Mutlu değilim translate Portuguese
381 parallel translation
Artık iyiyim, ama mutlu değilim.
Agora estou bem, mas não feliz.
Ben henüz mutlu değilim.
Ainda não estou contente.
Ben de yıllardır resim yapıyorum ama mutlu değilim.
Já pinto há anos, mas não sou feliz.
Ben mutlu değilim.
Eu não estou alegre.
Kardinal hazretleri mutlu değilim.
Eminência, não sou feliz.
Ben mutlu değilim ve kalan herkes mutsuz.
Não sou feliz, e toda a gente fica deprimida.
Noel yaklaşıyor, fakat mutlu değilim.
O Natal está quase a chegar, mas não me sinto feliz.
Hediye almayı, Noel kartı göndermeyi ve ağaç süslemeyi falan severim, ama yine de mutlu değilim.
Gosto de receber presentes e enviar postais de Natal, decorar árvores e isso tudo, mas ainda não me sinto feliz.
Cevaplarımdan dolayı mutlu değilim.
Não estou nada contente com as minhas respostas.
Ben kendi adıma pek mutlu değilim.
Não estou muito feliz por mim.
İşin doğrusu, senle oraya gitmekten hiçte mutlu değilim.
Na verdade, não me empolga tanto Vá lá com você, Morgan.
Mutlu değilim. Baştan çalınmamalıydı.
Não estou contente por ter sido roubado.
Kahretsin! Burada hiç mutlu değilim, Syd.
Anda, vou-me embora!
Mutlu değilim.
Não estou feliz.
- Hiç mutlu değilim ama işim işte.
- Não me agrada, mas é o que faço.
Olaydan mutlu değilim o yüzden bu havaları bırak.
Estou tão espantada com isto como tú... por isso, pára com essa atitude agressiva comigo, está bem?
Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim.
Não gostei da atitude do Stuckey.
- Bundan mutlu değilim.
- Apenas por falta de opções.
Ben mutlu değilim.
Não estou feliz...
Mutlu değilim!
Não estou nada satisfeito!
Mutlu değilim, ama üstesinden gelmeye çalışıyorum.
Vivo com o sucedido.
Belki inanmayacaksın, ama ben de mutlu değilim!
Podes não acreditar, mas também não sou feliz.
Saatin kaç olduğunu biliyorum ama HATAKU'ya bakıyorum ve hiç mutlu değilim.
Sim, Fran, sei que horas são, mas estou a olhar para os ESUR e não estou satisfeito!
Ben Sandra ve hiç mutlu değilim!
Sou eu, Sandra, e não estou nada contente!
Burada mutlu değilim efendim.
Não estou satisfeito com esta embarcação, senhor.
Isabel için mutlu değilim.
Não estou descansada com a Isabel.
Mutlu değilim, dostum.
Não, não estou feliz.
Dinle beni ahbap! Mutlu değilim ve paramı geri istiyorum. - Çok güzel.
Ouça-me amigo, não estou satisfeito e quero o meu dinheiro de volta.
Mutlu değilim.
Não estou feliz!
Hiç de mutlu değilim Paul.
Não estou nada contente, Paul.
Mutlu değilim.
Eu não sou feliz.
Mutlu değilim, hayatım.
Não estou contente, querida.
Onlara destek olarak iyi bir şey yapıyorum ama bu konuda mutlu değilim. İşte.
Ao apoiá-los, estou a fazer uma boa acção, mas não fico feliz.
Bu konuda ben de mutlu değilim ama Ross mutlu olduğunu söylüyorsa duygularımızı kendimize saklamaya devam etmeliyiz.
Também não estou contente com isto, mas, se o Ross diz que é feliz, temos de guardar o que sentimos para nós mesmos.
Dinle, bundan ben de mutlu değilim, bilirsin.
Eu também não estou contente com isto também, sabes.
Tabii ki mutlu değilim.
Claro que não sou feliz.
Mutlu değilim, hayır.
Não estou contente, não.
Ben de mutlu değilim.
Também não me agrada.
Çünkü pek mutlu değilim.
Porque não sou muito feliz.
Ben mutlu değilim!
Mas eu não sou feliz!
Mutlu olmam gerekiyor, ama değilim.
Sei que devia estar contente, mas não estou.
Ben kendi niteliklerimi Johan kadar doğal değerlendirebileceğimden emin değilim. Doğrusunu isterseniz sürdürebildiğim yaşam tarzı beni mutlu ediyor.
Ao contrário do Johan, não sei elogiar as minhas qualidades, mas honestamente, estou contente com a minha vida.
- Ben mutlu olmaya alışkın değilim.
- Não estou habituada a sentir-me feliz.
ve ben mutlu bir adam olarak öleceğim ve bunun yanında, iki yıldır bu kasabanın şerifi ben değilim.
morrería feliz... e também eu não fui xerife deste lugar durante dois gloriosos anos.
Mutlu olmayı beklemek kadar cüretkâr değilim.
Mas não cometo a ousadia de querer ser feliz.
Hayir, mutlu falan degilim ben. Evli olan hiç kimse mutlu degildir.
Não estou feliz, ninguém que é casado é feliz.
Mutlu değilim.
Não fiquei feliz.
Bu şekilde karar vermiş olduğunuzdan dolayı çok mutlu oldum, ama korkarım ki, şu anda bunu konuşabilecek durumda değilim.
estou lisonjeado que você decidiu se tornar um colaborador, mas temo que eu não tenha tempo de discutir isso agora.
Senin için mutlu bile değilim.
E não estou contente contigo.
Mutlu değilim, Jay.
- O quê? - Não estou feliz, Jay.
Arı mutlu, bense kesinlikle değilim.
A abelha está feliz e eu claro que não.
değilim 815
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu günler 26
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu oldun mu 50