Nerede olduğunu biliyorsun translate Portuguese
275 parallel translation
- Vittorio'nun nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
- Sabes onde está o Vittorio, não sabes?
Nerede olduğunu biliyorsun.
Sabe onde ele está.
Sevgilim, geminin nerede olduğunu biliyorsun.
Mas, chérie, tu é que sabes onde está o barco.
Nerede olduğunu biliyorsun ve bana söylesen iyi olur.
Sabe onde ele está, é melhor dizer-me.
Nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes onde é, não sabes?
O zaman nerede olduğunu biliyorsun... Viskinin.
Então sabes onde está o whisky...
Ona bunu söyle! Nerede olduğunu biliyorsun.
Diga-lhe você sabe onde está.
Waterloo'nun nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
Sabe onde fica Waterloo, não sabe?
Leo! Onun nerede olduğunu biliyorsun.
Leo, sabe onde ela está.
Nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabe onde é, não?
Bi yolu yok. O orospu çocuğunun nerede olduğunu biliyorsun ve bize söyleyeceksin!
Querida, sabes muito bem onde o filho da puta está e vais dizer-nos!
Petra, bira kasasının nerede olduğunu biliyorsun.
Petra, sabes onde está a cerveja?
Kapının nerede olduğunu biliyorsun.
Sabes onde é a porta.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Tu sabes onde está.
Ağır ol biraz! - Nerede olduğunu biliyorsun!
- Sabes onde ele está.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Sabes onde é.
Charlie, evimin nerede olduğunu biliyorsun.
Charlie, tu sabes onde é a minha casa.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Você sabe onde ele está.
Nerede olduğunu biliyorsun, öyle değil mi Büyük Al?
Tu sabes onde a tens, não sabes, Big Al?
Nerede olduğunu biliyorsun. Evet.
Eu sei onde é.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Sabes onde está.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Sabes onde ela está.
Homer kendine "kim olduğunu biliyorsun" diyen bir adam seni biraz önce "nerede olduğunu biliyorsun" da gizli bir "şey şey" e çağırdı.
Homer, um homem que se chamou como "tu sabes quem" acabou de te convidar para um "piscar-de-olho" no "tu sabes onde".
Sende olmadığını biliyorum ama nerede olduğunu biliyorsun.
Sei que não o tens, mas sabes onde está.
Filistin'in nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
Lembre-se onde fica a Palestina.
Bizim hala işimiz var, ama sen nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Ainda temos de fazer a ronda, mas sabe onde é, não sabe?
Nerede olduğunu biliyorsun, şarkı söylüyorlar.
Sabes onde é, a sala de cima que eles cantam?
Nerede olduğunu biliyorsun.
Tu sabes onde ela está.
Nerede olduğunu biliyorsun.
Sabes onde fica, procura lembrar-te.
- Ama Jimmy'nin nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Mas sabe onde Jimmy está, não é?
Yani onun nerede olduğunu biliyorsun?
Então, sabes onde ele está?
Güzel. Nerede olduğunu biliyorsun.
Muito bem, sabe onde está.
Sanırım nerede olduğunu biliyorsun.
Acho que você realmente sabe onde ela está!
Sanırım onun nerede olduğunu biliyorsun..
Acho que sabes onde está.
Ya sende, ya da nerede olduğunu biliyorsun.
Ou a tens, ou sabe onde ela está.
Onun nerede olduğunu biliyorsun.
Sabe onde ele está?
Ama onu sevketmek için, önce onu bulmalısın. Ve sen onun nerede olduğunu biliyorsun.
Mas para o notificar tens de o encontrar, sabes onde ele está?
- Nerede olduğunu biliyorsun.
- Tu sabes onde ele esta.
Rose, bana nerede olduğunu söyle! Bu yaptığın intihar. Bunu biliyorsun.
Rose, tens de sair daí, imediatamente.
Nerede olduğunu çok iyi biliyorsun.
Sabes muito bem aonde ele está.
Ama sen nerede olduğunu da biliyorsun!
Mas tu sabes onde ele está!
Herkesin kamarasının nerede olduğunu, nasıl biliyorsun?
Como sabe onde os alojamentos de todos estão?
Kim olduğunu biliyorsun. - O nerede, Eladio?
- Onde está o Eladio?
Kapi kolunun nerede oldugunu biliyorsun, Tom.
Você sabe abrir a porta, Tom.
Şu hançerin nerede olduğunu biliyorsun, değil mi?
Sabes onde está o punhal, não sabes?
Benden başka kimse nerede olduğunu bilmiyor, bunu biliyorsun.
Só eu sei onde ele está.
Onun hayatta olduğunu biliyorsun ama nerede olduğunu bilmiyorsun öyle mi?
Ele está vivo mas não sabes onde está?
- Kızın nerede olduğunu biliyorum. - Nerede olduğunu nasıl biliyorsun?
- Sei onde ela está.
- Nerede olduğunu nerden biliyorsun?
Como você sabe onde ela está?
- Ama sen nerede olduğunu her zaman biliyorsun.
- Mas tu sabes onde ele está sempre?
Vivik ve Dibak'a sordum nerede olduğunu bilen yok ne kadar endişelendiğimi biliyorsun Raj
Falei com o Vivek e o Deepak. Até eles não me souberam dizer onde estavas Tu sabes que eu fico logo preocupada contigo Raj
nerede olduğunu biliyor musun 136
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede olduğunu 16
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olduğunu sanıyorsun 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
nerede olduğunu bilmiyorum 143
nerede olduğunu biliyorum 70
nerede olduğunu söyle 43
nerede olduğunu 16
nerede olduğunu bilmiyoruz 24
nerede olduğunu biliyor musunuz 49
nerede olduğunu sanıyorsun 19
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredesin sen 33
nerede 4371
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
nerede kalmıştık 239
neredesiniz 293
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
nerede o 1480
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
neredeydiniz 81
nerede buldun 38
nerede bu 162
neredeyim 174
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyim ben 198
neredeyse bitti 135
neredeydiniz 81
nerede buldun 38
nerede bu 162