Ten geldi translate Portuguese
168 parallel translation
Rick'le Paris'ten geldi.
Veio de Paris com o Rick.
Bu SHAEF'ten geldi.
Isto veio da Força Expedicionária.
Ah, komiser bir kaç günlüğüne Los Angeles'ten geldi. Bizim Yard'da uyguladığımız son teknikleri gözden geçiriyor. Ne ilginç.
O Tenente veio de Los Angeles passar aqui alguns dias, para observar as técnicas da Yard.
Hollanda'dan değil aslında. Norveç'ten geldi.
Não veio da Holanda, veio da Noruega.
Emir Brüksel'den General Ames'ten geldi.
Recebemos isto do General Ames, em Bruxelas.
Bu Inga. İsveç'ten geldi.
É a Inga, é da Suécia.
Yönetmen harika, Paris'ten geldi.
É um realizador de Paris...
İyi bir test olması için Phoenix'ten geldi.
Veio de Phoenix para garantir que o teste é válido.
Nereli? - Paris'ten geldi ama doğduğu yer orası değil.
- De onde é ele?
Bu demin Ellis'ten geldi.
Isto chegou agora do Ellis.
Tıpkı Joseph gibi, Afrikalı Martinik'ten geldi, aynı zamanda da Antilli.
Tal como o Joseph, ele é Africano Martinian, também é das Antilhas
Filaret'ten geldi.
Ele veio de Filaret.
Bunlar doğruca Paris'ten geldi.
Vieram directamente de Paris.
Paris'ten müfettiş Janvier geldi.
Deixe-me apresentá-lo o Inspetor Janvier de Paris.
Paris'ten resmi emir geldi. Bu hafta yola çıkmamız gerek.
Paris diz que temos de partir esta semana.
Wingate'ten de yeni bir saldırı geldi.
Também Wingate preparou uma nova ofensiva.
Gotham 4'ten onay geldi.
Temos confirmação do Gotham 4.
İnciler 100,000'e sigorta edildi, bu yüzden hırsız onları 5'ten geri satmaya kalkınca, sigorta şirketi bize geldi.
As pérolas estavam seguras em cem mil dólares. Quando o ladrão ofereceu vendê-las por cinco, a seguradora veio ter connosco.
Detroit'ten buraya onca yolu benden bir ricada bulunmak için geldi.
Veio de Detroit para me pedir para lhe fazer um favor.
Bu şey Melmac'ten buraya kadar geldi.
Esta veio de Melmac.
O Cennet'ten değil, Cehennem alevlerinin içinden geldi.
Ele não é do Céu, vem direito do Inferno.
Özel bir Nazi Parti temsilcisi Reich'ten Aristokrat ve katı bir Yahudi düşmanı olan Yüzbaşı Von Lereneau'nun, ileride oğlu olacak Reich savaş kahramanını en seçkin Hitler Gençlik Okulu'na götürmeye geldi
Um enviado especial do Partido veio da parte do Reich... para levar o herói do Reich... futuro filho do Capitão von Lerenau... aristocrata e acérrimo anti-Semita... para a Escola mais exclusiva da élite da Juventude Hitleriana.
AIDS'ten sonra NRS geldi, sonra da UBT çıktı.
Depois da SIDA houve a NRS, depois a UBT.
Teğmen Riker dış görev hakkında benimle konuşmaya geldi.
O Ten. Riker veio me ver para falar da missão.
Oğlum Frank'ten çok ilginç haberlerle dolu bir mektup geldi.
Meu filho Frank mandou notícias fantásticas.
Ertesi sabah Hollander geldi. Neden hala onun Brackett'ten nefret ettiğini göreceksiniz.
O Hollander chegou na manhã seguinte e você verá por que ele ainda odeia o Brackett.
Bugün Smythe-Bates'ten haber geldi.
Soube da Smythe Bates hoje.
Philip Morris'ten bir sürü bilimsel araştırma geldi.
Recebi montes de papéis científicos de alguém dentro da Philip Morris.
Bu, Eddie Ortiz'ten az önce geldi.
Acabou de chegar isto do Eddie Ortiz.
Çok daha uzaktan, Güneş'ten kaynaklanabileceği de aklımıza geldi.
Ou talvez viesse de mais longe, do sol.
Bunlar en yeni modellerimiz. Paris'ten yeni geldi.
Estes são alguns dos modelos mais recentes, vindos de Paris...
Kasaba dışından Beach'ten John Heater geldi.
Forasteiros? ! Esteve aqui o John Heeder de Beech.
Kubrick'ten sonra, bilhassa klasik müziği kullandığından filmin entelektüel anlatım gücünün mutlak temel parçası haline geldi.
... passou a ser uma componente essencial do efeito... ... narrativo e intelectual do filme.
Madem Paris'ten bizler için geldi. - Kurdun krokisi?
Sua Eminência, o Bispo de Mende.
Paris'ten Revir'e. Zamanı geldi.
Paris para Enfermaria.
SD-3'ten bir telefon geldi
Acabei de receber uma chamada da SD-3.
Jenna Rainbow Hills'ten daha iki gün önce geldi.
A Jenna saiu de Rainbow Hills anteontem.
Andy, Omega Logic'ten tavsiye edilerek geldi.
O Andy Caspar vem recomendado pelo Omega Logic.
- Jack'ten telefon geldi.
- O Jack acabou de ligar.
Milli Güvenlik'ten istihbarat geldi.
Recebi informações do NSA.
- Sorunun pizzadan değil de Kirk'ten kaynaklanmış olabileceği hiç aklına geldi mi?
Já pensaste que o problema pode não ser da pizza, - mas do Kirk? - Não, não pensei nisso.
Chet'ten daha iyi adamların başına da geldi.
Já aconteceu a homens melhores do que o Chet.
Ortalıkta ilaç ve gıda yok ama bol miktarda sigara ve petrol var. Emir Aleksiç'ten mi geldi?
A ordem veio do Aleksic?
- Neden, Gümrük'ten haber geldi mi?
- Porquê? Há novidades da Alfândega?
- Evet, belki de grup bir araya geldi ve Pete Riggs'ten önde gelmeye karar verdi.
Talvez o grupo se tenha juntado e resolvido dar-lhe uma lição. Só temos indicações.
- Buraya Mozambik'ten yeni geldi.
Veio de Moçambique.
General O'Neill'e biraz önce Albay Kendrick'ten bir telefon geldi.
O General O'Neill acabou de falar com o Coronel Kendrick.
- Jack'ten haber mi geldi?
Então teve notícias do Jack?
Bay Baek'ten bir telefon geldi.
Recebi uma chamada do Sr. Baek.
- Sonra Chase'ten teklif geldi.
- E depois a Chase fez-me a proposta.
- Hayır düşünmek için. Trace'ten yeni geldi.
Acabei de vir da Pesquisa.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70