Yarın ararım translate Portuguese
484 parallel translation
- Hadi eve git. Ben seni yarın ararım.
Telefono-te amanhã.
Sizi yarın ararım.
Amanhã visitá-lo-ei.
- Seni yarın ararım.
- Eu amanhã telefono.
Yarın ararım.
Ligo-te amanhã.
Madam Grandfort'u yarın ararım.
Ligarei à Sra. Grandfort, amanhã.
- Hayır, seni yarın ararım.
- Não. Telefono-te amanhã.
- Hayır seni yarın ararım.
- Não. Telefono-te amanhã.
Seni yarın ararım. Haydi.
Bem, eu lhe chamo amanhã.
Onu yarın ararım, Bayan Bedeker.
Bem eu Ihe ligo amanhã, Sra. Bedeker
Görüşürüz, yarın ararım.
- Adeus Riccardo, ligo-te amanha.
Yarın ararım seni.
Telefono-te amanhä.
Seni yarın ararım.
Ligarei amanhã.
Yarın ararım seni.
Amanhã telefono.
Yarın ararım telefonda kavga ederiz, oldu mu?
Eu ligo-te amanhã e discutimos pelo telefone, sim?
Seni yarın ararım.
Ligo-lhe amanhã.
Seni yarın ararım.
Ligo-te amanhã.
Sonra... Seni yarın ararım.
Eu te ligo amanhã.
Seni yarın ararım.
Lhe telefono amanhã.
- Yarın ararım seni. - Tamam! - Hadi bakalım.
- Amanhã lhe telefono.
Evet, sizi yarın ararım, söz.
Sim, amanhã telefono, prometo.
Onu yarın ararım.
Eu ligo-lhe amanhã.
Seni yarın ararım, sevgilim.
- Telefono-te amanhã. - Está bem.
- Onu yarın ararım.
- Telefono-lhe amanhã.
- Sizi yarın ararım.
- Amanhã telefono-te.
İyi... yarın ararım.
Óptimo... telefono amanhã.
Yarın ararım.
Eu ligo amanhã. Adeus.
Tamam yarın ararım canım, görüşürüz.
Tratarei de ligar-te amanhã. Está bem, sim, adeus.
- Tamam, yarın seni ararım.
- Sim, eu ligo-te amanhã. - Está bem.
- Yarın bir ara ararım.
- Telefono amanhã.
- Yarın seni ararım.
- Eu ligo-te amanhã.
Yarın sizi İstanbul'daki Alman Konsolosluğu'ndan ararım.
Telefono-lhe amanhã para o Consulado em Istambul.
Seni yarın Variety'den ararım ve randevulaşırız.
Telefono amanhã para a Variety para marcar um encontro.
Yarın seni ararım.
Ligo-lhe amanhã.
- Yarın görüşür müyüz? - Ben seni ararım.
Eu ligo-te.
Yarın seni ararım, tabii senin hat boş olursa.
Então, telefono-te amanhã, se a linha não estiver ocupada.
- Yarın seni dispanserden ararım.
- Ligo-te amanhã para o dispensário.
Yarın fidyeyi teslim etmek için sizi ararım.
Amanhã ligo-lhe para lhe entregar o dinheiro.
Yarın gelmeden önce seni ararım.
Telefono-te amanhã. Para ires lá a casa.
Yarın normal hattan ararım.
Ligo amanhã de uma linha fixa.
Beni yarın arar mısın?
- Liga-me amanhã? - Sim.
- Yarın ararım belki.
Amanhã, talvez.
Yarın ilk iş olarak seni ararım.
- Ligo-te de manhã.
Yarın arar mısın beni?
- Telefonas-me amanhã?
Eğer yarın başka bir işim yoksa... neden beni aramıyorsun? Arar mısın?
Se eu não estiver fazendo nada amanhã... por que não me liga, o.k.?
Ama en kısa zamanda mesajınızı iletmeye çalışacağım ve belki de yarın sabah sizi arar.
Farei com que ele receba a sua mensagem... e terá notícias dele pela manhã.
Yarın işten sonra seni ararım ve yemeğe çıkarız.
Vou buscá-la amanhã depois do trabalho e sairemos para jantar.
Belki bu akşam senin saçında deneme yaparım saçların dökülmezse yarın, adamı ararım.
Precisa um estilista. Se praticar contigo... e não te deixo calva, chamarei-o amanhã.
yarın sizi ararım, olur mu?
Chamá-la-ei amanhã.
Dinle. Yarın dükkan hakkında seni ararım.
Ouça, ligo amanhã para falar do salão.
Yarın sabah ararım seni.
Ligo-te amanhã de manhã.
Yarın sabah ararım seni.
Telefono-te amanhã de manhã.
ararım 88
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarın görüşmek üzere 36
yarın öğleden sonra 16
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın sabah 8 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın konuşuruz 62
yarın görüşmek üzere 36
yarın öğleden sonra 16
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın sabah 190
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarından sonra 30
yarın gidiyorum 39
yarın olmaz 23
yarın sabah 190
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın mı 170