Konuşmam translate Portuguese
17,737 parallel translation
Yönetici Anne Blaine ile konuşmam gerekiyor.
Apenas preciso de falar com a gerente, Anne Blaine.
Biraz oturur musunuz. Sizinle bir şey konuşmam lazım.
Sente-se, preciso de falar consigo.
Yalnız kalınca ara beni, konuşmam lazım seninle.
Liga-me quando estiveres só. Precisamos de falar.
- Benim, Eric. Konuşmamız gerekiyor.
- É o Eric, precisamos de falar.
Kevin'le konuşmamız gerekiyor.
Apenas, precisamos de falar com o Kevin.
Çok konuşmam, şarkı söylemem, kim o şakaları yapmam ya da parmaklarımın oyuncu olduğu tiyatrolar yapmam hoşuna gitmiyor. Özellikle Brad varken.
- Não gosta quando falo demasiado, canto, conto piadas infantis ou faço teatro e uso os dedos como atores, em especial, quando o Brad está por perto.
Birkaçınızla konuşmamız gerek.
Queremos falar com algumas pessoas.
Piscatella ile konuşmam gerek.
Preciso de falar com o Piscatella.
Siz ve takımınızla acilen konuşmam gerek.
Preciso falar consigo e com a sua equipa agora.
Bir anlaşmaya varacaksak konuşmamız gereken bazı durumlar var.
Na verdade, só uma. - Discrição. - Discrição?
Bayan Baptiste, sanırım konuşmamız gereken bir şeyler var.
Sra. Baptiste, acho que temos algumas coisas que conversar.
- Bu konuda Eddie ile konuşmam gerek.
Preciso de falar com o Eddie sobre isto.
Miranda'yla konuşmam gerekiyor da.
É suposto eu falar com a Miranda.
En son konuşmamızda Ajan Weller ile aranızda kesin sınırlar koymak hakkında konuşmuştuk.
Da última vez que falámos, discutimos sobre definir limites com o Agente Weller.
Sanırım geçen gece hakkında konuşmamız lazım.
Provavelmente devíamos falar sobre a noite passada.
Geçen günkü konuşmamızdan beri bir şey beni rahatsız ediyor.
Há algo que me está a intrigar desde a nossa conversa do outro dia.
- Seninle konuşmam gerek.
Preciso de falar contigo.
Daha rahat konuşmamı, geçmişimiz hakkında konuşmamı istediğini söylemiştin.
Pediste-me para ser mais aberto, contar-te sobre o nosso passado.
O kızla konuşmamız lazım.
Temos que falar com a miúda.
Bu gece tekrar buluşup konuşmamız gerekiyordu.
Devíamo-nos encontrar... esta noite para falar.
Konuşmamız gerek.
Temos que falar.
Claire'le konuşmam gerek.
- Preciso de falar com a Claire.
Dinle, konuşmamız gerek.
Ouve, temos mesmo de falar.
Konuşmamız gerek.
- Alex!
Konuşmamız gerek.
- Temos de falar.
Bulduğun şeyden haberi bile olmadığı halde Shelby'e prim yaptırdın, ve benden de ailesiyle görüşmemesi için onunla konuşmamı istiyorsun.
Deste os louros à Shelby, que não descobriu nada, mas queres que a convença a não voltar a dar-se com os pais.
Jay, uçmadan önce seninle konuşmam gerek.
Jay, preciso de falar contigo antes de descolares.
Clive'la konuşmam gerek.
Tenho de ir falar com o Clive.
S, Ferdinand'la konuşmam gerek.
- S, preciso de falar com o Ferdinand.
İş arkadaşımla konuşmam gerek.
Preciso falar com o meu associado por um minuto.
Konuşmamız gerek.
Precisamos conversar.
Konuşmamız gerek demek!
Significa que precisamos conversar!
Gregory'yle daha önceden konuşmam gerekirdi.
Eu devia ter falado com o Gregory antes.
Madem bu son konuşmamızmış bana yalan söylemene gerek yok.
Não precisas mentir para mim se... esta for a nossa última conversa.
Onun hakkında konuşmamız gerek.
Preciso de falar contigo sobre isso.
Konuşmamızdan sonra kendimin ve hayatımın ne kadar acınası hale geldiğine bir baktım ve birden bırakma kararı aldım.
Significa que, depois da nossa conversa, olhei bem para a minha vida, vi como se tinha tornado patética e decidi deixar radicalmente de consumir.
Ayrıca, bahçede nerede duracağımız hakkında konuşmamız lazım.
Também temos de decidir onde ficar no pátio.
Brendan ile konuşmam gerek.
- Tenho de falar com o Brendan.
Axel, o zaman kaçış taktiğimizi konuşmamız gerek.
Então temos de começar a falar de uma estratégia para fugir, Axel.
Megan'la liseden beri neredeyse hiç konuşmamıştım ve bir anda ansızın beni arayıp hemen gelmem gerektiğini söyledi.
Mal falava com a Megan desde o liceu, e, do nada, ela liga-me e diz que tenho de lá ir imediatamente.
Konuşmamız gerek.
Temos de falar.
Sizinle konuşmam gerek.
Preciso de falar contigo.
Connor'la konuşmam gerek.
Tenho que falar com o Connor.
- Travis, konuşmamız gerek.
- Travis, precisamos conversar.
Hayır Richard, Barker'la konuşmak istemiyorum. Barker'la konuşmamı istemeni istiyorum.
Não, não quero falar com o Barker, quero que queiras que eu fale com ele.
- Onunla konuşmamız gerek.
- Não. Precisamos falar com ele.
Konuşmamı mı istiyorsun?
- Queres adiantar? - Estamos prontos.
Dün gece hakkında konuşmamız lazım ve bunu burada yapamayız.
Obviamente... não aqui.
Carol'la konusmam gerek ama sag ol.
Tenho de ir falar com a Carol. Mas obrigado.
Seninle konuşmam gerek.
Quero falar consigo.
Seninle konuşmam gerek.
Tenho de falar contigo.
konuşmamız gerekiyor 75
konuşmamız lazım 165
konuşmamız gerek 171
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşmamız lazım 165
konuşmamız gerek 171
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmuyoruz 17