimiz öyle değil miyiz 20
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyle olsun 692
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyle işte 113
öyleyim 490
öyleymiş 51
öyle olsun 692
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500
öyle deme 154