English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Olur tabii

Olur tabii translate Portuguese

1,476 parallel translation
Kilisemiz, vasiyetinizin yerine getirilmesinde ve merasim düzenlemesinde yardımcı olur tabii. - Sen ne derdin peki?
No que a igreja puder ajudar para pôr essas questões em ordem, providenciar o serviço religioso.
- Olur tabii.
- Sim, claro. Ei!
Olur tabii.
Claro.
Üyelik için yılda 100 bin dolar verirsen tertemiz olur tabii.
São os benefícios de quando se paga 100 mil por ano como sócio.
- Gitsen iyi olur tabii, evet.
- É importante. É melhor ires.
Olur tabii.
Está bem. Claro.
Bazen saçmaladıkları da olur tabii. O yüzden sessiz durmalılar bence.
Os olhos falam demais, melhor que se calem!
Hepsine bakmamız daha iyi olur tabii.
Veremos todos os exames.
- Tamam, olur tabii.
- Sem dúvida.
Ruh hâli değişken olur tabii.
Acho que o seu humor está instável.
Ruh hâli değişken olur tabii.
O seu humor está instável.
Olur tabii Arthur.
Claro, Arthur.
Bu iyi olur tabii ama tüm eğlenceyi kaçıracaksın.
Claro, isso é uma mais-valia. Mas perderás o divertimento todo.
Olur, tabii! Sen bir ödleksin. İstemiyormusun?
Querida, tu não queres?
Olur, tabii.
Sim, claro.
Tabii ki ekşi olur.
São mesmo azedas.
- Tabii, olur.
- Claro, por aqui.
- Suyu alsam olur mu? - Al tabii.
- Posso levar?
Tabii, olur...
Não eu quero...
Tabii, olur.
Certo, sim.
- Olur mu? - Tabii.
- Poderás?
- Tabii Confessor ama o sıralarda buradan çok uzakta olsanız daha iyi olur.
Sim, Confessora. Mas até lá, é bom que estejam bem longe daqui.
Tabii, olur.
- Sim, claro.
Tabii olur.
- Claro.
Olur, tabii. Yarın eve tekrar bisikletlerle gelelim.
Até gostas da minha família.
Elimdekileri içeri bırakabilir miyim? Olur, tabii.
- Posso levar isto lá dentro?
Tabii olur.
- Sim, sim. Não, claro.
Tabii, olur beklerim.
- Sim, claro.
Evet, bence bu iş zaten çok sakat, bir de takıma gözlem altında olan birini almak ahmaklık olur Federalleri etrafında istemiyorsan tabii, ki istediğini hiç sanmıyorum.
Bom, só acho que este negócio já é questionável e que não é sensato aliarem-se a alguém indiciado e terem os federais à perna, acho que não querem isso.
Tabii, olur.
Claro, está bem.
Tabii, öyle yazsak da geçerli olur ama- -
Não que não fosse válido. Tenho a certeza de que...
Tabii, yarın da olur.
Amanhã, está óptimo.
Evet, tabii, olur böyle kazalar.
Certo, acidentes acontecem.
Tabii ki ama bu bursun okul harcını ödemeye yardımı olur diye düşünmüştüm.
Claro, mas contava que pelo menos parte dos estudos fossem subsidiados.
Yani tabii ki olur.
Quero dizer, claro.
- Olur, tabii.
- Com certeza.
Tabii olur, Peter.
Claro que sim, Peter.
Sandviç, içecek ve tatlı bir şeyler olsa iyi olur. Tabii sorun değilse.
Sandes, bebidas e qualquer coisa doce, se puder ser.
- Tabii, Peter, sana 50 dolar olur.
- Claro, Peter, são 50 dólares.
- Tabii, olur.
- Sim, claro.
Bulabilirsen tabii, olur.
Se isso fosse possível, já o terias conseguido.
O zaman Bay Dominic'e danışsan iyi olur. Tabii ya!
Bom, então é melhor ir perguntar ao Sr. Dominic.
Tabii ki, lafımı olur komşu, şurada ki kutuya bir bakıver.
Com certeza, vizinho, procure ai na caixa.
Tabii ki, sevgili çocuğum. Olur. Çöreklerle tıka basa doyar doymaz gideriz.
Assim que todos tivermos comido scones.
Bu da çözümsüz bir denklem olur, tabii sen seçimini yapmadıkça.
É uma equação irresolúvel. A não ser que escolhas.
- Tabii, olur, dert değil.
- Sim, tudo bem.
- Tabii, olur.
- Sim, claro que sim.
- Evet, tabii. - Hava kararacak, gitseniz iyi olur.
Certo, sei...
Bir de tabii, her düğünde, kesin sarhoş olup, garipleşen bir nedime olur.
E há sempre aquela dama de honor que acaba sempre bêbeda e bizarra.
Tabii, olur.
Sim, claro...
Tabii ki olur.
Não faz mal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]