English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nïn

Nïn translate Portuguese

92,980 parallel translation
Vag-Eze, Amerika'nin bir numarali vajina akintisi kremi.
Vag-Eze, a pomada número um da América para o corrimento vaginal.
Asıl eski sevgilim olan Katie'nin ise işimle büyük bir sorunu vardı.
A Katie, por outro lado, a minha verdadeira ex-namorada, não gostava do meu emprego.
Monet'nin Water Lilies eserine ya da Van Gogh'un
Como quando vemos o Nenúfares, do Monet.
- Nancy'nin kaybı benim kazancımdı.
- Ela fica a perder, eu fico a ganhar.
Barbie'nin sahip olduğu her şeyi.
Tudo o que a Barbie tem.
Babam Barry'nin steroid kullandığını ya da doping yaptığını söylerdi, ama bence herkes, o mükemmel biri olduğu için sinirleniyor.
O meu pai diz que o Barry consome esteroides, ou anda a dar no sumo, mas acho que estão todos chateados porque ele é fantástico e sabe disso.
- Hayır, bu Annie'nin işi.
- Isso compete à Annie.
KANSAS AMERİKA'NIN KALBİ
CORAÇÃO DA AMÉRICA
Yaptığından sonra Bobby'nin seni alacağını mı düşünüyorsun?
Achas que o Bobby te vai aceitar, depois do que fizeste?
Tuhaf Kaavi'nin tasarladığım siteyi yapması, tamam.
Essa esquisita da Kaavi a fazer o site que eu idealizei, feito.
Kaavi'nin sitesi mükemmel.
O site da Kaavi é perfeito.
Bu, Shane'nin suçu.
A culpa é do Shane.
Velocity'nin son yirmi yılda anlaşmaya gittiği davaların hepsi orada. Davacı tarafların isimleri saklı tutuluyor.
São os casos em que a Velocity chegou a acordo em 20 anos, tem todos os nomes.
Boo Berry'nin müthiş olduğunu kimler düşünüyor? - Ben.
Agora, quem aqui acha que Boo Berry é do melhor?
Jesse'nin haberi var mı?
O Jesse sabe?
Dan bahçede Gary'nin parmağını bulmuş.
O Dan encontrou um dedo do Gary no quintal.
A.L.I.E'nin Işık Şehri'ni yaratma sebebi bombalardan kurtulan santrallerdeki nükleer reaktörlerin eriyor olması.
A razão pela qual A.L.I.E. criou a Cidade da Luz. Os reatores nucleares dentro das centrais elétricas que sobreviveram às bombas estão a entrar em fusão.
- Monty'nin bu.
Esta morte é do Monty.
Hayır, Laurie. Aynı hatayı yapmana izin vermeyeceğim. Uber'in, Palantir'in, Zenefits'in ve ilk yıllarımda Chipotle'nin yaptığı beni işe almama yanlışını.
Não, Laurie, não permitirei que cometa o mesmo erro da Uber, da Palantir, da Zenefits, e quando era mais novo, da Chipotle, ao não me contratarem.
Ama hepinize söylemek isterim ki Gavin Belson dahil olmadan bile, Pied Piper, aynı sizin gibi, Hooli'nin uygulama dükkanında ilk beş yüze girdi.
Quero que saibam que, sem envolvimento do Gavin Belson, a Pied Piper, como vocês, chegou ao Top500 da loja da Holi.
Daisy'nin yakaladığı adam hakkında ne biliyoruz?
O que é que sabemos sobre este tipo que a Daisy apanhou?
Billy'nin Darkhold'u nereye sakladığını bilmiyoruz.
Não fazemos a mínima ideia do que é que o Billy fez com o "Darkhold".
- Billy'nin sana verdiğini söyledin ya.
- Não sei. - Acabaste de dizer que o Billy to entregou.
Billy'nin başı dertte, siz de tehlikede olabilirsiniz.
O Billy está em apuros e vocês também podem estar em perigo.
En son Billy'nin elindeydi.
O Billy foi o último a tê-lo.
Shockley'nin hücresel titreşiminin oluşturduğu ince ses frekansı.
- Uma alta frequência causada... pela vibração celular do Shockley.
