English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ M ] / Mutluydum

Mutluydum translate Portuguese

556 parallel translation
"Mutluydum bir zamanlar, Kaldım şimdi bir başıma"
" Eu era feliz mas agora estou triste e só
Ve ben çok ama çok mutluydum
E eu estava tão feliz
Mutluydum.
Estava feliz.
O zaman mutluydum. Kendi peronuma giderken ayaklarım yere basmıyordu.
Enquanto caminhava pelo túnel para a minha plataforma, parecia caminhar no ar.
Bütün o yaz boyunca... Estella'yı bolca gördüm ve çok mutluydum.
Durante todo aquele verão vi Estella inúmeras vezes e eu andava muito feliz.
O günlerde mutluydum.
Naquele tempo era feliz.
Çok mutluydum.
Eu estava muito feliz.
Çok mutluydum.
Estava-me sentido encurralado.
Sancıların başladığı gece neredeyse mutluydum.
Fiquei quase feliz quando senti as dores.
Mutluydum.
Eu era feliz.
Paris'te mutluydum.
Era feliz, em Paris.
Mutluydum, bir evim vardı. Akrabalarım vardı.
Eu ouvi como os cães ladravam e o corno os chamava
Eh, dediğim gibi ufacık toprağımı sürmekten oldukça mutluydum Birleşik Devletler'deki arkadaşlar beni endişelendirmeye başladıklarında.
Como eu dizia, eu era cultivador no Buckinghamshire, quando aqueles fulanos da ONU começaram a me amolar.
O rada o kadar mutluydum ki.
Eu fui tão feliz lá.
Ve ben onun tekrar evde olmasından bir annenin olabileceği kadar mutluydum.
E eu estava tão feliz, como uma mãe pode estar, por tê-lo em casa novamente.
Mutluydum, "İlk kez özgürüm." diye düşündüm.
Fiquei contente, a pensar : "Agora, estou finalmente livre."
Beni koruduğun için çok mutluydum!
Estava tão feliz por me teres salvo.
Çocukken çok mutluydum ben asıl dertler daha sonraları başladı.
Não é verdade isto do dentista. Era muito feliz em pequena.
Çok mutluydum ama herşeyi birdenbire mahvettiniz.
Estava tão contente... e agora estragou tudo.
İlk tanıştığımızda 20 yaşındaydım o zamanlar mutluydum. Dinle...
Quando nos conhecemos tinha 20 anos eu era feliz... escuta...
Acaba özgür olduğum için mi mutluydum... yoksa mutlu olduğum için mi özgürdüm.
Estaria feliz por me sentir livre ou livre para me sentir feliz?
Burada mutluydum.
Eu fui feliz aqui.
Sizinle birlikteyken mutluydum. Son derece mutlu.
Estava tão bem consigo... tão feliz...
Ben mutluydum.
Eu era feliz.
Çok mutluydum.
Era muito feliz.
Mutluydum.
Estou feliz.
İlk başta,.. ... inanmakta güçlük çektim. Ama sonrasında çok mutluydum.
A princípio, não me atrevia a acreditar, mas depois fui muito feliz.
Monterey'de mutluydum şapşal!
Eu era feliz em Monterey, seu parvo!
Harry, bu gece buraya geldiğin an çok mutluydum.
Harry, fiquei tão feliz quando tu chegaste a casa esta noite.
Gayet mutluydum, ama Sam suç oranı artışından bahsetti.
Era boa, até o Sam me mostrar as estatísticas dos crimes.
Mutluydum.
Eu estava tão feliz.
Bayan Armstrong için. Orada mutluydum ve seviliyordum.
Pela Sra. Armstrong, que me acolheu em sua casa e coração.
"Eve döndüğüm için çok mutluydum".
Estou feliz por estarindo para casa.
Hep yoksuldum ve genellikle mutluydum.
Tenho sido sempre pobre e, geralmente, fui feliz.
Hep zengin oldum ve her zaman mutluydum.
Sempre fui rica e tenho sido sempre feliz.
Paramız yoktu, otostop çektik ama aslında... çok zor zamanlardı diyemem... çünkü birlikte iyiydik, mutluydum ve dönmek istemedim.
Não foram problemas, porque estava feliz. Não queria voltar.
Daha önce olmadığım kadar mutluydum.
Eu estava mais feliz do que nunca na mina vida.
Mutluydum.
Era feliz.
Kendi hesabıma, bana arkadaş oldukları için mutluydum.
Pela minha parte, estou contente por ter companhia.
Şanghay'da mutluydum.
Eu era feliz em Xangai!
Ben mutluydum.
Eu fui.
- Bu doğru. Taranmıştım, mutluydum ve aşka hazırdım.
Eu estava penteado, escovado, e... pronto para o amor.
Ben normal halimle de çok mutluydum.
Alegra-me o facto de ter sido nomeado.
gerçekten mutluydum.
estava realmente feliz.
Bu sabah çok mutluydum.
Esta manhã estava tão feliz.
Ben yine de mutluydum.
Eu estava feliz, mas não percebi que estava feliz.
Evimde dayak yerken daha mutluydum!
Era mais feliz quando estava em casa a ser assaltado!
Phoenix Örgütünün burayı haritalama ve koruma alanı haline getirme planının bir parçası olmasından dolayı mutluydum.
Eu estava radiante por fazer parte do esforço da Fundação Phoenix em mapeá-la e torná-la uma reserva nacional.
- Yanardağımın içinde mutluydum.
- Estava bem no meu vulcão.
Çok mutluydum.
Sentia-me no topo do mundo.
O zaman daha mutluydum ve hiçbir şeyim yoktu.
- E tinha razão! - Pois!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]