English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Iyi geldi

Iyi geldi translate Portuguese

1,889 parallel translation
Bu iyi geldi.
Sabe tão bem.
Uf demeniz bile iyi geldi doktor.
Só de lhe chamar dói-dói já me sinto melhor.
Bu çok iyi geldi.
Sabe mesmo bem.
Ohh, bu çok iyi geldi.
Isso sabe tão bem.
- Elma şarabı iyi geldi mi?
- Está Ajudando a Sidra?
Bu engel iyi geldi mi?
Que tal isso como complicação?
Bu iyi geldi.
- Soube bem.
Bu çok iyi geldi.
Soube mesmo bem.
Çok iyi geldi.
Isso sabe tão bem.
Çok iyi geldi. Ciğerlerim jiletlerle doluymuş gibi olmasına rağmen iyi geldi. Bir de sigara olsaydı.
Sabe tão bem, apesar dos meus pulmões parecerem que estão cheios de lâminas e estar mesmo a apetecer-me um cigarro.
Çok iyi geldi.
Sabe bem.
Karl'la ilgili güzel şeyler düşünmek bana iyi geldi.
Senti-me bem por dizer algumas coisas boas sobre o Karl para variar, sabes.
Hiç birşey, sadece bunu ona tekrar söyleyebilmek iyi geldi.
Nada. Sabe bem dizer isto novamente, principalmente a ele.
- Sarısı aşağı iniyor... - Mm, iyi geldi.
- A gema está a escorrer...
Duş çok iyi geldi.
Este duche soube tão bem.
Tekerlekli sandalyeli bir adamı fırçaladım ve çok iyi geldi.
Acabei de repreender um homem de cadeira de rodas e soube-me bem.
Kaliforniya havası bana iyi geldi.
Bem, os ares da Califórnia fizeram-me bem.
İyi geldi
Isso é bom.
Lois, geçen gece babam geldi ve benim iyi bir Katolik olduğumu hatırlattı
- Lois, na noite passada, o meu pai veio até mim e lembrou-me que sou um bom católico.
Odama geldi. İyi olduğumu gördü. Ve birden yere düşüp bayıIdı.
Ele entra na sala, vê que estávamos todos bem, e de seguida desmaia no chão.
Çünkü aklıma gelebilecek en iyi fikir geldi.
Porque eu tive a melhor idéia do mundo.
Jack Gallagher geldiğinden beri departman hiç olmadığı kadar iyi bir duruma geldi.
Desde que o Jack Gallagher chegou, o nosso departamento nunca esteve em melhor forma.
Dan Dedemin iyi olup, olmadığına emin olmak için geldi çünkü o ve Dan Dedem hâlâ birbirini seviyor.
Ele voltou para ter a certeza que o avô Dan está bem, porque ele e o avô Dan ainda gostam um ao outro.
Şimdi benim sıram geldi. ve bunu iyi yapmak istiyorum.
É a minha vez de governar e quero fazê-lo bem.
Teşekkür ederim. İyi geldi.
Obrigada, está bem.
- Çok iyi geldi.
- Tudo está ajudando.
Çok uzun zamandır kaçındığımız bir şeyi ele almanın vakti geldi bence ve hepinizin neyden bahsettiğimi çok iyi anladığınızı biliyorum.
Então vou achar um lugar para fogueira e assá-lo. Este clarão perto do rio será perfeito. Cheio de água fresca.
En iyi arkadaşın Nikki geldi.
É a tua melhor amiga, a Nikki.
Bu iyi geldi.
Que sensação óptima.
911'i aradın ve bu iyi adamlar yardıma geldi.
Tu marcas o 112, e estes homens simpáticos vêm para nos ajudar.
- İşte en iyi dostum geldi
- Ai vem o meu irmão da fraternidade
İyi geldi mi?
É bom, certo?
Jyugon'un en iyi kız arkadaşının görme vakti geldi.
Agora tu sabes quem é a melhor namorada do Jyugon.
Bana bağımlılık yapıyormuş gibi geldi. Ve bunun iyi bir şey olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Este parece ser um pouco viciante e ambos sabemos que é mau, certo?
Bana iyi bir plan gibi geldi.
Parece-me um bom plano.
Biliyorum, bu taşınma olayı sana ağır geldi, ama iyi yanlarından bakmaya çalış, olur mu?
Ouve, sei que esta mudança tem sido dura para ti, mas tenta tirar o melhor partido dela, está bem?
Çok iyi geldi.
É bom.
Bu bana iyi bir şeymiş gibi geldi.
Isso parece-me uma coisa boa.
Sinüs ritmi geri geldi, bu iyi.
Ritmo sinusal. Muito bem, isto é bom.
Öldürmek için iyi bir gerekçe gibi geldi.
Parece-me um motivo para homicídio.
50 yıl boyunca şirket iyi amaçlar için duygularını görmezden geldi.
Durante 50 anos a Companhia evitou emoções por uma boa razão.
Aslında brunch daha iyi olur gibi geldi.
Sabes, o brunch parece-me ser boa ideia.
Ne kadar iyi olduğumuzun önemi yok, sınıfta kalacağız çünkü ilk onlar geldi ve okulu onlar yönetiyor... -... ve bizden nefret ediyorlar.
Não importa o quanto bons somos, vamos falhar, porque eles estavam cá primeiro, dominam o hospital e odeiam-nos.
İyi haber, çantalar geri geldi.
Boas notícias : as malas estão de volta.
Bu iyi geldi.
Isso é bom...
O kadar korktun ki çatıdan atlamak bize yakalanmaktan daha iyi bir seçim gibi mi geldi?
Tanto que saltou de um telhado para não ser apanhado.
Konuyu o buraya taşıdı, o yüzden burada çözümlense daha iyi olur gibime geldi.
Ela trouxe-o para o local de trabalho, por isso sinto que tem de ser lidado aqui.
O anda iyi bir öneri gibi geldi, ben de yeri öptüm.
Parecia um bom conselho naquela altura, por isso beijei o chão.
- Bana da iyi bir fikir gibi geldi babacık!
Parece-me espectacular, papá.
Triffid'ler insanoğlunun en iyi dostu haline geldi.
As trifides tornaram-se as melhores amigas do homem.
Yapmam gereken harikulade bir şey için aklıma çok iyi bir fikir geldi.
Tive uma ideia brilhante para algo fantástico que tenho de fazer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]