English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Başardınız

Başardınız translate Portuguese

962 parallel translation
Siz de ölüleri canlandırmayı başardınız mı?
Também teve sucesso em dar vida aos mortos?
Siz boyutu başardınız.
Saiu-se bem com o tamanho.
- Başardınız mı? - Hayır, buna hiç alışık değilim.
- Não tanto como de costume...
Siz, çocuklar, büyük bir iş başardınız. Salt Lake City de, herkes iki aylık ikramiye alacak.
Todos têm feito um grande trabalho, por isso, quando chegarmos a Salt Lake City todos receberão um pagamento extra de 2 meses como gratificação.
Siz başardınız.
O senhor consegue.
Başardınız.
Conseguiram!
Zor bir görev başardınız, biraz dinlenmeye ihtiyacınız vardır o yüzden, ABD'ye gönderilmenizi talep edeceğim.
Foi uma missão difícil e precisa de descansar e recomendamos que volte aos EUA.
İyi iş başardınız.
Portou-se muito bem.
Siz kendiniz başardınız.
A vossa, só a devem a vós próprias.
Ben de istiyorum! Böylesine büyük bir savaşçıyı öldürmeyi nasıl başardınız?
Como é que matou o general?
Bugün yaptıklarınızla beni eğlendirmeyi başardınız.
Desfrutei muito vendo-o a saltar do barco.
O bıçağı battaniyenizin arasına saklamayı nasıl başardınız, Vaiz?
Como é que tem essa navalha escondida nos cobertores?
Onları tamamen yok etmeyi nasıl başardınız?
Como foi que conseguiram acabar definitivamente com eles?
Başardınız!
Conseguiu!
- Gönlünü fethetmeyi başardınız.
Você fez uma conquista.
Aşağıya inip biraz şarap için, iyi iş başardınız.
Agora desça e beba algo. Porte-se bem.
Yolda yürekli olmaya çok ihtiyacımız olacak. Bunu başardınız.
Vamos precisar de muita força na estrada.
Başardınız.
E fez.
Demek sonunda gelmeyi başardınız.
Então chegou, finalmente?
Siz 3 kere boşanmayı başardınız.
Ajudou-me a divorciar 3 vezes.
Harika bir iş başardınız.
A vossa operação foi fantástica.
Siz başardınız, efendim.
O senhor conseguiu.
- Başardınız.
- Conseguiste.
Memur Krupke, yine başardınız
Sargento Krupke, fez asneira mais uma vez
- Son derece iyi iş başardınız.
- Saiu-se muitíssimo bem.
- Nasıl başardınız?
- Como conseguiu?
Bunu nasıl başardınız anlamıyorum.
Não sei como você conseguiu.
Onu sarhoş ettiniz ve başardınız.
Embebedou-o e teve êxito. Ele não conseguiu o emprego.
Hey, kızlar, kızlar? Kışladan çıkmayı nasıl başardınız?
Meninas, como conseguiram escapar?
Ama bunu başardınız.
Mas foi isto que deste a entender.
Fräulein sabah gideceğimi hatırlamayı başardınız mı?
Fräulein conseguiu lembrar-se de que parto amanhã, de manhã?
Bunu elde etmeyi nasıl başardınız?
Como o conseguiu?
Bu aptalları dize getirmeyi siz başardınız.
Foi um milagre como conseguiu desmascará-los.
- Bunu nasıl başardınız...?
- Como conseguiu...?
bu arada, hepiniz çok iyi bir iş başardınız.
Quero dizer a ambos que fizeram um trabalho excelente.
20 yıllık gizli bilimsel araştırmalar ve sayısız başarısızlıktan sonra.. ... ben de Tanrı'nın kendi imgesi olarak ölülere yaşam vermeyi başardım.
Depois de 20 anos de pesquisa científica secreta e de fracassos sem conta, também criei vida, como dizemos, à imagem e semelhança de Deus.
"Donanmanın izniyle,... Brooklyn Deniz Kuvvetleri Tersanesi'ne girmeyi başardık. Ve burada sizlerle en son Amerikan Gemisi Alaska'nın denize indirilişini kutlayacağız."
Por cortesia do Ministério da Marinha, podemos agora levá-lo ao Arsenal da Marinha em Brooklyn, onde, com uma série de estações nacionais, tentaremos levar até si uma descrição das cerimónias do lançamento do navio da Marinha,
Çok büyük zahmetlere girdim - İnan bana, hiç kolay olmadı ama kızın kim olduğunu öğrenmeyi başardım.
Fiquei muito preocupado... Acredita-me, não foi fácil... mas consegui descobrir quem a era a rapariga.
Kaçınız kaçmayı başardı?
Quantos de vocês escaparam?
Sanki siz özel bir şey yapmışsınız gibiydi ve işte başardı.
Como se algo de novo tivesse acontecido na vida dela. E lá vai ela ao baile do Governador.
Bu konu çok gizli elbette ama kriptocularımız Almanların diplomatik şifresini çözmeyi başardılar.
Bem, isto é estrictamente confidencial, mas os nossos criptógrafos conseguiram desencriptar... -... um código diplomático Alemão.
Bunu nasıl başardığınızı anlatmayacak mısınız?
Diga-nos como aconteceu.
O sırada anahtarınızı aşırmayı başardım.
Enquanto fazia isso, consegui tirar a sua chave de casa.
Polis Teşkilatımız cinayet sayısını azaltmayı başardı ama Thuggee Tarikatının varlığını tanımaya zorlandık.
As autoridades conseguiram diminuir o número de assassinatos... mas somos forçados a reonhecer que os Tugueses ainda existem.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
Mas um dia, dentro de uma semana, um mês, um ano ou no dia em que, se Deus quiser, regressarmos à casa vão sentir muito orgulho do que fizeram aqui diante de grande adversidade.
Eğer bütün bunlar merakınızı arttırmayı başardıysa, lütfen bir dahaki sefere bize katılın.
Se isto despertou a vossa curiosidade, não percam o episódio seguinte.
Başardığınız herşey, size zevk veriyor.
Há tanta alegria nos seus feitos.
Bunları karaya çıkarmayı nasıl başardığınızı anlamıyorum.
Não sei como conseguiste trazê-lo para terra.
Bir uğrayıp adamlarınızla başardığınız iş için tebrik edeyim dedim.
Só pensei em passar e felicitar seus rapazes pelo bom trabalho que fizeram.
Başardığınızı gördüğüme çok sevindim.
Fico feliz que esteja bem.
Siz haklıydınız, efendim. En iyi daireyi o almış. Peki, beyler, başardık.
Tinha razão, senhor, deram-lhe o melhor quarto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]