English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ A ] / Anlat

Anlat translate Russian

21,096 parallel translation
Neler olduğunu anlat.
Просто... расскажи мне что происходит.
Vergi indirimlerini bir daha anlatır mısın?
Объясните мне снова про вычеты.
Neler olduğunu anlat.
Просто расскажи мне, что случилось.
Anlat o zaman.
Так расскажи мне.
Asansörde neler olduğunu anlat.
Расскажи, что произошло у лифта.
Herkese Salem hakkındaki korkunç gerçekleri anlatırım, onlar da bu kasabayı yerle yeksan ederler!
Я расскажу им страшную правду про Салем, и они снесут его.
Cotton, şayet Boston'a varabilir de Salem hakkındaki gerçekleri anlatırsa etrafımız askeri birliklerle, toplarla çevrilir.
Меня не было рядом с ним, когда он топил фамильяр! Коль Коттон будет в Бостоне и расскажет правду Салема, нас окружат войска и пушки.
O ise farklı bir hikaye anlatıyor.
А это другие речи.
Bize Alice'in tünelleri nasıl kullandığını anlat.
Расскажи нам, как Элис использует туннели.
Sana sonra anlatırım, Çünkü kütle spektrometresi... uyuşturucu kaçakçısından aldığın kıyafetlerde... kil tozu, killi yapraktaşı, demir izine rastladı. Bütün bunlar çamurdan oluşmuş, ki tuğlalar, buhar makinesinden önce böyle yapılıyordu.
Расскажу тебе позже, масс-спектрометр показал, что на одежде, которую ты мне принесла есть следы глины, сланца, железа... все это побочные продукты производства кирпичей для паровой машины.
- Bana ne olduğunu anlatın.
- Расскажите, что произошло.
- Bize anlatılanlar böyle.
- Так они сказали.
Bana şu Ajan Davies'i anlat.
Расскажи мне о нем.
O zaman bize anlat.
Тогда расскажи нам.
Geçen akşam bana bir hikaye anlatıyordu...
Вчера вечером она рассказала мне историю о...
Bana neler olduğunu anlat.
Расскажи, что происходит.
Birlikte çok şey atlattık ve birbirimize her şeyi anlatırız.
Мы через многое прошли вместе и... мы можем рассказывать друг другу обо всём.
- Bunu Cryderman'e anlat.
Скажи это Крайдмену. М : Что?
Sana hikayesini anlatırken kalbine tekrar dokun.
- Давай еще раз расскажи, как тебя "берет за сердце".
Rick, New Orleans nasıl, anlat bakalım?
- Рик, привет. Как Новый Орлеан?
Gerçekte ne olduğunu anlat.
- Что случилось на самом деле?
Terapistime hayatımdaki her rezil anımı anlatırım, ama milyon yıl geçse bile, ona asla seni ve... 14 yıl önceki o utanç verici günü anlatamadım. Ayrıca aramızda hiçbir şey yaşanmadı.
Я рассказываю ему обо всех унизительных моментах моей жизни, но ни за что не смогла заставить себя ему рассказать о том омерзительном, позорном дне 14 лет назад, когда ничего не случилось.
Bunu sadece beni üzmek için mi anlatıyorsun?
Ты говоришь мне это, чтобы обидеть?
Pekala. Frances periler ve hayali yerler ilgili hikayeler anlatıyor. Peki çocukları basketbol antremanına kim götürüyor?
Ладно, Фрэнсис придумывает истории про фей и духов, но кто отвозит детей на футбол и баскетбол?
Neler olduğunu anlatır mısın?
Не могли бы вы рассказать нам о том, что случилось?
- Ne olduğunu anlat.
- Расскажи, что произошло.
- Anlaşıldı. - Bu levha kendini anlatıyor zaten.
Понял.
- Yarın anlatırsın.
Расскажешь об этом завтра.
Ona ne anlatıyorlar?
Что они ей рассказывают?
Anlat.
Просто скажите.
Bana tam olarak ne söylediğini anlat.
В точности повтори его слова.
Bu, Anlatılmamış Hikayeler Diyarı'na ait bir zeplin.
Это дирижабль из Страны Нерасказанных историй.
Anlatılmamış bir hikayeden daha tehlikeli bir şey yoktur. Bir de anlatılmasını istemeyen insanlardan.
Нет ничего опаснее нерасказанных историй и людей, которые не хотят, чтобы их рассказали.
Yani, ya bana ne bildiğini anlatırsın ya da buradan çıkar giderim ve şarapla falan dönmem.
Поэтому или ты мне скажешь, что знаешь... или я выйду отсюда и не вернусь сюда с вином.
Çünkü bu görüntüler, Emma, bir hikaye anlatıyorlar.
Потому что видения, Эмма, они рассказывают историю.
Kardeşine anlatınca kafana golf topu fırlatmasını sağlayan ilginç bir bilgi.
Это факт, рассказав который брату получаешь мячом в голову.
Sana zihnimle anlatıyordum.
Я мысленно тебе рассказываю.
Anlat bakalım.
Давай поговорим.
- Size hikaye anlatın demedim.
- Я не просил произносить речь.
Anlat bakalım.
Говори.
Neler olduğunu anlat.
— кажи, что происходит?
Her şeyi anlat bana.
Расскажи мне об этом!
Ona Amy Fisherîn kim olduğunu anlat.
Расскажи ему про Эми Фишер.
Bay Talbot, sana durumun ne kadar kötü olduğunu anlatır.
Мистер Тэлбот сам тебе скажет, насколько здесь все плохо.
Buradaki herkes ne söyleyeceğini biliyor. Devam et, anlat.
Все присутствующие знаю, что тебе есть что сказать, давай, не держи это в себе.
Onlara ismini verebilirim ya da sen bana neler olduğunu anlatırsın.
Я могу сказать им твое имя, или ты можешь объяснить мне, что за чертовщина тут происходит.
Yani ara verip bana neler kaçırdığımı anlatır mısın?
Так ты можешь сделать перерыв и рассказать мне, что я пропустил за время отъезда?
Tamam, bunu bir kez daha anlatır mısın? Daha yavaş ve...
Ладно, можешь повторить медленнее?
Sen tam olarak ne anlatıyorsun? Noel Kahn'ın A.D. olduğunu.
И что ты хочешь этим сказать?
Gelince her şeyi anlatırım.
Я все объясню, когда ты приедешь.
- Ve her şeyi anlatıyor.
Ж :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]