English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kesinlikle öyle

Kesinlikle öyle translate Portuguese

1,569 parallel translation
Kesinlikle öyle.
É, efectivamente.
Kesinlikle öyle.
Parece de facto.
Kesinlikle öyle olmalı.
Uma obra de arte. E claro, principalmente o bigode.
- Kesinlikle öyle.
- Realmente é bela.
Kesinlikle öyle.
Exactamente.
- Kesinlikle öyle.
- Exactamente. Percebo.
Hayatının aşkı için en iyi hediye olduğu yazmıyor ama... kesinlikle öyle.
Não diz que é o presente perfeito para o amor da nossa vida, mas é.
Kesinlikle öyle.
Lá isso é.
- 28. caddeden de epey uzak. - Kesinlikle öyle.
- Um pouco longe da Rua 28
- Kesinlikle öyle efendim.
- A sério, minha senhora.
Umarım kesinlikle öyle yaparlar. Çünkü dosyayı işte o sayede kapatacağım.
Espero que façam isso, porque planeio fechar o caso assim.
Kesinlikle öyle.
- Ai isso é que estás.
Kesinlikle öyle düşünüyor.
Pois acha.
- Kesinlikle öyle yaptın, Walter.
- Sem dúvida, Walter.
- Carmen kesinlikle öyle umuyor. - Carmen, ne?
- A Carmen bem o deseja.
- Evet, kesinlikle öyle.
- Lá isso é.
Tam bir alkolik olarak, kesinlikle öyle.
Para um alcoólatra funcional, sem dúvida.
- Kesinlikle öyle.
Na verdade, sim.
Kocanızın, kontrolü altında olduğunu sandığı şey kesinlikle öyle değil.
O seu marido acha que está no controlo mas definitivamente não está.
- Kesinlikle öyle.
Claro.
Kesinlikle öyle.
Sim, ele é.
Kesinlikle öyle.
Na verdade é.
Kesinlikle öyle umarım.
Eu sinceramente espero que sim,
Kesinlikle öyle.
São certamente.
Kesinlikle öyle.
- É claro que é.
Bu konuda daha fazla bilgi açıklanmış olduğu zannedilmişti, ama kesinlikle öyle değildi.
Mais informação ao respeito, ia ter desclassificada e nunca o foi.
Kesinlikle öyle oldu.
É exactamente o que aconteceu.
Kesinlikle öyle.
Com certeza.
- Kesinlikle öyle.
- É uma aposta.
- Evet, kesinlikle öyle.
- Sim, exactamente isso.
Senin gibi bir için kesinlikle öyle.
Para te juntares a um especialista, certamente é.
- Evet kesinlikle öyle.
- Isso é verdade.
- Kesinlikle öyle, evet.
- Exacto.
Kesinlikle öyle olduğunu söyleyebilirim.
Dava para ver.
Bu kesinlikle korkunç bir şey. Öyle değil mi? - Evet öyle.
É a história de que David Denali é gay?
- Ama bu hala benim davam değil mi? - Elbette öyle, kesinlikle. Gel benimle, gel.
Só que a Katherine falou que... estava com um tempo livre e se ofereceu para ajudar neste caso...
Öyle bir kazanma hırsı vardı ki kesinlikle, kesinlikle kazanırdı.
Estava tão desesperado por ganhar, que ganhava.
- Kesinlikle, öyle.
- Claro que sim.
- Kesinlikle öyle.
Realmente, é.
Öyle ise, kesinlikle seni hiç ilgilendirmiyor.
Se ele existe, não é da sua conta.
- Kesinlikle öyle değil, yanlış düşünüyorsun.
- Não.
Yer yüzünde kalanlar genellikle öyle değildir Orada bir yerde devam eden kesinlikle bir şey var.
Espírito ligado à terra ou não, mas tem algo realmente acontecendo.
Kesinlikle öyle!
- Está, pois.
- Öyle mi? - Kesinlikle.
- Absolutamente...
Kesinlikle, öyle.Ben bir devriye polisiyim.
Claro que é. Sou um polícia de patrulha.
- Yeah, öyle bir şey kesinlikle olmaz.
- Pois, isso não vai acontecer.
Aynen öyle. Maskeli balodaki şu sürtükle dans edişini saymazsak, şu ana dek kesinlikle tek eşliydi.
Quer dizer, sem contar o ter dançado... com aquela pega no baile de máscaras, tem sido totalmente monógamo.
- Öyle mi düşünüyorsun? - Bana inanın, eğer hükümet beni almazsa, NID kesinlikle alır.
Acredite-me, se o governo não me pegasse, com certeza seria o NID.
Kesinlikle öyle görünüyor.
É o que parece.
Kesinlikle öyle olmalı.
Em inglês, por favor, Adèle.
Gres yağı banyosu yapayım ki öyle! Kesinlikle Hudson Hornet!
Mergulhem-me em massa lubrificante e chamem-me Slick!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]