Başardın translate Portuguese
6,126 parallel translation
Sen bunu başardın.
Foste tu que o fizeste.
İyi iş başardınız Bay Hope.
Bom trabalho, Sr. Hope.
- Başardın!
Conseguiste!
- Başardın evlat.
Conseguiste, filho
- Evet, başardın.
Sim, conseguiu.
- Başardın.
Conseguiu.
- Başardın ufaklık!
Conseguiu, "Little Boy".
Başardın bücür.
Conseguiste, meu estupor.
Başardın!
Conseguiste.
Bir şeyi başardın ama. Seçimin olacağı bu yılda bana zarar vermeyi.
Tens conseguido uma coisa no entanto... prejudicar-me num ano eleitoral.
Başardın.... işte.
Tu fizeste isso. Foste uma foda... foda, fazendo isso.
Başardınız.
Conseguiste!
- Başardın.
- Conseguiste!
Bunu siz başardınız.
Conseguiram.
Güzel şeyler başardın.
Fizeste bem.
Başardın, Brenner!
Conseguiste! Brenner!
- İyi iş başardın.
Agiste bem.
Başardın Of!
Conseguiste, Oh!
Başardın.
- Ta-da. - Conseguiste.
Evet, ama başardın.
Sim, mas conseguiste.
Dikkatimi çekmeyi başardın.
Já conseguiste a minha atenção.
Başardın, Ben.
Conseguiu, Ben.
Başardın. Deli adam seni.
Conseguiste, seu maluco.
- Hayatta kalmayı başardın!
- Sobreviveste!
Kaçmayı başardın.
Tu escapaste.
Gerçekten başardın.
Tu conseguiste mesmo.
Başardın.
Conseguiste.
Başardın ortak!
Conseguiste, parceiro.
Başardın işte.
Bem, conseguiste.
Başardınız!
Quero dizer, conseguiram.
Hey Jamesy, iyi iş başardın, dostum.
Olá, James! Isso é que foi negociar!
Bu sefer iyi iş başardın.
Até te safaste bem.
Tebrikler. Hepiniz başardınız.
Parabéns, chegaram!
Başardın işte.
Conseguiste.
Başardın.
Conseguiste. Sim.
Başardın.
Bem, magoaste.
Evet, başardın!
Conseguiste!
Bunu başardın bebeğim.
Estás a fazê-lo, querida.
Başardığını mı sanıyorsun?
Julga que foi bem-sucedido?
Pepsi'yi yönetirken, 18-55 yaş arasına odaklanarak çok fazla şey başardık. - Asi nefret grupları da bunların arasında yoktu.
Quando eu geria a Pepsi, tivemos muito sucesso centrando-nos em pessoas dos 18 aos 55 anos que não pertenciam a grupos violentos.
Başardın.
Conseguiste!
San Francisco'daki yetkililer, yerel uzmanın büyük depremi önceden uyarması sayesinde sayısız hayatı kurtarmayı başardı.
As autoridades de San Francisco atribuem a quantidade de vidas salvas aos especialistas locais que nos avisaram do grande terramoto.
Sınıfın şu soğuk ışıkları altında böyle bir izlenim bırakmayı nasıl başardı?
Que impressão teria ele dela na luz fria na sala de aula?
Senin yapamayacağın bir şeyi başardım.
Sabes, eu fiz algo que tu não conseguiste.
Bakın, başardım!
Vejam, consegui!
Onun başardığını gerçekten görmüştüm.
Eu já o vi estar bem.
Suyun sınırını kaldırmayı başardık şuan reaktör stabil durumda pervaneler var içeri girebiliriz.
Conseguimos estabilizar a água por baixo dos fusiveis, mas não estabilizamos o reactor ainda. Ainda está muito quente, é impossivel entrar
Dosyalarını okurken ekibinle başardıklarından etkilenmiştim.
Quando li os vossos ficheiros, fiquei impressionado com o que conseguiu com a sua equipa.
Onları mahvedeceğiz ve bunu başardığımızda bize gönderilen bu nefret mesajlarını sahiplerinin kıçına sokacağız...
Vamos esmagá-los. Quando o fizermos, mostramos a estes palermas que enviam estes emails. Como a...
Tris Prior. Bay Eaton, onu simülasyondan kurtarmayı başardığınızı söyledi.
Tris Prior, o Sr. Eaton disse que o libertaste da simulação.
Katletmeyi başardığın kişiler kadar harikulade mi?
É inacreditável a quantidade de pessoas que assassinaste.
başardınız 52
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başaracaksın 136
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33
başaracak 37
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33
başaracak 37