Küçük bir kız translate Portuguese
3,213 parallel translation
Küçük bir kızın yardım yakarışlarını duymak için Harvard'a gitmek gerekmiyor.
Não tem de ir para Harvard, para ver uma menina a pedir ajuda.
Sanırım küçük bir kız gibi ağlamasını duyabiliyorum.
Estou a ouvi-lo a chorar, parece uma miúda.
Küçük bir kızın rüyası.
Que era apenas um sonho de uma menina.
Büyütüp sevebileceğim, benimle aynı kaderi paylaşmasını istemediğim küçük bir kız istedim.
Só queria uma menina, para amar, e criar, para salvar do meu destino.
Dışarı küçük bir kız gibi gitti.
Sim, baza como uma miudinha.
- Kız mı oğlan mı? - Küçük bir kızım var.
- Rapaz ou rapariga?
Dizüstü çökmüş, küçük bir kız gibi titrediğini hâlâ hatırlıyorum.
Ainda me lembro de ti, de joelhos, a tremer como uma rapariga.
Küçük bir kız var.
Está ali uma miudinha.
Yani birileri yaralı küçük bir kızın zorla bir arabaya bindirildiğini görse şimdiye duymaz mıydık?
Não achas que se tivessem visto alguma coisa como, digamos, uma menina a sangrar, a ser obrigada a sair de um carro e a entrar noutro, já nos teriam dito?
Çok tatlı bir şeysin. Masum küçük bir kız gibisin.
És tão querida, uma querida e inocente menininha.
Ayakları küçük bir kızınki kadar küçük.
Tem a pele muito branca. Tem pés de menina.
Sanırım küçük bir erkek çocuğunu, küçük bir kızı öldürürken gördüm.
Acho que vi um rapaz a matar uma rapariga.
Küçük bir kızın olduğunu söylememiştin.
Não me disseste que tinhas uma menina.
Küçük bir kızım var.
Por favor. Tenho uma menina.
Küçük bir kızım var.
Tenho uma menina.
Beni kafası karışık küçük bir kız mı sandın?
Achavas que era uma menininha confusa?
- Küçük bir kız değilim ben.
- Não sou uma menina.
Üzgünüm, fakat ben küçük bir kız görmedim.
Desculpa lá, mas não vi nenhuma menina.
Küçük bir kız gibi çığlık atıyordun.
- Gritavas como uma menina!
Küçük bir kız olduğundan beri uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que ela deixou de ser uma rapariguinha.
Küçük bir kız değil.
Ela é adulta! Sabe o que está a fazer.
Melissa'nın gücü küçük bir kız için oldukça büyük.
O poder da Melissa... É muita magia para uma miúda pequena.
Küçük bir kızı öldürdüğünü bilerek geceleri nasıl uyuyorsun?
Como dorme à noite, a saber que matou uma rapariga?
Hayır, bu sadece aptal küçük bir kız olmanın yan etkisi.
Não, isso é só um efeito colateral de seres uma miudinha estúpida.
Küçük bir kız olmandan ötürü bükmenin fiziksel yönünü iyi beceriyorsun ama ruhani yönünü hiç umursamıyorsun.
Desde criança, só conquistaste o lado físico do domínio mas ignoraste completamente o lado espiritual.
Üstünde "E" ve "C" harflerinin işlendiği, belirgin biçimli, altından bir madalyon görecek olursanız... İçinde bir adamın ve küçük bir kızın resimleri olabilir.
Se por acaso se depararem com um distinto medalhão em ouro com as letras E e C gravadas, pode conter fotos de um homem e de uma miudinha no seu interior.
Yüzünde e ve c harfleriyle işlenmiş, belirgin bir madalyonla karşılaşacak olursanız. Bir adam resmi olabilir. Ve içinde küçük bir kız.
Se por acaso se cruzarem com um distinto medalhão de ouro com as letras E e C gravadas, pode conter fotos de um homem e de uma miudinha no interior.
Küçük bir kızı öldürmedim!
Não matei aquela maldita miúda!
Tek yapmam gereken elimi kaldırmak. Küçük bir kız gibi koşarak Helen'a gidersin.
Basta-me levantar a mão e vais a correr para a Helen como uma menina.
Kendim için fazla endişelenmiyorum, fakat küçük bir kızım var.
Não me preocupo muito comigo, mas tenho uma filha pequena.
Hem de o küçük kız ve babası hiç bir zaman bulunamamışken.
Quando a menina e o pai dela nunca foram descobertos?
Bir adım daha atarsan bu küçük kızın sonu olur.
Mais um movimento e ela morre.
Çocuk sahibi olmak için üç haftam var. Ve biliyorum bu küçük bir olasılık ama acaba seninle benim bebek yapmayı denemek konusunda bir şansımız olabilir mi?
