Senden de translate Portuguese
19,704 parallel translation
Gördüğün gibi Barry, senden de iki tane olabilir.
Vê, Barry, podia haver dois de ti.
Umarım bebekler senden değil ondan çekerler.
Estou com esperança de que os bebés o aspirem antes a ele.
- Senden de nefret ediyorum.
E também te odeio.
Şu an senden yüzde 50 daha çok hoşlanıyorum.
Fiquei mais a fim de ti agora.
Ezekiel'ın senden hoşlandığını biliyorum.
Sei que o Ezekiel gosta de ti.
Çok tırsıyor senden.
Tem medo de ti.
Bana senden bir şeyler öğrenme görevi verdiler. Bir şeyler bozulursa, tamir etmeyi bilen başka birisi de olsun diye.
Deram-me a tarefa de aprender contigo, para que, caso algo se estrague, haja outra pessoa que saiba arranjar.
Senden sıkılacaktır.
Ela vai cansar-se de ti.
Senden sıkılır.
Ela vai fartar-se de ti.
- Şu anda senden farkım yok. Hiçbirinizden.
- Fosse o que fosse, não sou diferente de ti.
Senden korkuyorlar.
Têm medo de ti.
Ama senden duymadım.
Mas não de ti.
- Belki de senden kurtulmalıyım.
- Talvez devesse livrar-me de ti.
Ağlarımı senin için ördüm çünkü senden hoşlandım.
Teci as minhas teias para ti porque gostei de ti.
Avluda senden çok hoşlanacaklar.
Eles vão gostar de si no pátio.
Özellikle senden duymak.
Vindo de si.
Emekli olmaya hazırlanıyor, ona senden bahsettim.
- Pai, para! Conheço um tipo na ATF. vai reformar-se, tenho falado de ti.
Wynonna bana senden çok bahsetti.
A Wynonna falou-me de si.
Sen bana senden ödünün koptuğunu ne zaman söyleyecektin?
Quando me ias dizer que ele te assusta de morte?
Hayatta çok ateşli, parmak kıvırtan, seni senden alan, sonra yeniden geri koyan, meleklerin kıskandığı kutsal seksten fazlası vardır.
Há mais na vida do que sexo escaldante de contorcer o corpo, de nos levar às nuvens a cantar aleluia.
- Senden hiç hoşlanmamıştım.
- Nunca gostei de ti.
Senden hiçbir şey almak istemiyorum Barry.
Não quero tirar nada de ti.
İşin üzücü kısmı da Zoom'un senden korkuyor olması bence.
Sabes o que é triste? Acho que o Zoom na verdade tem medo de ti.
Sana söz veriyorum, senden aldığını ben de ondan alacağım.
Prometo que vou tirar dele o que ele tirou de você.
Senden hoşlanmıyor, değil mi?
Ele não gosta de ti, não é?
Kimse senden hoşlanmaz.
- Ninguém gosta de si.
Buralara gelene kadar senden tek duyduğum şunlardı : "Sana ihtiyacım var. Birlik olmamız gerek."
No caminho todo até aqui dizias que precisavas de mim, que precisávamos unir.
Senden korkmuyorum.
Não tenho medo de ti.
Senden hiçbir şey saklamadım.
Eu não escondi nada de ti.
- Senden ümidimi kesmeyeceğim.
Não vou desistir de ti. Sim?
Senden, onu bu dünyada kuralların farklı olduğu ve sürekli değiştiği bu yeni dünyada korumanı istedi ve sen de aynen bunu yaptın.
Ela pediu-te para o proteger. E neste mundo, neste novo mundo, onde as regras são diferentes e estão sempre a mudar, foi exactamente o que fizeste.
Senden de benden de çok para kazanıyor.
Trabalha no Facebook.
Üç, bence insanlar senden faydalanıyor.
Terceira, sinto que as pessoas se estão a aproveitar de si.
Bi keresinde senden kaçmıştım,
Já fugi de ti uma vez.
Senden şimdiden hoşlandım.
- Já gosto de si.
Hayalimde olan böylesi değildi ama önemli olan, benim senden sıcak olmam ve ten teması sana verebileceğim ufak vücut ısısını aktarmanın en hızlı yolu.
Não foi assim que imaginei, mas é que estou mais quente que tu, e o contacto pele a pele transfere mais depressa o pouco de calor corporal que tenho para ti.
Ve Oborin'in bana olan inancı kayboldu. Yani şimdi bütün arkadaşların senden kaçarken yardım için bize geldin.
Ninguém sabe em quem confiar e a pouca fé que o Oborin tinha em mim deixou de existir.
Bir süre sonra senden sıkıldım tabii ki.
Acabei por me cansar de ti ao fim de um tempo, claro.
Ve yine de onu senden çaldım.
E, ainda assim, roubei-to.
- Senden uzağa manyak.
- Para longe de ti, tarada.
Jeremiah Danvers'a, kızlarına göz kulak olacağıma dair söz verdiğim zaman sadece senden bahsetmiyordum.
Quando eu prometi ao Jeremiah Danvers que iria proteger as suas filhas, não estava só a falar de si.
Sen bizden bahset, biz de senden.
Você diz-nos, nós dizemos a si.
İyi olmaya çalıştım, ama senden hoşlanmıyorum.
Eu tentei ser simpática, mas eu não gosto de ti.
Kara'nın önemini bir kenara atmıyorum ama DEO kaldığı yerden devam eder. Senden bile öncesine hatta.
Muito antes de ti.
O senden hoşlanıyor, sen de ondan, tamam mı?
Ele gosta de ti e tu dele, certo?
Sonunda senden kurtuldum ve yükselmek için hazırım.
Finalmente, estou livre de ti, e pronta para voar.
Hesaplarıma göre senden intikam almak için yanıp tutuşuyor.
Calculo que ela esteja ansiosa para se vingar de ti.
Herkesin senden istediği şey de bu.
É tudo aquilo que precisamos de ti.
Ve bu yüzden senden vazgeçmek zorundayım.
Por isso, preciso de desistir de ti.
Senden günlerdir haber alamıyoruz ve..... bir anda ortaya çıkıp her yeri dağıtıyorsun.
Não ouvimos nada de ti há dias, apareces e começas a destruir este sitio?
Senden hoşlandığını biliyorum.
Eu sei que ele gosta de ti.