English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ş ] / Şunu söylemeliyim

Şunu söylemeliyim translate Portuguese

736 parallel translation
Burada, ama şunu söylemeliyim ki...
Cá estamos, mas devo avisá-lo...
Çok misafirperversiniz sör, ve şunu söylemeliyim, münzevi insanlar olarak, gayet iyi İngilizce konuşuyorsunuz.
É muito amável, senhor, e se me permite dizer... para quem vive tão isolado, fala inglês muito bem.
Bu dünyadan ayrılmadan önce, şunu söylemeliyim.
Estando prestes a deixar esta fugidia passagem na Terra, tenho isto a dizer.
Şunu söylemeliyim ki, Bay Bunbury'nin yaşayacağına mı yoksa öleceğine mi karar vermesinin zamanı gelmiş sanırım.
Devo dizer, Algy, que penso que faz mais que tempo... que o Sr. Bunbury se decida se deseja viver ou morrer.
Cidden, şunu söylemeliyim, bence çok daha güzel bir sürü isim var.
Bem, a sério, Gwendolen... devo dizer que existem muitos outros nomes engraçados.
Ama artık Bay Worthing'in vesayeti altında olduğunuzu bildiğime göre şunu söylemeliyim ki ; sizin, şey... göründüğünüzden biraz daha yaşlı olmanızı ve bu kadar cezbedici olmamanızı dilerdim.
Mas sou obrigada a dizer que... agora que sei que é a pupila do Sr. Worthing... não posso deixar de desejar... bem, que fosse um pouco mais velha do que aparenta.
"Kaptan" mı? Evet, öyle. Ve şunu söylemeliyim ki, aranızda bir benzerlik oluştu.
Porque ha certa semelhança entre o senhor e ele.
Şunu söylemeliyim ki, çok inatçısın, Cary. Ve cesur.
Devo admitir, Cary, que é muito teimosa... e muito valente.
Şunu söylemeliyim ki Maggie, keklerin insanın ağzında eriyor.
Sabes que mais, Maggie? As tuas panquecas derretem-se na boca.
Hayır, hiçbir şekilde, ama şunu söylemeliyim ki size karşı asla kişisel bir düşmanlığım olmadı.
Não, nem um pouco, mas eu gostaria de dizer-lhe... Eu nunca tive qualquer animosidade com o sr.
Şunu söylemeliyim, Albay Saito :
Aviso-o já, Coronel Saito.
Bu arada, şunu söylemeliyim ki burada karaağaca benzer ağaçlar var.
A propósito, queria dizer-lhe que há aqui árvores semelhantes ao olmeiro.
Şunu söylemeliyim ki, her ne zaman Hildegard bu kadar sakinse, genellikle bu en kötüsünün olmak üzere olduğu anlamına gelir.
Normalmente, quando a Hildegarde está assim sossegada quer dizer que o pior está prestes a acontecer.
Aşırı coşkulu yeterlik uzmanımız beni iyice karartmadan önce, şunu söylemeliyim ki, Bay Gifford yakalandı ve en yüksek cezayı aldı, onun durumunda, en yüksek para cezası.
Antes do nosso ultrazeloso especialista em eficiência me escureça completamente, Devo dizer que o Sr. Gifford foi apanhado e pegou a pena máxima, no seu caso, uma multa pesada.
Müvekkilime zarar verebileceğimin farkındayım ama size şunu söylemeliyim ki erdemin benim için hiçbir anlamı yoktur.
Correndo o grande risco de prejudicar o meu cliente devo dizer-lhe que o certo não significa nada para mim.
Size şunu söylemeliyim.
Bem, tudo o que tenho a dizer é isto :
Şunu söylemeliyim ki Albay, bu etkinliğin çapı beni şaşırttı.
Tenho de admitir que estou surpreendido com a extensão desta actividade, Capitão de Grupo.
Şunu söylemeliyim, o kaplumbağanın bizi onunla temasa geçirmesi çok iyi oldu.
Foi muito decente daquela tartaruga nos pôr em contato com ela.
Şunu söylemeliyim ki, sahip olduğun zekayla,... şu anda bulunduğun konumdan, çok daha ileride olmalıydın.
E devo dizer, dada a sua inteligência, podia ter ido longe, muito mais longe do que foi.
Ama şunu söylemeliyim,... bu benim sizlere kazandıracak olduklarımla kıyaslanınca hiçbir şey değil.
Mas digo-vos, não é nada comparado com o que vos facultarei.
Şunu söylemeliyim ki, ikisi çok zarif bir vitrin oluşturuyorlar.
Tenho de dizer que são um belo par para exposição.
Şunu söylemeliyim ki, Kaptan...
Faço notar, Capitão...
Şunu söylemeliyim ki...
Declaro...
- Haydi, uyu, Albert. - Tamam, canım. Sana şunu söylemeliyim.
Ainda digo isto, não é o que fazes, é o que deves fazer, é o que eu digo.
Şunu söylemeliyim ki, merhum efendimin dahil edilmesinin oldukça onur verici olduğunu düşündüm.
Eu achei uma grande honra incluírem o falecido Sir Roger.
Şunu söylemeliyim ki, efendim, tıraş tasına benziyor. Evet.
