Öyle ya translate Portuguese
4,687 parallel translation
Öyle ya.
Estou a ver.
Öyle ya da böyle.
De uma maneira ou outra.
Ama öyle ya da böyle, sen hala tanıştığım en cesur ve en çekici erkeksin.
Mas mesmo assim, ainda és o homem mais sexy e corajoso que já conheci.
Callie'yi eve götürebilirsek durumla öyle ya da böyle ilgilenmemiz gerekecek.
Se queremos levar a Callie para casa, temos que lidar com isso mais cedo ou mais tarde.
Öyle ya da böyle, sonumuz onlar gibi olacak.
De uma forma ou outra, é por aí que vamos.
Öyle ya da böyle, Ronnie'nin beni uyandıracağına güvenmiyorum.
Estás a ser paranoica. De qualquer forma, não confio no Ronnie para me acordar.
Öyle ya da böyle işe dönmem gerek.
De qualquer maneira tenho que ir trabalhar.
Öyle ya da böyle paramızı alacağımızı biliyoruz.
Saberemos que teremos o nosso dinheiro de volta. De uma maneira ou de outra.
Öyle ya da böyle, hep beni suçluyorsun...
De qualquer maneira, vais me sempre culpar...
O olmadan başaramayacağını söyledin. Yani öyle ya da böyle onunla çalışmamız gerekecek öyle değil mi?
Bem, você disse que precisa dele, então, de uma forma ou de outra, ele terá que voltar ao trabalho, certo?
Öyle ya. Pardon.
Claro, desculpa.
Ama öyle ya da böyle teselli bulacaksın, adalet yerini bulacak.
Este é o verdadeiro negócio. Está a perceber? Uma palavra consigo.
Öyle ya da böyle gerçeği öğreneceğiz.
Deus pode fazer isso por mim.
Öyle ya da böyle hayatımı açığa çıkarak harcadım.
De uma forma ou de outra, passei a vida a fazê-lo.
Ya da geceyi burada geçirebilirsin. Haber ver yeter. - Öyle yapma...
Se quiseres, podes dormir cá, mas avisa-me.
- Öyle ya da böyle, bu adamla konuşmalıyız.
- Mas ainda temos de o ver.
Öyle ya da böyle, buradasın işte.
No entanto, aí está você.
Çocuklar zon anlar yaşıyor. Öyle ya da böyle bir hata yaptıkları zaman kendi hatam gibi hissediyorum.
Os miúdos estão a passar por momentos difíceis, e cada vez que erram, sinto-me como se fosse culpada.
- Jamaika'da ne işin var? Jamaika'ya dönüyorum çünkü öyle yapmam söylendi.
Vou voltar à Jamaica porque me pediram.
Bunu neden yaptığını hiçbir zaman anlamayacağım ama öyle ya da böyle kabullenmek için bir yol bulacağım.
Nunca vou perceber porque estás a fazer isto. Mas de uma maneira ou de outra, descobrirei como aceitar.
Öyle ya da böyle, sizden geldiklerini kanıtlayacağız.
De uma forma ou de outra, vamos provar que vieram de si.
Ya da öyle duymuştum.
Certo, bom, estes tipos geralmente não se colocam em posição de perigo, sem um plano de fuga.
Ya da öyle duymuştum.
Ou seja, ouvi dizer.
Evet. Kesinlikle öyle olacak. Bırak ya da kal.
Certamente que sim.
Ya öyle mi?
A sério?
Güreş takımına geri döndüğüm zaman formda kalmam lazım. Ya öyle mi?
Tenho de me manter em forma para quando voltar para a equipa de luta.
Ya öyle olması gerekmiyorsa?
E se não tiver de ser dessa forma?
Öyle rahatlamıştım ki kendime ve Tanrı'ya ona yardım etmek etmek için ne gerekirse yapacağıma yemin ettim.
Fiquei tão aliviado, que jurei a mim mesmo e a Deus que faria de tudo para ajudá-la.
Hayır ya. Ben öyle demek istememiştim.
Não, não foi o que quis dizer.
Çünkü ya öyle oluyor ya da tamamen ilgisiz birisin... -... ve o kadar aptal olmadığına eminim.
Porque é isso ou estás completamente alheio, e eu sei que não és parvo.
