English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Ya senin ki

Ya senin ki translate Portuguese

126 parallel translation
Mario Angeletti. Ya senin ki?
Eu chamo-me Mário, Mário Angeleti.
- Ya senin ki?
- Smith.
Ya senin ki? Blaine.
E o seu?
- Ya senin ki?
- Então e o teu?
Ya senin ki, bu çantanın sahibindeyse?
E se o dono desta mala tiver a tua?
Peki ya senin ki ne alemde?
Que tal a tua?
- Ya senin ki?
- Qual é o teu?
Ya senin ki nasıl gidiyor?
Como estão as coisas em casa contigo?
- Peki ya senin ki?
E que tal a tua?
Ya senin ki bu torbadaki mi?
- E isso é a tua?
- Ya senin ki?
- E a sua?
Senin ya da benim hayattan bekleyecek neyimiz var ki?
O que é que eu e você podemos esperar da vida?
Bir Vermont Otel hizmetçisinin geçimi konusunda senin ya da Phil'in... bir endişesi varsa ki olmasın.
Se voce e o Phil estao preocupados com o bem-estar de um certo estalajadeiro de Vermont, nao precisam de estar.
Kaça kadar saydın ki? Peki ya senin yattığın erkeklere ne demeli?
E contaste as camas onde dormiste?
Tanrı'ya yemin ederim ki, Eleanor tam da senin kalemin.
Devia deixar-te à soltajunto de Eleonora.
Tanrıya şükret ki o serseri, senin gerçekten yahudi olduğunu bilmiyor.
Podes agradecer ao teu Deus que o vagabundo não sabe o que é um judeu.
Şu atla karşı karşıya geldiğinde kavga etmek isteyecek. Unutma ki bu senin kanında var.
Por isso, quando aquele garanhão te desafiar e quiser lutar, lembra-te, tu tens o sangue do teu lado.
Hele ki senin konjonktivite problemin var, böyle. Bütün uçuşlar askıya alınmış zaten.
E tu que costumas ter conjuntivites, vais ficar com os olhos assim.
Tanrı'ya şükür ki, senin gibi bir danışmanım var, Bladder.
Bom, graças a Deus que eu tenho-o para me aconselhar, Bladder.
Tanrı'ya şükür ki, senin gibi bir danışmanım var, Bladder.
Ainda bem que me aconselhas.
Ki hiç şüphesiz senin gibi biri bu sanıya kapılmayacaktır.
As quais, sem dúvida, desesperas por evitar.
Ve bilmeni isterim ki bir şeye ihtiyacın olursa kendini kötü hissedersen ya da konuşmak istersen senin yanında olurum.
E quero que saiba, que se precisar de alguma coisa, se se estiver a sentir mal ou precisar de falar, eu estou aqui.
Gayet temiz bir kaçıştı, senin dışında, Jagger. Bir daha ki sefere, sadece dışarıya atarsın.
Safámo-nos bem, tirando a gaja que te agarrou, Jagger.
Nasıl karşılık vermemi bekliyordun ki? Senin kumandanın olarak, ya da bir dostun olarak, terfilerinle uğraştım... Ve çocuklarını vaftizlerinde ben tuttum!
Como seu superior, ou como seu amigo, que o ensinou e o elogiou, forçou promoções,... e andou com os seus filhos ao colo nos baptismos?
Kavgada kızışıp susadığınızda ki bunun için saldır durmadan yorasıya. Hamlet bir şey içmek ister nasıl olsa öyle özel bir içki hazırlarım ki ona..... bir yudum içmeyi görsün. İstediğimiz olur, senin zehrinden kurtulacak olursa.
Luta com violência, para que fiqueis quentes e sedentos... e ele peça para beber ; prepararei um cálice para a ocasião... para que, se porventura ele escapar do teu veneno... nossa meta seja atingida.
- Diyorum ki, eğer Herkül sana... senin Callisto'ya davrandığın gibi davransaydı... şu anda ölmüş olurdun.
Estou a dizer que se o Hércules te tivesse tratado da mesma maneira que trataste a Callisto... estarias morta agora.
Ben Tanrı'ya şükrederim ki senin gibi birine rastladım.
Sorte a minha achar-te a ti!
- Ya senin ki?
- E o teu?
Ya ve senin ki de sadece hayal Hyde.
E os teus são apenas sonhos, Hyde.
Şunu bil ki, Dünya senin etrafında dönmüyor. Yaşamın ya da ölümün sebebi sen değilsin.
Não és o centro do Universo, nem a origem da vida e da morte.
Korkuyorsun, ve sanıyorsun ki kabullenirsen, insanlar senin zayıf oldugunu düşenecek... ya da seni sevmeyecekler... yada işte ne düşünüyorsan o olacak, ama- -
Tu tens medo, e achas que se o admitires, as pessoas vão pensar que és fraco... ou que não vão gostar de ti... ou o que quer que seja que penses que vai acontecer, mas...