Restam-me três dias de fertilidade e sei que é um grande passo, mas há alguma hipótese, de pensares em ter um filho...
İlk başta garip gelebilir ama küçük bir ücret karşılığında kızınızla temas kurabilirim.
Sei que ao início lhe pode parecer estranho, mas por um pequeno pagamento, eu posso contactar a sua filha.
Hep bir küçük kız çocuğu isterdim istedim.
Tudo que eu queria era uma menina.
Barınakta buna benzeyen küçük dövmeleri olan bir kız vardı.
Havia uma rapariga no asilo, que fazia pequenas tatuagens como as que ele tinha.
Bir kızımız blowjob işinde iyi, ama kalçaları küçük.
Uma delas faz sexo oral, mas tem o bumbum pequeno.
Beni kızdıran şey, bu küçük pislik ortalama derece iyi bir yazarken, kızımın peşinden ne zaman ayrılacak?
Por acaso, até irrita. Como é que esse otário consegue ser um escritor minimamente decente?
Hiçbir şeyi itiraf etmeyeceğini biliyorduk o yüzden Serena ile "Dedikoducu Kız" da küçük bir tartışma ortaya koyduk.
Bem, nós sabíamos que não admitirias nada, por isso eu e a Serena fingimos aquela discussão na Gossip Girl.
Ve küçük bir öpücük uğruna Dedikoducu Kız olmayı bırakmak istediğimden emin değilim.
E não sei se quero abdicar de ser a Gossip Girl por um pequeno beijo.
Etrafı iki düzine küçük bölmelerden oluşan küçücük bir bölmenin içinde evrakları kırmızıyla işaretleyerek dört yıl geçirdim.
Vou falar logo, srta. Parsons. Esse é o meu emprego dos sonhos.
Ama küçük kızımın piyano resitali vardı ve ben de kaçırmak istemedim. Zaten bu sene bir kez kaçırdım.
A minha filha ia fazer um recital de piano e não queria perder, pois já tinha perdido um, este ano.
Benden fazla küçük değil. 16 yaşında bir kız.
Não é tão mais nova que eu, uma garota de 16 anos.
Küçük bir sıyrık için neden kızımla çiçek toplamama engel olduğunuzu söyler misiniz?
Alguém pode dizer porque é que interromperam a minha colheita de flores com o meu pequeno por causa de uma ferida?
Savaşmaya ya da kaçmaya kalkarsanız güzel, küçük kızım kafasına bir mermi yiyecek.
Se lutarem ou tentarem fugir, ele estoura a cabeça da minha filha.
Majesteleri, küçük konseyinizde vardığımız kanıya göre vatana ihanetten başı kesilmiş bir adamın kızı ve biz konuşurken dâhi krallığa karşı isyan eden bir adamın kardeşi ile evlenmeniz ne uygun, ne de bilgece bir davranış olur.
Vossa Graça, no parecer do Vosso pequeno concelho, não seria adequado, nem avisado casar com a filha de um homem decapitado por traição, uma rapariga cujo irmão enquanto falamos assumiu abertamente uma revolta contra o trono.
Her küçük kız bir tayı olsun ister.
Todas as meninas querem um pónei.
Ilithyia'nın mücevher kutusunda gizlenmiş küçük kırmızı bir şişe var.
Há um frasco vermelho, escondido entre as jóias de Ilithyia.
Küçük bir Fransız kızının odası gibi hissettiriyor. Sence de öyle değil mi?
Faz com que se pareça com o quarto de uma rapariguinha francesa, não achas?
Anne ve babası 5 yıl önce öldüğünde bir tür uyanış yaşadı küçük kız kardeşi hâlâ Visualize'de.
Quando os pais dele morreram há cinco anos, ele acordou. A sua irmã mais nova ainda está na Visualize.
Bir gün, bir baba hasta kızını ve onun küçük erkek kardeşini keşişe götürmüş.
Um dia, um pai levou a sua filha doente e seu irmão menor ao ermitão.
küçük bir kızken 23
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
küçük bir hediye 18
küçük bir şey 30
küçük bir 20
küçük bir çocukken 37
küçük bir çocuk 19
küçük bir sorunumuz var 19
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
bir kız vardı 25
bir kızla tanıştım 24
bir kızımız 16
bir kızılderili 16
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kız mı erkek mi 23
kızarmış 18
kız kardeşim 118
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızgın 55
kızıl 90
kız mı erkek mi 23
kızarmış 18
kız kardeşim 118
kızın 46
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kız kardeşi 30
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kızdın mı 66
kız kardeşin 28
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kız kardeşi 30
kızım nerede 44
kızıl saçlı 27
kızgın değilim 76
kızdın mı 66
kız kardeşin 28