English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ A ] / Anladınmı

Anladınmı translate Russian

46 parallel translation
- Ne demek istediğimi anladınmı?
Видел. Он чокнулся!
Git, burada duramazsın. Bu izin değil, anladınmı?
Иди, здесь нельзя стоять Нельзя, понимаешь?
Al bu küçük tuzakların hepsini, .. buradaki büyük olanın çevresine koy, anladınmı?
Я расположил маленькие капканы вокруг этого большого, видишь?
- Anladınmı?
- Ты понял?
Anladınmı?
Видишь?
- Benim ne ima ettiğimi anladınmı?
- Видишь о чем я?
Anladınmı?
- Ещё как понял.
Anladınmı?
Понял?
Anladınmı, orospu çocuğu?
Понял меня, сукин сын?
Anladınmı dediğimi. - Evet.
- Но ты понял суть проблемы?
- Anladınmı?
- Понимаешь?
bence İsa burda muhtemelen bir barakada olurdu Roma'nın banliyölerinde, anladınmı?
Я имею в виду, Иисус скорее жил бы в бараках на окраине Рима, понимаешь?
Çok eğleniyoruz Üçümüz beraber, Anladınmı?
Мы втроем, все вместе, понимаешь?
Bağırman, bunu çalıştırmaz, Anladınmı?
Сколько бы ты не кричала, подъемник от этого не заведется, ясно?
O bizi kurtarmak için atladı Anladınmı?
Он прыгнул, чтобы спасти нас, понимаешь?
Ona birşey olursa, senden sorarım, anladınmı?
Если с ней что-нибудь случится, ты ответишь мне, ты меня понял?
Anladınmı, Danny. Git.
Рикки наверняка пошёл к отцу.
- Anladınmı. Çok kolay, tamam mı?
- Все очень просто.
şu ki... niçin arka oda ya ihtiyacım var anladınmı.
Поэтому... мне нужна эта комната.
Anladınmı? Evet efendim.
Держите его здесь, до моего звонка.
Tucker, kimse bu konu hakkında hiçbirşey söylemiyecek. Anladınmı beni?
Такер никто, ни о чем и ничего не знает, понятно?
Oraya gitmiyorsun, anladınmı?
Не ходи туда, ладно?
Scott, sesin gesiliyor, anladınmı?
Скотт, ты прерываешься.
- Ot bulmakta gerçekten güçlük yaşıyorum, anladınmı?
Просто... оказывается, траву так трудно раздобыть!
Sadece telefondan, görüşme yok anladınmı.
Только по телефону. Никаких встреч. Понятно?
Anladınmı?
Поняла?
Anladığım kadarıyla bir yardım çağrısı sinyali alınmış.
Как я понял, мы приняли сигнал бедствия.
Anladınmı?
Понятно?
Güzel bir şeyin faydasız yanı yoktur, ve süprüntü yanı da. Anladınmı?
Понимаешь?
Kayıtlardan anladığım kadarıyla güvenlik görevlisi olarak işe alınmış.
Судя по отчётам, он был нанят как охранник.
Mundt... Eşya odasından hangi uyuşturucu alınmış olursa olsun..... elinde makbuzu hazır olacak, anladın mı?
Мандт, если наркотики были взяты из вещдоков, то и все бумаги на них были изъяты, понимаешь?
Anladığıma göre Bay Lesley Ferrier, Bayan Drake'in kızı Bayan Frances'le çok yakınmış.
— Ясно. Мне дали понять, что месье Лесли Ферриер был близок с мадемуазель Фрэнсис, с дочерью мадам Дрейк.
Anladığım kadarıyla konfeti toplarınız elinizden alınmış.
Я понимаю, у тебя забрали две пушки-конфетти.
- Arkadaşınmış, anladım.
Я понимаю, что он твой друг.
Oh. anladım. Mesaj alınmıştır.
О, я все понял.
Anladım. Sana bir şey sorunca kaale alınmıyorum.
Что не спроси, ответа не дождёшься.
Bu mesajlardan anladığım kadarıyla Janet'in kocası kadına şiddet uyguluyormuş. O da güvende olmak için ağabeyine sığınmış.
Содержание СМС такое, будто муж Джанет избивал её, и что она искала безопасности у брата.
Tamam, anladım. Mesaj alınmıştır.
Ладно, я понял.
Anladım. Kendinize domuz yavrusundan alınmış sperm enjekte ettiğiniz doğru mu?
А это правда, что вы вкалывали себе сперму поросят?
dedektifin dediklerinden anladığım Isabel Greene nin nerede ve nasıl vurulduğudur tam 8 yıl önce ve sen yine o adamlarla birlikteyken alınmışsın.
Как я понимаю, детективы нашли тебя в том же районе, где ты ранил Изабель Грин, восемь лет назад, в компании нескольких членов банд.
"Ödünç alınmış mavi bir şey." Anladın mı?
Что-нибудь одолженное, что-нибудь голубое? Понимаешь?
Anladığım kadarı ile bayağı yakınmışsınız.
Как я понимаю, вы были довольно близки.
- Anladığım kadarıyla baya yakınmışsınız?
Я так понял, что вы с ним были... очень близки?
Anladığım kadarıyla Bakan Rathenau ile yakınmışsınız.
Я так понимаю, вы с министром Ратенау были близки.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]