Kaybedersin translate Portuguese
1,170 parallel translation
Nasıl kaybedersin onu.
- Eddie, deixa-me fazer isto. - Páras? - Como chegamos a ele?
Birini kazanırken bir diğerini kaybedersin değil mi, Capa?
Às vezes ganha-se, às vezes perde-se, não é Capa?
- Özgürlüğünü kaybedersin. - Size zaman kazandırıyordum.
- Estava só a empatá-los.
Ama eğer koklayıp da, kimse osurmadı dersen bir puan kaybedersin.
Se sentir o cheiro mas não for peido de ninguém.
- Puan kaybedersin. - Ve kendi osuruğunu koklamak da yok.
Perde um ponto e não pode cheirar seu próprio peido.
25 milyon doları nasıl kaybedersin?
Mas como é que tu conseguiste perder $ 25 million?
Onu bulurlarsa, kaybedersin.
Se eles acharem isto, você vai perder.
Onu ağzıma sokarsan, onu kaybedersin.
Se você pôs isto em minha boca, você vai perder isso.
Sen kaybedersin.
Vais perdê-lo.
Bazı şeyleri kaybedersin.
As coisas perdem-se.
Ben kazanırım, sen kaybedersin, ikimizde mutlu oluruz.
Bom, assim é perfeito. Eu ganho, tu perdes, ficamos ambos felizes.
Birinin canını alırken,... sen de kendininkinin bir parçasını kaybedersin.
Quando tiras a vida a alguém perdes um pouco da tua também.
Üstünlüğünü kaybedersin.
Perde a vantagem.
Koyunlar her yanlış yöne gittiklerinde puan kaybedersin.
Sempre que uma ovelha segue o caminho errado é um erro e perde pontos.
Eğer su içmezse onu kaybedersin.
Se não beber líquidos depressa, vai perdê-lo.
" Ama sonunda, kaybedersin.
Mas no fim, perderás.
Bazen kazanırsın, bazen de kaybedersin.
Algumas vezes ganhas, outras perdes.
Sen kaybedersin.
Estás-te a passar.
Bazen kazanırsın, bazen kaybedersin.
Às vezes ganhas, outras vezes perdes.
Çıkarırsam, muhtemelen yaşarsın, ama bazı ince motor yeteneklerini kaybedersin.
Se o tirar, podes sobreviver, mas deves perder alguns movimentos.
Eğer güvenmekten korkarsan... kaybedersin.
Se tens medo de confiar... perderás.
Bu aşamada kendini anlatırsan ne kaybedersin ki?
Nesta altura do jogo, que mal faz falar um pouco sobre si?
Ona dokunursan, benim rehinliğimi kaybedersin, çünkü beni vurmak zorunda kalacaksın.
Se lhe tocas, perdes-me como refém, teras que me matar.
Eğer ona dokunursan, kılına dokunursan, kaybedersin.
Se a magoares, pérdes.
Sende paranı alamayacaksın. Kaybedersin ahbap!
Então já não terás o dinheiro e perdes, colega.
Tartışırsan kaybedersin. Hala kahrolası baharatlı!
Está demasiado picante!
Kaybedersin.
Você perderá.
- Nasıl kaybedersin?
- Mas perdeste-o como?
Görüyor musun, buradaki düğmeye basacak olursam, sen kaybedersin.
Vês, se carrego neste botão aqui, perdes tu.
Eğer sen kazanırsan, işini kaybedersin.
Se você ganhar você perde um negócio.
Amerika'yı kapatırsam... sen kaybedersin, onlar kazanır.
Se desligar a América... vocês perdem e ganham eles.
Iskalarsan oyunu kaybedersin Davey.
Falhaste. Estás fora. És tu, Davey.
Bunu yaparsan işini kaybedersin de ondan.
Se o fizesses, perdias o emprego.
Benimle yarışırsan, kaybedersin.
Se vieres atrás de mim, vais perder.
İşlerini toparla yoksa lisansını kaybedersin.
Ou faz as coisas com jeito ou perde a licença. E arranje-lhe um médico.
Evet... Bazen kazanır, bazen kaybedersin.
Bem, a vida é feita de altos e baixos.
Akşama kadar sadece bir yük taşı, yoksa gücünü kaybedersin.
Vê se vês melhor da próxima vez ou perderás o teu salário.
Sen kaybedersin Steele!
Tu perdeste, Steele!
Resmen vesayetini almadan kaçırırsan, Onu ebediyen kaybedersin.
Se fugir sem ter o direito legal, perde a custódia para sempre.
Eğer Yargıç Noose bu talebi reddederse... tümüyle beyaz bir jürin olur ve kaybedersin.
Se o Juiz Noose recusar, terás um júri só de brancos e perdes o caso.
Bir noktada başarırsın, sonra kaybedersin, sonra da her sınıf için sonsuza kadar kaybolur.
Que a dado momento todas têm, mas depois perdem. E quando se vai, é para sempre.
Ya güvenli yolu seçip muhtemelen her şeyini kaybedersin, ya da risk alırsın.
Então ou se joga pelo seguro e provavelmente perde-se tudo, ou agarra-se a oportunidade.
O zamana kadar da ona olan ilgini kaybedersin.
Nessa altura já perdeste o interesse.
Kazansan, hatta Jaresh-Inyo'yu yerinden etsen bile yine kaybedersin.
Mesmo que ganhe, mesmo que exonere o Jaresh-Inyo, fica a perder. Ficamos todos a perder.
Bu adama karşı nasıl kaybedersin!
Como podes tu perder com este gajo! ?
Las Vegas gibi. Kazanırsın, kaybedersin.
É como em Las Vegas, por vezes em cima, por vezes em baixo.
- Tamam mı? - Sen kaybedersin.
- Tu perdes.
Yoksa kaybedersin.
Perde-se pela certa.
İşini kaybedersin.
Significa que vais perder o teu emprego.
Balçıksan, kaybedersin.
Transpiras, perdes.
- Evet. - Cüzdanını nasıl olur da kaybedersin?
- Você, o dinheiro do caixa.
kaybettim 177
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25
kaybettin 183
kaybettik 72
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybedersem 24
kaybettiniz 25