English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ U ] / Uyandın

Uyandın translate Portuguese

4,268 parallel translation
Geçen gece gecenin ilerleyen saatlerinde, hiç uyandın mı?
Ontem à noite, de madrugada, tu acordaste?
Güzel, uyandın.
Boa. Estás acordada.
* krematoryum : cenazelerin yakıldığı yer odunlarının ilk ateşini de ben yaktım... kıçın bir anda alev aldı, bir anda uyandın ve şok olmuştun ve... ormana doğru koşmaya başladın.
quando estou prestes a acender a pira seu traseiro pega fogo, você acorda com uma sacudida e começa a correr em direção à selva.
Hazır uyandın madem, bana gözlüklerimi bulmam da yardım eder misin?
Já que estás acordado, podes ajudar-me a encontrar os óculos?
- Sen de onunla birlikte uyandın.
E tu juntamente com ele.
Ve ölümsüz olarak mı uyandın?
E acordaste imortal?
Uyandın.
Acordaste.
Yine başka bir yerde mi uyandın?
Acordaste outra vez noutro lugar?
Saymayı bitirince beni uyandırırsınız.
Acordem-me quando acabarem de contar.
Fakat evrendeki eski bir rakibimin uyanışını hissettiğimde enerji formum uykusundan uyandı.
Mas a minha forma energética foi acordada do sono, quando senti o despertar de um rival antigo através do Cosmos.
Demek güçlü orduların kalıntılarını arayan bir tek ben değilim... Bu bende büyük bir merak uyandırdı.
Acho curioso, que não seja o único à procura dos restos de poderosas legiões.
Buraya onların uyandıklarını görmeye gelmiş olmalısın!
Devia estar aqui para vê-los a levantarem-se.
Bu sabah Noah'ın kapısını açık görünce, içimde kötü bir his uyandı.
Quando reparei na porta aberta de manhã tive um mau pressentimento.
Uyandırın.
Acordem-nas!
Laboratuvar, muhtelif ilaçlardan oluşan bir karışım bulmuş. Tetrodotoksin, skopolamin ve tatura isimli güçlü bir halüsinojen dâhil. Burada yazana göre kurbanın ölü göründüğü fakat daha sonra uyandığı Lazarus sendromuna yol açıyormuş.
O laboratório encontrou uma interação complexa de várias drogas, incluindo tetrodotoxina, escopolamina e um alucinogénio poderoso chamado datura, que, de acordo com isto, pode causar uma síndrome de Lázaro em que a vítima parece estar morta,
Evet, uyandırdın onu.
Pois, acordaste-a.
İçimde bir his uyandırdın.
Despertaste algo em mim.
Kendisinin de çocukların da iyi olduğunu söyledi. Coby'nin onu sabahın köründe uyandırması hariç tabii.
Ela disse que ela e os miúdos estão bem, excepto que o Coby a acordou logo de madrugada.
Evet, demek istediğim, o zaten senin merakını uyandırdı.
Não, quer dizer, já se está a comprometer.
# Uyuduğunda onu uyandırmayın
Não vão lá quando ele dorme Para não o acordar
# Bunu yapmayın çünkü uyandırırsanız ısırır
Cuidado, pois ele morde Se o acordarem
Seni uyandırmamasını söyledim.
Disse-lhe para não te acordar.
Havlayıp onu uyandırdığı için Gypsy'nin kafasına tekme attığını söyledi.
E o que foi que ele disse? Que lhe deu um pontapé na cabeça porque o ladrar dele o tinha acordado.
1992'de balıkçının birinde uyandım.
Acordei numa área de pesca, em 1992.
Bu sloganlar beni asla uyandırmamıştı. Ama ormanın sesleri uyandırırdı.
Esses slogans nunca me entusiasmaram, mas os ruídos da grande floresta, sim.
Adamı uyandırdım. Tek istediği buydu ama şimdi sanki onu daha da büyük bir hayal kırıklığına uğrattım. Çocukla yakınlaştığını biliyorum.
Eu acordei o homem, era tudo o que ele queria, mas agora ele parece decepcionado comigo, e sei que ele se aproximou do rapaz.
Sanırım küçük kızımızın uyandığını duydum.
Acho que ouvi a nossa menina a acordar.
Beni dağıtma bölümünde uyandırın o zaman.
Maravilha. Acorda-me quando chegar a hora de arrebentar.
Artık sabah uyandığınızda büyükannenizin size aldığı tüm o şeker ve oyuncaklarla diğer güzel şeyleri alabileceksiniz.
E vão receber os doces, os brinquedos e todas as coisas boas que a avó comprou quando acordarem de manhã.
- Motorun onu uyandırmasını istemem.
Não quero que o carro a acorde.
Ve giderken Ward'u da uyandırın.
À saída, acorda o Ward.
Bir mağarada uyandığını söylemiştin.
Disse que acordou numa gruta.
O zaman beni sen uyandırmadın.
Então tu não me despertaste.
Uyandın demek.
Acordaste.
Son ses konuşmakla birilerini uyandırmadın.
Falar alto demais não chama nada a atenção...
- Kuklayı uyandırdın!
É, acordou o meu fantoche.
Yarın uyandığında her şey farklı olacak.
Levantas-te amanhã e tudo será diferente.
Bazı sabahlar uyandığımda bir yarım hâlâ Lori'nin yanımda olmasını bekliyor.
Ainda há dias que acordo à espera que a Lori esteja lá.
Uyandırma sakın.
Não o acordes.
O insanın içindekini uyandırıyor ama bir daha böyle olmasına izin verme. Anlıyorum.
- Eu entendo.
Peki uyandığında senin içeriden organlarını düzelttiğini hissedecek mi?
- Vai. E como funciona? Vai sentir-te dentro dele?
Sabah uyandığında fikrinin değişmiş olmasını istemiyorum.
Não quero que acordes e mudes de ideias!
Uyandıktan sonra hepimizin birlikte olacağını ve her zamankinden güçlü olacağımızı söylediler.
Disseram-nos que acordaríamos e estaríamos juntas e mais poderosas do que nunca.
Seni hayatta bırakmak kâfi. Her sabah uyandığında sefil hayatının sadece ve sadece benim isteğimle devam ettiğini bilerek hayatına devam edeceksin.
É melhor deixar-te viver e todas as manhãs acordarás sabendo que a tua vida miserável continua, apenas por minha vontade.
Onun yüzünden uyandın, kusura bakma.
Desculpa ele ter-te acordado.
Neden beni uyandırmadın?
Tu não me acordaste.
Beni uyandırdın.
Acordaste-me.
Senle tanışmadan önce bir uyurgezer olduğumu ve senin beni uyandırdığını...
Acredito que eu era sonâmbula antes de te conhecer e acordares-me.
Tehlikede olduğunu gördüğüm bir kabustan uyandım... ve rüya olmadığını, görü olduğunu biliyordum.
Acordei de um pesadelo em que estavas em perigo, e soube que não era um sonho mas sim uma visão.
Ne olmuş yani, sen- - Ben ve Emily'nin önünde bir şeyleri uyandırmak umuduyla, gösteri yapsın diye mi getirdin onu buraya?
E resolves trazê-lo aqui para o exibires para nós, para tentares agitar as coisas?
Sonra burada uyandım ve şu aptallar İran halımın üzerinde yatan ölü bir kadın hakkında zırvalıyordu.
Até acordar aqui e aqueles idiotas começarem a falar de uma morta no meu tapete persa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]