Şunu biliyor musun translate Portuguese
100 parallel translation
Şunu biliyor musun Harry?
- Sabes uma coisa, Harry?
Biliyor musun? Şunu biliyor musun...
Sabes uma coisa?
Şunu biliyor musun oraya vardığımızda, ben daha da yüksekte olmaya niyetliyim?
Sabe quando chegarmos lá, estarei mais alto ainda?
- Şunu biliyor musun...
- Sabes que...
Ama sen şunu biliyor musun?
Mas sabes uma coisa?
Şunu biliyor musun :
Conheces isto?
- Şunu biliyor musun, Dinah?
- Sabes uma coisa? - O quê?
Şunu biliyor musun? Kimse asla sadece iyilik olsun diye bir şey yapmaz.
Ninguém faz nada só para ser simpático.
Şunu biliyor musun, şu anda lanet olası İtalya'da değilsin.
Não estás em Nápoles agora!
Ama, şunu biliyor musun?
Sabe uma coisa?
Şunu biliyor musun? Tarihin olaya bakışı bu.
Isso é o ponto de vista histórico.
- Şunu biliyor musun? İki gün önce o gazete haberinde bizim hakkımızda söylediklerimi okudun mu?
Leste o que eu disse no jornal há dois dias?
Ama şunu biliyor musun?
Mas sabes que mais?
Şunu biliyor musun?
Sabes uma coisa?
Şunu biliyor musun?
Sabes que mais?
- Şunu biliyor musun?
- Sabes que mais?
- Şunu biliyor musun?
Obrigada. - Ei, sabes que mais?
Şunu biliyor musun?
Foda-se! Sabe que mais?
Şunu biliyor musun?
Quero dizer...
Şunu biliyor musun?
Sabe que mais?
Şunu biliyor musun? Yalamak geçerli bir özür mazereti değildir.
Na nossa casa, uma lambidela não é considerado um pedido de desculpa.
Şunu biliyor musun?
Mas só uma pergunta.
Şunu biliyor musun peki? Raylene bundan ızdırap çekiyor.
A Raylene está a sofrer por causa disso.
Ve şunu biliyor musun?
E sabes que mais?
Şunu biliyor musun?
Sabe uma coisa?
Hey, şunu biliyor musun? Bunların içinde şoför hangisi?
Onde estava o motorista, no meio disso tudo?
Peki şunu biliyor musun?
Sabem que mais?
Biliyor musun geçen ormanda hiç mantar bulamadık! - Tut şunu!
É que eu na nacional não me encontro nenhuma forquilha!
Biliyor musun? Şunu düşünüyordum : İmzanı almayı tercih ederdim.
Sabes, estive a pensar... e sem dúvida que preferia o teu autógrafo.
Şunu biliyor musun?
Sabes?
Biliyor musun, hep şunu merak etmişimdir.
Vocês sempre me deram que pensar.
Ne var biliyor musun? Şunu anladım ki onu her şeyden, herkesten çok severdim, aşıktım.
E me dei conta..... mais que tudo...
Biliyor musun babam terkettiğinde... benim yüzümden sanmıştım. Ama sonra şunu anladım ki, insanlar işte böyledir.
Sabes quando o meu pai saiu de casa, eu...
Sana şunu soracağım : Şehir merkezindeki Walker Street'in nerede olduğunu biliyor musun?
Sabes onde fica a Rua Walker?
Biliyor musun Kara Koyun, şunu tamir ettirmen şart artık.
Sabes, Ovelha Negra, devias mesmo mandar consertá-lo.
- Biliyor musun? Şunu söylemem gerek.
Não sabes onde fica nenhum país.
Biliyor musun, özledim seni. Biliyor musun? Şunu bilmeni istiyorum.
Sabe, senti sua falta queria que soubesse disso.
Biliyor musun, geçen hafta 52 yaşıma girdim. Yani yaşlandım, kalp sorunlarım var böbrek enfeksiyonu yalnız şunu biliyorum ki daha fazla sorun duymak istemiyorum.
Sabes... na semana passada completei 52 anos, estou velho, tenho problemas cardíacos, infecção nos rins... mas não sabia que tinha problemas de audição.
Biliyor musun... Daha erken gelmemiş olduğuna sevindim, çünkü... gelseydin sana şunu söyleyemezdim... Bana verdiğin hediye... tam bir sahtekarlık.
Sabe... ainda bem que não chegou mais cedo, porque... eu não teria podido dizer-lhe que... a sua prenda para mim... é um rosco.
Kes şunu! Verodin'in değeri ne demek biliyor musun?
Sabes quanto vale o Verodin?
Biliyor musun, bazen sen konuşunca, Ben sadece şunu duyuyorum...
Sabes, às vezes quando falas, só ouço...
Biliyor musun? Ver şunu bana.
Queres saber, da-me isso.
Suya yeterince kimyasal madde karıştırdıktan sonra balığa çıkarsanız şunu diyebilirsiniz "Biliyor musun Bob, iki başlı levrekleri tutmayı seviyorum."
Se põem químicos na água, vão pescar e vão dizer : "Sabes Bob, adoro pescar aqueles peixes de duas cabeças."
Biliyor musun Pete, şunu anlamalısın ki bana söylediğin her şey birer cinayet sebebiymiş gibi görünüyor.
Sabe, compreende, Pete, que tudo o que me está a dizer parece mais um motivo.
- Biliyor musun şunu fark ettim...
- Sabes, eu entendo te...
Biliyor musun, Linda, şunu söylemeliyim, bunun zamanlaması...
Sabe, Linda... Tenho que lhe dizer, o "timing" disto tudo...
Biliyor musun, şunu atlas yapalım.
Sabes que mais? É melhor um atlas.
Hey, yeni uyuşturucu danışmanının kim olduğunu biliyor musun? Şunu bilmenizi isterim ki, ben de bir zamanlar sizin yerinizde oturuyordum.
Você acredita quem está falando com os viciados?
Kes şunu. Lütfen. Biliyor musun?
Sabes que mais?
Bir de şunu dinle, Crane'in üzerinde çalıştığı korkusu neymiş, biliyor musun?
E o melhor, o medo do qual o Dr. Crane o estava a tratar?
Biliyor musun bu yeni köpek olayı hakkında başlangıçta emin değildim Ama şunu da söylemem lazım aslında çok iyi bir köpek.
Sabes, de início não tinha a certeza sobre isto do cão novo mas tenho que admitir, ele é um tipo excelente.
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
şunu söylemeliyim ki 59
şunu kafana sok 20
şunu unutma 42
şunu demek istiyorum 22
şunu alır mısın 16
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
şunu söylemeliyim ki 59
şunu kafana sok 20
şunu unutma 42
şunu demek istiyorum 22
şunu alır mısın 16
şunu söylemek istiyorum 27
şunu izle 69
şunu kapatır mısın 20
şunu bil ki 30
şunu al 120
şunu söyleyeyim 38
şunu görüyor musun 85
şunu da al 21
şunu alın 21
şunu keser misin 82
şunu izle 69
şunu kapatır mısın 20
şunu bil ki 30
şunu al 120
şunu söyleyeyim 38
şunu görüyor musun 85
şunu da al 21
şunu alın 21
şunu keser misin 82