Admito, Sua Senhoria, que parece uma bacia de barbear.
Şunu söylemeliyim ki, efendim, yarım kron eder.
Devo dizer, Sua Senhoria, que vale meia coroa.
Şunu söylemeliyim ki, efendim, burada gerçekten iyi iş çıkardık.
Devo dizer, Alteza, que fizemos um bom trabalho. Derrotamo-los.
Başlangıç olarak şunu söylemeliyim ki olanların hesabını ödeyebilecek türde biriyim sanırım.
Suponha que eu penso que sou o tipo de pessoa que pode aguentar as consequências do que se passou?
Şunu söylemeliyim ki, an itibariyle herhangi bir cevap verilmemiştir,... ve sonuç olarak ülkemiz Almanya ile savaş halindedir.
Anuncio agora que não recebemos tal declaração e que, por isso, este país encontra-se em guerra com a Alemanha.
Size şunu söylemeliyim ki, şanınız Çöl Ordusu'nun şanı, tüm dünyaya yayılmıştır.
Devo dizer que a sua fama, a fama do exército do deserto, se espalhou pelo mundo.
- O halde, şunu söylemeliyim ki işbirliği yapmamda bir sakınca yok, özellikle eğer başka...
Não me importo em colaborar, principalmente não tendo escolha.
Bu nedenle şunu söylemeliyim ki, 1943'ün başlarında Almanya üzerine yaptığınız hava saldırıları sahiden sözde bir ikinci cepheydi.
Por isso, devo dizer que com os ataques aéreos à Alemanha no início de 1943, tivemos, na verdade, uma segunda frente.
Şunu söylemeliyim ki ev harabeye dönmüş.
Bem, por último quero-vos dizer outra coisa encontrei a casa em pantanas.
- Müfettiş Callahan'ı biraz tanırım. Ve şunu söylemeliyim ki belediye başkanının planı bu departmanı, 20. yüzyılın temel anlayışına uygun hale getirmektir.
Estou informada sobre o Inspector Callahan e gostaria de dizer-lhe que está nas intenções do Presidente, conduzir esta corporação a uma maior harmonia com o espírito do século XX.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, eğer başka bir yolu olsaydı farklı bir çözüm için en ufak bir olasılık olsaydı burada, şu anda sizinle olmamak için her şeyi yapardım, her şeyi.
Tenho que comecar por dizer que se houvesse outra maneira, uma hipótese remota, daria tudo para nâo estar aqui convosco, tudo.
Şunu söylemeliyim ki "Kesiciler" Takımında kayda değer bir performans görüyoruz.
O equipe Pedreiro está a fazer uma corrida excelente.
Şunu söylemeliyim Humphrey, burada bürokrasinin pisliği ve rahat düşkünlüğünü gösteren dehşet verici ithamlar var.
Devo dizer que estes dados são uma constatação aterradora de desleixo burocrático e auto-indulgência.
Connie, sana şunu söylemeliyim :
Se vier a existir algum homem com que absolutamente queiras fazer amor aceita-o. Connie, tenho que te dizer isto.
Striker, fazla vaktimiz yok. Şunu söylemeliyim ki... bunu başarırsan, pek çok insan Macho Grande'yi tümüyle unutacak.
Striker, não temos muito tempo, mas vou dizer uma coisa... se você consegue fazer isto, há muita gente que talvez se esqueça de Macho Grande.
Şunu söylemeliyim, Michael bu macerada beni çeken bir şey var.
Tenho que admitir, Michael, que esta aventura tem um certo encanto.
Bizi o havalandırmalarda çalışıtırıyorlar ve şunu söylemeliyim, çok sıcak oluyor.
E têm-nos a trabalhar com esses filtros... e quero dizer-lhe, torna-se realmente quente.
Bay Holmes, size şunu söylemeliyim ki- -
Sr. Holmes, devo dizer-lhe...
Ama şunu söylemeliyim beyler Üç-Lamda olmak için şansınız çok az.
Mas devo dizer-vos que têm poucas hipóteses de se tornarem Tri-Lambdas.
Ama şunu söylemeliyim ki, bu meselede aşırı tedbirler almak zorunda kalmam benim için keder verici olacaktır.
E digo, com sinceridade, que seria penoso para mim tomar uma medida tão extrema.
Şunu söylemeliyim ki İngilizler kesinlikle...
Devo mesmo dizer, os ingleses são certamente...
Size şunu söylemeliyim :
Um aviso :
Sunu söylemeliyim : konusmayi seven biriyle konusmaktan hoslanirim.
Eu digo-lhe directamente. Sou um homem que... gosta de falar com um homem que gosta de falar.
Sormadan önce şunu da söylemeliyim eğer bir hata yaptıysan bunu düzeltmek için bir fırsatın var şimdi.
Antes de você responder a pergunta... Eu quero lhe falar que se você cometeu um erro você tem que se arriscar e dizer.
Ve şunu da söylemeliyim,.. ... eğer düzgün kullanılırsa, tamamen polisten uzak.
E diria que, se devidamente usado, inteiramente à prova de Polícia.
Sana şunu söylemeliyim ki sinirlenince seni daha çok seviyorum.
- Oh. Ha, ha. - Oh.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]