English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Elbette ki

Elbette ki translate Russian

986 parallel translation
Elbette ki ona zarar vermeyeceklerdir.
Разумеется, они ему не повредят.
Elbette ki.
Конечно найдешь.
Ve elbette ki bu başarı büyük bir çaba gerektiriyordu.
Но не забудем, сколько сил потребовалось для этого, он измотан.
- Elbette ki utanmıyorum. - Ne?
- Конечно, я и не стыжусь.
Siz sadece müdür değil bizi ayakta tutan kişisiniz elbette ki gitmelisiniz.
но и ведущая
Ama sonra, elbette ki, bütün hikâyeyi biliyorsundur.
Но ты, конечно же, все знаешь.
Elbette ki bağışlamak, anlamak ve o tatlı merhamet- -
Такие качества как милосердие,.. -... понимание и кроткое всепрощение.
Elbette ki biz savaşın gerisindeydik, ama zaman çok hızlı geçiyor.
Конечно, отголоски войны ещё слышны,.. .. но время быстро движется вперёд.
- Elbette ki söyledim.
- Ну конечно, да.
Bizim sözlendiğimizi elbette ki.
Что мы помолвлены
Elbette ki Whit geniş görüşlü biridir.
Уит такой великодушный.
Elbette ki böylesine bir durum amatörleri özendirmekte. Ancak profesyoneller kadar başarılı olamadıklarını siz de bilirsiniz.
Конечно, такая ситуация искушает дилетантов, но они, сами понимаете, не умеют рулить так, как профессионалы.
- Elbette ki, ona...
Берту? Можешь проверить в телефонной книге.
Uzayın derin sonsuzluğunda... insanın sorunları elbette ki önemsiz ve anlamsız kalır.
Через бесконечные уголки космоса.. Проблемы человечества кажутся мелочными и наивными.
Elbette ki, bu profesyonelce bir görüş değil.
Хоть, разумеется, я не профессионал.
Elbette ki biyolojik bir bağı kastetmemiştim.
Я не имел в виду родственные связи.
Elbette ki, uyandığı zaman sersem gibi olacak.
Конечно, ей будет не очень хорошо, когда она проснётся.
Elbette ki müzik.
Для меня - музыка.
Hünerli ellerde elbette ki daha iyi olacaktır.
Уверен, искусная рука, подобно твоей, может привести ее в порядок.
Teknemle, elbette ki.
Немного холодновато. Но у меня есть яхта.
Elbette ki hayır.
Конечно нет.
Ya da, elbette ki, Andrew Salter'in kayda değer kitabı, "Şartlı Refleks Terapisi", Eğer üç isim vermek gerekirse.
А также, безусловно, на замечательную книгу Эндрю Солтера "Условно-рефлекторная терапия", ограничимся пока этими тремя названиями.
Bu beş adamdan biri, elbette ki eşiniz Charles'tı. Diğerleri, dün eşinizin cenazesinde gördüğünüz üç adam ve Carson Dyle'dı.
Эти пятеро ваш покойный муж Чарльз... те трое, что приходили на его похороны... и, конечно, Карсон Дайл.
Adınız, elbette ki, en başta geçenler arasında.
Имя, славное своим происхождением, подчеркивает авторитет того, кто его носит,
Bu iş ne zaman bitecek? Elbette ki doğru okumayı öğrendiğinde.
Когда у нее получится.
Onları orada gibi düşündüm, elbette ki, onları son gördüğüm yer oraydı.
Я представил, что они всё ещё там, конечно, это последнее место, где я их видел.
Elbette ki.
Ну конечно!
Elbette ki Johnson'unki.
- Джонсон, конечно.
Farkındayım, elbette ki kadınların ihtiyaçları erkeklerinkinden biraz farklı.
Я, конечно, понимаю, что женские потребности... несколько отличаются от мужских.
Helen'in bir çok ilişkisi oldu... Elbette ki öylesine tiplerle değildi.
У Элен бывают интрижки, но не надо преувеличивать, она не распутница.
Elbette ki böyle bir şey yapması için asla programlanmadı.
ћы не программировали его на это.
Elbette ki başlıkları ateşlemeyecek.
Ќо они не сработают.
- Tabi ki. Elbette.
Разумеется.
Elbette ki.
Конечно.
- Düşündüm ki Philadelphia'daki en eski ailelerden bir olduğunuza göre ben de önemli biri ola- - Bu bir şans, elbette ama- -
- Ну, я подумал, всё же твою семью уважают в Филадельфии, и я уже не последний человек. Конечно, это неприлично, но...
- Elbette ki hayır.
- Даже не думай.
Harika bir hanım olmanın ne demek olduğu hakkında zerre kadar fikrin yok. Elbette ki, seninle neden evlendiğini biliyorsun, değil mi?
Конечно же ты понимаешь, почему он жениться на тебе?
Evet, elbette beğeniyorum. Nesi var ki?
Конечно нравиться, а что с ними?
Elbette, hanımefendi. Ben, ben söylemek isterim ki eğer bizlerden birinin ifade vermesi gerekirse aileye yardımı dokunacak her şeyi yapmaktan büyük memnuniyet duyarım.
Я хотел бы сказать, что если вдруг понадобятся мои показания, я буду очень рад сделать все, что могло бы помочь семье.
Elbette. Sadece korkarım ki kandırılmış olmalısınız.
Конечно, только, боюсь, вы почувствуете себя обманутой.
Ve elbette itiraf etmeliyim ki, o sözler beni altüst etmişti.
Конечно, должен признаться, это меня очень расстроило.
- Elbette ki.
Нам нужно это обсудить.
Sorun etmiyor ki. Elbette ediyor.
— Да ему всё равно.
Tabi ki.Elbette değişmişsin.
Конечно. Это и понятно. - Все мы меняемся.
Evet, elbette ama Paul diyor ki...
Да, конечно. Но, я не знаю, по словам Поля...
Elbette ki Doğu'da!
На Востоке.
Sen de istemiyorsun ki. Elbette istemiyorum.
Не понимаю я тебя, Ив.
Düşman geri çekilirse, ki varsayımımıza göre... Elbette. Mallud'dan uzak olamaz.
Если противник отступает сколько-нибудь упорядоченно, что мы предполагаем определённо, то он недалеко от Маллуда.
Gitti. Elbette hayatım... Ne bekliyordun ki?
Ну конечно, а что ты хотел?
Elbette. Bunlarla kim uğraşır ki? Çocuğu olan bir kadının buna vakti olmaz.
Тех, кто одинок, действительно просто обмануть.
- Evet, tabi ki. - Siz de, sanırım. - Elbette.
И когда мсье Ланье покинул эту виллу и поехал в Сен-Тропе, он был в голубых брюках?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]