Yani beni bu toplantıya sürüklemendeki amaç gerçekte irfana erdiğini paylaşman değildi yani, öyle mi?
Então a intenção de me teres levado àquela reunião não foi para eu te ver falar de ti mesmo?
Öyle bir ana kadar nasıl biri olduğunuzu bilmiyorsunuz. Yani ya öldür, ya öl ve mızrağın ucuyla senin aranda hiç mesafe yok.
Não sabes bem de que és feito até um momento como aquele em que sabes que é matar ou morrer e não há nada entre ti e a ponta da lança.
Yoriko'ya öyle diyor.
Ela se refere a Yoriko.
Bu çitleri geçecek bile olsak ki öyle bir şey yapamayız ya da bu tellerden atlasak onu da yapamayız çünkü orada bizi öldürmek için silahlarını hazırlamış altı tane dallama var.
Mesmo conseguisse-mos passar esta vedação, o que não conseguimos, ou por cima deste arame, o que não conseguimos. Temos seis imbecis com espingardas prontos para nos matar.
- Öyle. - Peki ya biz?
- Então e nós?
- İsa'ya öyle dememelisiniz.
Não tem que dizer Jesus...
Hayır, Madison her gece saat 11'de uyurdu ya da biz öyle sanıyormuşuz.
Não, a Madison estava na cama às 23h00 todas as noites, ou... pensávamos que ela estivesse.
Ya da ben öyle söylendi.
É o que dizem.
Clark öyle gergin ya hani. Hep telaş da telaş!
É que o Clark é tão antiquado, sabes como é, cheio de originalidade!
Ya da ben öyle duydum.
Ou pelo menos ouvi isso.
Askerlerimiz Ayrılıkçılar tarafında saldırıya uğradı, öyle gözüküyor ki buraya Scipio'yu işgale gelmişler.
A nossa guarnição foi atacada pelos Separatistas, e parece que organizaram uma invasão contra Scipio.
Biz hayatımızla ilgili en küçük detayları bile erkek arkadaşımız ya da eşimizle paylaşırız, öyle değil mi?
Partilhamos os mais pequenos detalhes da nossa vida, com o nosso namorado ( a ) ou esposo ( a ), certo?
- Bizim için öyle. Ama ya Kanca?
Talvez para nós, mas então e o Gancho?
... ya da sizin görüşünüzün benimkinden daha değerli olduğuna çünkü öyle değil.
Ou que a vossa opinião vale mais do que a minha, porque não vale.
Ya da en azından öyle olduğunu sanıyordum.
Ou pelo menos era lá onde eu pensava que ele estava.
Sanırım o şekilde yaptı ancak ya turta öyle olmadı ya da herkes anlamayacak kadar sarhoştu.
Eu acho que ela o fazia porque se a tarte não ficasse boa, todos estariam muito bêbedos para reparar.
Zaten ben de öyle bir adamım ya.
Porque esse é o tipo de pessoa que eu sou.
"Bu şirket kar etme isteğiyle öyle zehirlenmiş ki, neden sağlık sektöründe olduğunu hatırlayan birkaç iyi ruhu susmaya mahkum ediyor." Sonra Meksika'ya gitmiş, sörf yapmaya başlamış, Baja'ya yerleşmiş.
"... uma empresa tão envenenada por lucros que até mesmo as poucas almas boas que ainda se lembram porque vieram para a área da saúde, são silenciadas "... ele viajou para o México, começou a surfar, e assentou em Baja,
- Senin için öyle olabilir.
Ya, para ti talvez.
Öyle diyorsan...
Ya, acho.
isler kötü giderse 911'i ara ve Joe'ya babasinin nasil yasadiysa öyle öldügünü söyle. Bir sürü insani kurtarirken öldügümü.
Se isto correr mal, quero que ligues para o 112 e que digas ao Joe que o pai dele morreu como vivia a salvar um monte de pessoas.
öyle ya da böyle 119
öyle yapma 26
öyle yapacağım 74
öyle yapalım 41
öyle yapıyorum 18
öyle yaptım 45
öyle yap 58
öyle yaptı 25
öyle yapın 26
öyle yaparım 22
öyle yapma 26
öyle yapacağım 74
öyle yapalım 41
öyle yapıyorum 18
öyle yaptım 45
öyle yap 58
öyle yaptı 25
öyle yapın 26
öyle yaparım 22