Hükümetin, senin arkanda duruyor Direktör. Nick Fury'nin, Stark'ın hepsinin arkasında Ajan Coulson var.
Atrás do Governo, de si, Director... do Nick Fury, do Stark, de tudo.
Ve Daisy'nin Ivanov'la olan dövüşünden gelen patlama sesini o bizim yanımıza gelmeden çok önce duyduk.
E nós ouvimos a explosão da batalha da Daisy com o Ivanov muito antes dela se encontrar connosco.
Fransız Alpleri'nin yakınlarında bir ay görev yaptım.
Um mês num alojamento perto dos Alpes Franceses.
R ve D'nin Vatanseveri alt edebilecek yeni bir silahı olduğu söylendi bana.
Ouvi dizer que o Dpto. de RD tem uma nova arma. Algo que poderia eliminar o Patriota.
Bakshi'nin yaptığı ifşa işe yaradı.
A exposição do Bakshi funcionou.
Hâlâ Daisy'nin haklı olduğuna inanıyorum.
- Ainda acredito que a Daisy tenha razão.
Oz Büyücüsünün sonunda Dorothy'nin Kansas'a nasıl gittiğini biliyorsun değil mi?
Lembras-te do "Feiticeiro de Oz"? No fim? Quando a Dorothy regressa ao Kansas?
Robbie'nin yok ettiği SYM modüllerinin içindeydi.
Estava no módulo com os LMD's que o Robbie destruiu.
SYM'nin Talbot'u vurduğu video ortaya çıkar çıkmaz S.H.I.E.L.D. biter.
Assim que o vídeo do teu LMD... a disparar sobre o Talbot for divulgado... a S.H.I.E.L.D. estará acabada.
Pekâlâ, bugün kazanmış olabilir ama Robbie'nin dediği gibi : Biz daha büyük bir savaşın parçasıyız.
Está bem, talvez tenha ganho hoje... mas, tal como o Robbie disse, fazemos parte de uma guerra maior.
Ama Daisy'nin dediği gibi, onun yanına yaklaşmama izin vermez.
Talvez. Mas, é como a Daisy disse, ela não me deixará aproximar.
DOSTUMUZ POWER BOOTHE'NİN ANISINA.
Legendas originais em italiano por Traduttori Anonimi Tradução para PT-PT por mpenaf EM MEMÓRIA DO NOSSO AMIGO POWERS BOOTHE.
- O kadın, Sidney'nin ortağı olduğunu söyledi biraz önce.
Aquela mulher disse-nos que o Sidney tem um parceiro.
Sidney'nin şeytan olduğuna inanıyordum.
Eu acreditava que o Sidney era o Diabo.
PAPA BÉBÉ'NİN VUDU EVİ
CASA DE VUDU PAPA BEBÉ
Cassidy'nin oğlu.
O filho do Cassidy.
Naomi'nin yardımıma ihtiyacı olabilir.
Acho que a Naomi precisa de ajuda.
Tatlım, Loki'nin kaçması senin suçun değil.
Amor, não tens culpa que o Loki tenha fugido.
Onu öldürmeden önce sormadım anasını satayım. Ama Loki'nin, İskandinav mitolojisindeki hilekâr tanrı olduğuna eminim.
Não perguntei antes de matar "aquele caralho", mas creio que Loki é o deus intrujão da mitologia nórdica.
Üzerinde isimlerimiz olan kalemimi Loki'nin evinde bırakmamdan daha mı büyük?
Maior do que ter deixado uma caneta com os nossos nomes na casa do Loki?
- Loki'nin arkadaşları geldi.
- Apareceram uns amigos do Loki.
Loki'nin arkadaşlarından şikâyetçi olsam da onlar sayesinde yanında olmak istediğimi anladım.
Os amigos do Loki até podem ser maus, mas fizeram-me ver que te quero apoiar.
Sağ olun Loki'nin arkadaşları.
Obrigada, amigos do Loki.
Sende Harvey'nin ofisini dolduracak cesaret yok.
Ou o guarda do andar de baixo como chefe do litígio?
Cassidy'nin parmakları televizyondaki kızarmış patatesler gibi yere düştüler.
E com os dedos do Cassidy a caírem como batatas fritas na televisão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]