English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nasıl başardın

Nasıl başardın translate Portuguese

704 parallel translation
Peki öyleyse bankada 56.000 dolar biriktirmeyi nasıl başardın Karl?
Então como conseguiu acumular $ 56.000 no banco, Karl?
Ben de istiyorum! Böylesine büyük bir savaşçıyı öldürmeyi nasıl başardınız?
Como é que matou o general?
Gunnison, bu balık hafızanla büyük bir editör olmayı nasıl başardın?
Gunnison, como te tornaste um grande editor com tão má memória?
- Onu nasıl başardın Stella?
Como fez isso, Stella?
O bıçağı battaniyenizin arasına saklamayı nasıl başardınız, Vaiz?
Como é que tem essa navalha escondida nos cobertores?
Onları tamamen yok etmeyi nasıl başardınız?
Como foi que conseguiram acabar definitivamente com eles?
Nasıl başardın?
Com certeza! Diga-me como o fez?
Bunu nasıl başardın?
Como conseguiste?
- Nasıl başardınız?
- Como conseguiu?
Bunu nasıl başardınız anlamıyorum.
Não sei como você conseguiu.
Hey, kızlar, kızlar? Kışladan çıkmayı nasıl başardınız?
Meninas, como conseguiram escapar?
- Nasıl başardın?
- Como fizeste isso?
Bu dünyada yaşamayı nasıl başardın anlamıyorum.
Rapaz, não sei como sobreviveste neste mundo até agora.
Bunu elde etmeyi nasıl başardınız?
Como o conseguiu?
Ona dokunmayı nasıl başardın?
Como conseguiu tocar-lhe, Bones?
- Bunu nasıl başardınız...?
- Como conseguiu...?
Bu kadar adamı toplamayı nasıl başardın?
Como conseguiste juntar estas pessoas todas aqui?
Nasıl başardınız kaptan?
Como o conseguimos, Capitão?
- Nasıl başardın? Sır değilse söylesene.
- Como conseguiste, se não é segredo?
Fakat bu kadar kavgaya karışıp sağ kalmayı nasıl başardınız?
Mas como é que se envolveu em tantas lutas e se saiu sempre bem? Quase que atirei melhor que você.
Işık hızını geçmeyi nasıl başardınız?
Como conseguiram viajar mais depressa do que a luz?
Nasıl başardın bilmiyorum, ama milyonlarca kez sana teşekkür ederim.
Não sei como o fizeste, mas um milhão de vezes obrigado.
O halde bunu nasıl başardınız?
Então como conseguiu?
Sormam için can attığını biliyorum. İçeri girmeyi nasıl başardın?
Sei que está em pulgas para que lhe pergunte : como entrou aqui?
Buraya gelmeyi nasıl başardın?
Como chegou até aqui?
Bizim önümüze geçmeyi nasıl başardın?
Como conseguiu passar-nos à frente?
Beni bulmayı nasıl başardın?
Como conseguiu me encontrar?
Beni bulmayı nasıl başardın?
Como me encontraste?
Bütün bunları almayı nasıl başardın?
Como diabo conseguiste juntar tudo isto?
Arabayı o hale getirmeyi nasıl başardın?
Como é que arranjaste o carro dessa maneira?
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Bunu nasıl başardın?
O que sabes sobre ele?
Nasıl başardınız?
E como correu?
Fırını çalıştırmayı nasıl başardın?
Como puseste o fogão a funcionar?
Nasıl başardın bunu?
Como é que conseguiu?
Nasıl başardın bunu?
Com fez isso?
Bunu nasıl başardığınızı anlatmayacak mısınız?
Diga-nos como aconteceu.
Onu yakalamayı nasıl başardın?
Bem e agora, filho.
Washizu, çarpışmanın üstesinden gelmeyi nasıl başardı?
E como é que Washizu se está a sair?
Bunları karaya çıkarmayı nasıl başardığınızı anlamıyorum.
Não sei como conseguiste trazê-lo para terra.
Sen nasıl kaçmayı başardın?
Como conseguiste escapar?
Halkının burada nasıl ayakta kalmayı başardıklarını bilmek isterim.
Gostaria de saber como é que vocês sobreviveram aqui.
- Nasıl başardın peki?
Como fizeste isso?
Alınmak yok. Her ikiniz de iyice yorulmuş olmalısınız. Onu nasıl başardığınızı bilmiyorum.
E devem estar exaustos, não sei como aguentam.
- Nasıl bunu tüm getirmeyi başardınız?
Mas como as puderam trazer?
Ona hem işin hem evin üstesinden nasıl geldiğini sorduğumda..... içini gözlemleyen hafif bir gözlemlemeyle..... bunu başardığını çünkü Johan'la birbirlerine yardım ettiklerini söyler.
"Quando questionada como lida com uma profissão e gere um lar, " timidamente sorri, "e responde que ela e Johan ajudam-se mutuamente." O que é verdade!
İngitere'ye dönmeyi nasıl başardığımı öğrenmek için can attığınızdan eminim.
Sei que está em pulgas para saber como saí da Rodésia e voltei à Inglaterra.
Nasıl başardığımıza inanamazsınız.
Nem vais acreditar como o fizemos.
Face, bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama gerçekten çok iyi iş başardın.
Caras, não sei como fazes, mas fazes bem.
Zekice, Baldrick. Bunu nasıl başardığını hiç anlayamayacağım!
Brilhante, Baldrick.
Nasıl bunları almayı başardın?
Como é que conseguiste arranjar tudo isto?
Geri dönmeyi nasıl başardığını ve serbestçe işini yapmasına nasıl izin verdiklerini anlamıyorum.
Não entendo como conseguiu voltar ao país... e andar à solta...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]