Tuhaf değil mi translate Portuguese
1,058 parallel translation
Sence tuhaf değil mi?
Não achas estranho?
Tuhaf değil mi?
Não é estranho?
Bu tuhaf değil mi?
Isto é normal?
Ama içinde bulunduğumuz durum da biraz tuhaf değil mi?
- Pois é. Mas as circunstâncias são no mínimo excepcionais.
Tuhaf değil mi?
- O que queres dizer? - Sabes perfeitamente.
Bu biraz tuhaf değil mi sizce de?
Não é costume.
Gerçekten de, çok tuhaf değil mi?
O que acha?
Nasıl sorsam bilmiyorum, biraz tuhaf değil mi o ufak kişi kafanın içinde dolaşıp duruyor?
Não sei como te perguntar isto, mas não é estranho teres outra pessoa na tua mente? Não.
Tuhaf değil mi?
Não é esquisito?
Az önce b... babamla konuştum. Tuhaf değil mi? - Don.
Falei agora com o pai, não é engraçado?
Tuhaf değil mi?
Não é curioso?
Tuhaf değil mi?
Estranho, não é?
Bu adamın böylesi önemli bir belgeyi gelişigüzel bir şekilde hazırlamış olması tuhaf değil mi?
Mas não acha estranho um fulano redigir um documento tão importante desse modo casual?
Bu biraz tuhaf değil mi sizce?
Não é estranho?
Beethoven'i öyle bir tutkuyla çalıp bu kadar sakin yaşaması tuhaf değil mi?
Não é estranho que ela toque tão bem e com tanta paixão Beethoven e leve uma vida tão tranquila?
- Jack, bu tuhaf değil mi?
Jackie, não é esquisita?
Tuhaf değil mi? Evet.
É engraçado, huh?
Biraz tuhaf, bir o kadar da tehlikeli değil mi?
Não é um pouco ridículo e bastante perigoso também?
Tuhaf değil mi?
Não é engraçado?
Tuhaf geliyor, değil mi?
Parece loucura, não?
Evet, öyleler, değil mi? Hindular da tuhaf kokuyorlar.
Se você diz... não como os indús ou os galeses.
Biraz tuhaf görünüyor, değil mi?
É estranho, não é?
O meşhur elmalarını tatmışlığım var tabii ki, ama - tuhaf, öyle değil mi, tüm o meyveler?
Provei as famosas maçãs, claro, mas... É estranho... toda essa fruta.
Tuhaf, değil mi?
Curioso, não é?
Bunu duymak tuhaf geliyor, değil mi?
Engraçado, hein?
Hepsi seni tuhaf buluyor. Farkındasın, değil mi?
Eles acham que tu és esquisito, sabias?
Böyle tuhaf anlar, neredeyse hayatı sevmemizi bile sağlayacak, değil mi?
São estes momentos que fazem a vida valer a pena.
HitIer çok tuhaf biri değil mi?
Hitler é uma pessoa estranha, não é?
Kendilerine tuhaf bir lider seçmişler, değil mi? Lord Kraliyet Tuvalet Muhafızı!
Escolheram mal o chefe, ó Guardião da Latrina Real!
Öyleyse, ortada tuhaf bir şeyler var. Sol bacağı topallıyordu, öyle değil mi?
Bem, nesse caso, é um pouco estranho que ele coxeie da perna direita, não achas?
Tuhaf bir dünyada yaşıyoruz, öyle değil mi, Devon?
Nós vivemos num mundo estranho, não é, Devon?
Çok tuhaf bir kıştı, değil mi?
Foi um Inverno estranho, não foi?
Tuhaf, değil mi?
Esquisito, não é?
Tuhaf biri ama uçabildiği sürece gerisi bizi ilgilendirmez değil mi?
É um bocado estranho mas, desde que saiba pilotar, não interessa.
- İşte bu çok tuhaf, değil mi?
- Então. não é curioso?
Bütün bunlar sana tuhaf geliyordur değil mi?
Isto deve parecer-te muito estranho, não?
O tuhaf biri, değil mi?
Ele é estranho, não é?
İnsan kendini tuhaf hissediyor, değil mi?
No entanto, é estranho, não é?
Tuhaf değil mi?
Que estranho, não?
Ama öldürülüyor. Hayat çok tuhaf, değil mi Steve?
e em vez disso o mataram a vida é estranha, eh, Steve?
- Tuhaf, değil mi?
Esqusito, Verdade?
Çok tuhaf insanlardı Bayan Honeychurch, ama biz onlardan epey hoşlanmıştık, değil mi?
Gente muito estranha, Mrs. Honeychurch, mas gostavamos bastante deles.
Tabancadan böylesine hıza ulaşması tuhaf, değil mi?
Não é frequente uma pistola atingir tal velocidade,
- Tuhaf bir tadı var, değil mi?
- Tem um sabor esquisito.
Diyorum ki, hayli tuhaf bir dış görünüme sahipsin, değil mi Blackadder?
Essa sua vestimenta é um pouco estranha, não é, Blackadder?
"ab"... çok tuhaf bir şey, değil mi?
Bem, é uma coisa estranha, não é?
Diyorum ki, hayli tuhaf bir dış görünüme sahipsin, değil mi Blackadder?
Mas que fatiota tão estranha, Blackadder!
Çok tuhaf görünüşlü bir şey öyle değil mi?
Não é uma coisa muito bonita, não acham?
Fakat radyo hala çalışıyor, çok tuhaf, değil mi?
Contudo, o rádio ainda funciona, por mais engraçado que pareça, até me espanta.
- Çok tuhaf bir isim değil mi?
- Azaria? É uma flor.
- Sanırım, herkes kabul eder ki ortaokul utanç dolu, tuhaf ve bazen insanı oldukça küçük düşürücü anlardan ibarettir, öyle değil mi?
Eu acho que todos concordam que o ginásio é uma época de vergonha e inadequação E às vezes pura humilhação, não é?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17
değil miydi 73
değil mi joe 23
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil mi kaptan 17
değil mi oğlum 33
değil mi beyler 17
değil miydi 73
değil mi joe 23