Sonuçta gelip dayandığımız nokta şu ki... Eğer Toninho şovda yer almazsa, Alex ya şovu iptal edeceğini... yada senin yerine bir başkasını bulacağını söyledi.
E, enfim, se o Toninho não entrar no programa o Alex diz que ou cancela o programa... ou te substitui.
Üstelik şunu belirtmeliyim ki eğer İtalya, Fransa'ya karşı Almanya'yla iş birliği yaparsa o zaman senin pozisyonun, yani Paris'te bir İtalyan olmak pek de iyi bir şey olmayacaktır.
E Dante, deixe que o avise, se a Itália se alia à Alemanha contra a França, receio que a sua posição de italiano, em Paris, deixe de ser invejável.
Tanrı'ya yemin ederim ki senin yanındayım.
Juro por Deus que estou contigo.
Biliyorsun, tanrıya şükür ki senin için hiç endişelenmek zorunda kalmadım.
Tu sabes que nem sequer tenho que me preocupar contigo, graças a Deus.
Senin arkadaş eğitimin ya da başka bi deyişle... esrarengiz bir güçle bir adamı tatlı ve uysal yapmak. ki bununla bugün yeterince karşılaştım.
O teu treinamento de Companheira, ou como alguns diriam, a tua habilidade fantástica de deixar um homem a suar e / ou obediente, coisa de que eu já tive mais que suficiente por hoje.
Senin içine ne girmiş olabilir ki böyle bir pisliği yazıya dökebilesin?
O que é que a possuiu para escrever esta porcaria?
Eğer ki senin annenin ya da Feng-Shui'nin başına bir şey gelmiş olsaydı tekrar bir kadını sevebilir miydim?
Em como me sentiria se algo acontecesse contigo, ou com a tua mãe, ou a Feng-Shui ou... Deus, amar de novo uma outra mulher.
Ama bu senin suçun değil ki! Onu kurtardın diye, ondan ya da mutsuzluğundan sen sorumlu değilsin ki.
Salvaste-o, mas não podes tomar conta dele.
- Evet, senin kanını. Yani ya hemofili hastasısın, ki bundan şüpheliyim, ya da.. ... kasırganın olduğu gün pis işler yapmışsın.
Ou você é hemofílico, o que duvido, ou andou a fazer umas maldades no dia do furacão.
Anne. Ya da senin tabii ki.
Ou ao teu, tenho a certeza.
Sen iyi bir çalışan olduktan sonra senin boşanmış, evli ya da eşcinsel olman onları ne ilgilendirir ki?
Se és o melhor vendedor, que interessa que sejas casado, divorciado ou maricas?
Napoleon, görünen o ki senin işin yok. Gidip Tina'ya yemeğini versene.
Napoleon, parece que não tens emprego, por isso, vai dar de comer à Tina.
Tommy saldırıya uğruyor- - ki buna bile inanmıyorum- - ve sonra birden bire dava senin masanda oluyor?
O Tommy é atacado... Não é que acredite nisso. E o caso vai parar-te às mãos?
Senin gidişin, Jane'in Londra'ya ve renkli Bay Wickham ve ordunun kuzeye gitmesinden sonra, itiraf etmeliyim ki burası çok sıkıcı oldu.
Com a tua partida, a Jane em Londres e a milícia no Norte com o colorido Sr. Wickham, devo confessar que a vista daqui, onde me sento, é muito cinzenta.
Senin yerinde olsaydım, oraya gider ve onlara derdim ki ; "ya bana düzgün listeler verin... -... ya da ben yokum".
Se eu estivesse no teu lugar, iria lá e dizia-lhes "ou me deixam ter as boas listas, ou desisto".
Belki Lois'in ve şişkonun senin yokluğunda... neler yaptığını görmek istersin. Derim ki, ya körsün ya da sadece aptalsın?
- És cego ou só és estúpido?
Hepsi senin iyi arkadaşın olabilmek için söylenmiş şeylerdi ta ki sen İtalya'ya gidene kadar. Ama sen gitmekten vazgeçtin...
Eram todas mentiras que disse a ela para tornar-me seu bom amigo até que foste pra Italia.
Sorun şu ki, karım senin ingilizce konuşabildiğini bilse ya da benden olduğunu neler olur biliyor musun?
A questão é o que a minha mulher faria se descobrisse que falas inglês ou que és meu filho.
Tanrı'ya şükür ki, senin tarifine göre ben değilim!
Agradeço a Deus não o ser, pela sua descrição.
Yani senin Kanada'ya taşınman kimin umurunda ki?
Quer dizer, quem se vai importar se te mudas para o Canada?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]