Sizin için değil translate Portuguese
582 parallel translation
Burası sizin için değil!
Esse caminho não é para vós!
Ne yaparsam yapayım, hiçbiri sizin için değil.
Faça eu o que fizer, não será por si.
Sadece sizin için değil, Martha, bu ovada olan herkes için.
Não é só por vocês, Martha, é por todos nós no vale.
Sizin için değil, param için ağlıyorum.
Choro, mas não é por vocês. É pelo dinheiro.
Sizin için değil.
- Para ti não é.
Ameleler için olabilir ama sizin için değil.
Tudo pelos peões. Ele não é por vocês.
Sizin için değil, sadece kendisi için var.
Não luta por si, mas por ele mesmo.
- Sizin için değil Bay Greenfield.
- Não para si.
Sizin için değil.
Não é para você.
Bayan, çocuk sizin için değil.
Senhora, o menino não é para você.
Pek benim tipim degil ama, sizin icin bir timsahla bile sevisirim.
Näo é o meu género, mas por si, eu namoraria um crocodilo.
Sizin için çalışmak istemiyorum. Sorun değil, Anna gidebilirsin
Não quero trabalhar para vocês.
Mektupta yazanlar sizin için yeni değil.
Não contém nada que não lhe seja familiar.
Bu sizin için önemli bir an olmalı, öyle değil mi? Öyle.
Isto deve ser uma grande ocasião para si.
Bu sizin için şaşırtıcı olmuştur, değil mi?
Está um bocado em choque, não?
Umarım sizin için bir sakıncası yoktur. Olur mu hiç? Biz çok mutluyuz, değil mi Stanley?
Estamos encantados, não é verdade?
- Sizin için çalışıyordu, değil mi?
- Ele era seu empregado, certo?
Bir şeyden korkuyordu, sadece kendisi için değil, sizin için de korkuyordu.
Ela está com medo de algo, não apenas por ela, mas por si.
40 sığırın ölmesi sizin için önemli, değil mi?
Imagino que a morte dessas 40 cabeças cabeças, era assunto importante para si.
Vienna Jake'e kapıyı sizin için açtırdı, öyle değil mi?
A Vienna convenceu o Jake a abrir o banco para vocês, não foi?
Bu çengeli koparacağım. Bunu kendim için değil sizin için söylüyorum : Çengel etime geçebilir.
Isto aqui não é para proteger-me, mas para poupá-los da visão do gancho espetado na minha carne.
Dün, Dingo için değil, sizin için üzüldüğümü söylemiştim.
Ontem disse-lhe que era pelo senhor que lamentava.
- Sizin için fark etmez, değil mi?
- Não havia problema, pois não?
İşte oldu. Böylesi sizin için daha rahat, değil mi?
Assim, não está mais confortável para o senhor?
Ama eminim ki bağlılık denilen bu ufak şey sizin için pek bir şey değiştirmez, değil mi?
Mas claro que algo como uma relação não lhe faria diferença? Caramba, não.
Burası sizin için iyi değil mi?
Não tendes um bom comando aqui?
Sizin gibi güzel bir bayan için hiç uygun bir hayat değil bu.
Isto não é vida para uma mulher como você.
Sizin için fazla içmek iyi değil.
Não é bom beber assim tanto. Devias de cuidar da tua saúde.
Kum sizin için çalışsın siz onun için değil.
Fazer a areia funcionar a nosso favor e não contra.
Onun değil, sizin yardım etmeniz benim için ne kadar önemli, bir bilseniz.
Se soubesse quanto preferiria a vossa ajuda à dele.
Ve şimdi sizin için gelen bir öğrenci milisi değil, muvazzaf birlikler olacak.
E não serão as milícias que aí vêm, mas as tropas regulares.
Sizin için ölmesi onun için bir şeref değil miydi?
Não tinha o privilégio de morrer por si?
Sizin için pek iyi bir gün sayılmaz değil mi?
Näo foi dos seus melhores dias, pois näo?
Parral'ı sizin için aldım, Huerta için değil.
Tomei Parral para si, não para o Huerta.
Kollos ile olmak neden sizin için tehlikeli değil?
Porque não é perigoso estar com o Kollos?
- YaşIı beyefendiye mektup yazacağım ve bu davranışı onaylamadığımı ona anlatacağım. Tabii ki hayırseverliği için ona teşekkür de edeceğim. Benim onaylamadığım beyefendinin değil sizin davranışınız.
Agradeço-lhe também, claro, pela sua bondade, mas é a vocês que não aprovo, não o cavalheiro idoso.
İki İrlandalı kız için ödeme yaptım, sizin için değil!
- Boida!
Bu sizin için yeterince iyi değil, Bay Büyükfikirler.
A Vida não foi tão boa para ti, Sr. Grandes-Ideias.
Sizin gibi biri için her zaman bir istisna yapabilirim, öyle değil mi?
Para um tipo como você, acho que posso abrir uma excepção, não é?
Arabaları sizin için Griner kardeşler buraya getirdi, öyle değil mi?
Os Griner trouxeram os vossos carros de Orie?
Oyunu oynamak sizin için çok önemli, değil mi? Oyunu oynamak ve oyunlar oynamak.
Jogar jogos e jogar o jogo.
Belki sizin için öyle ama benim için değil.
Pode ser um sonho para vocês, mas não para mim.
Sizin gibi giyinen biri için uygun değil.
Quer dizer, não é para alguém que se veste como você.
- Sizin inandıklarınız benim için önemli değil.
- Não sou tão importante como crês.
Ve sizin için önemli değil.
Não é nada.
Bakın peder, anlıyorum, sizin için zor bir durum... ama bu kampüsteki rahiplerin psikiyatrik danışmanı sizsiniz. Yani kim hasta, kim değil siz bilirsiniz. Yani o tür bir hasta olsa bunu siz bilirdiniz.
Eu compreendo que isto lhe seja muito difícil, mas o senhor é o psiquiatra residente, e saberia quem é que está doente, quando está, e com quê.
Sizin icin kolay degil biliyorum, ancak...
Sei que não é muito agradável, mas...
Sizin gibiler için dert değil, efendim.
E fica-vos muito bem, Senhor.
O sizin için yeterince kuvvetli değil.
- Não, pensei não ser justo...
Sizin için erken değil mi?
É cedo para si, não?
Senin ve sizin için sorun yoksa benim için problem değil.
Estou de acordo, se todos estiverem.
sizin için 164
sizin için ne yapabilirim 426
sizin için ne yapabiliriz 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
sizin için ne yapabilirim 426
sizin için ne yapabiliriz 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77