English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Emin değilim

Emin değilim translate Russian

9,495 parallel translation
Ben... emin değilim.
Я... я не уверен.
Tamam da, ne kadar meşhur emin değilim.
Хотя сомневаюсь насчёт "знаменитых".
Rahip Tom'un okuma isteyeceğinden emin değilim hayatım.
He дyмaю, чтo oтeц Toм зaxoчeт yчacтвoвaть в ceaнce, милaя.
Emin değilim.
Toчнo нe знaю.
- Anladığımdan emin değilim...
- Я нe coвceм пoнимaю... - Я видeлa.
- Emin değilim.
Не уверена.
- Bakılacak pek bir şey olduğundan emin değilim.
Хотя тут уже не на что смотреть. Мы следим за тобой
Kusura bakma ama bu davada üçüncü bir kişiye yer var mı tam emin değilim.
Прости, но я не думаю, что в расследовании будет место для третьего. Джейк, мы должны работать вдвоем.
Ama ben ; gördüklerimden ve yaptıklarımdan sonra mutlu olmayı hak ettiğime emin değilim.
А я... После всего увиденного и сделанного я не уверен, что заслуживаю счастья. Конечно, заслуживаешь.
Pimento'yla çalışmanı istediğimden pek emin değilim.
Я не хочу, чтобы ты работал с Пименто.
Tanrı'ya inanıp inanmadığıma emin değilim ama bu gün için dua ediyordum.
Не уверен, что я верю в Бога, но я молился за это.
Emin değilim ama İngiliz kendisi.
Из "Лед Зеппелин"? - Я не знаю. Но он англичанин.
Ama gerçek şu ki gerçekleşmediğinden emin değilim.
Но, по-моему, это не так уж далеко от истины.
- Bilemeyeceğim, emin değilim.
- Даже не знаю.
Size haber vermediğim için kusuruma bakmayın. Disiplinin olmadığından bu geziyi uygun bulur muyum pek emin değilim.
- В общем, вряд ли я смогу одобрить эту поездку, если с вами не едет старший сопровождающий-воспитатель.
Bunu bilip bilmediğinden emin değilim ancak kasabadaki insanlar Percival'a gidenlerin mal olduklarını düşünüyorlar.
Может, ты не в курсе, но в городе сложилось мнение, что выпускники "Персиваля" – те еще обсоски.
Bununla birlikte olup biteni anlamakta o kadar kötü müyüz emin değilim.
Хотя, я уверен, тебе не так хреного, как ты прикидываешься.
Aslında senin hakkında hiç emin değilim Pine.
На самом деле, я вообще не уверен в тебе, Пайн.
- Sana ne anlatacağımdan emin değilim.
Сомневаюсь, что это у меня есть.
Malların ne zaman nakil edileceğinden bile emin değilim.
Я даже не уверен в дате поставок.
Arzuları olmayan birine güvenebilir miyim emin değilim.
Не уверен, что могу доверять человеку без пристрастий.
Tam emin değilim ama altı ay önce burada yalnız başıma dükkanı kapatıyordum.
Где-то пол года назад закрывал магазин.
- Emin değilim. Neden birisi kafana dövme yapmak istesin ki?
Зачем кому-то набивать тебе тату на голову?
Başka bir şey olacağından emin değilim.
Не уверена, что это может быть что-то другое.
Bunun yakında olacağından emin değilim.
Не уверен, что это в его планах на ближайшее время.
Ben o kadar emin değilim.
А я вот не уверен.
Ben o kadar emin değilim.
А я вот не так уверен.
Aradığın şeyi Memphis havaalanı hediyelik eşya dükkanında bulabileceğinden emin değilim, Mac.
- Вряд ли ты найдёшь то, что ищешь, в сувенирном магазине аэропорта, Мак.
- Emin değilim.
Пока не знаю.
Yeterince derin bir deniz olduğundan emin değilim.
Не думаю, что найдется пучина достаточной глубины.
Ne demek istediğinizden emin değilim efendim.
Ваше Величество, я не совсем понимаю, о чем вы.
Dürüst olmak gerekirse memleket neresi emin değilim.
Сказать по правде, я не уверена, где мой дом.
Her ikisinin de anlamını kavrayacağından emin değilim ama elimden geleni yapacağım.
Не уверена, что ты понимаешь значение и этого слова, но я очень постараюсь объяснить.
Hareket ettiğimizden emin değilim.
По-моему, мы не движемся.
Tam olarak ihtiyacım olanın o olduğuna emin değilim ama başkasının parası olduğunda incinemeyeceğini anladım.
Я раздумывал, нужен ли он, но деньги-то не мои, так что я решил, не помешает.
O yüzden sana istediğin cevabı vereceğim. Lakin duymak isteyeceğinden emin değilim.
Так что я хотел бы дать вам ответ, но я боюсь, что он вам понравится.
İçimde daha fazla hayat kalıp kalmadığından emin değilim.
Я даже не знаю, способен ли я теперь лгать.
Tam sıralamasından emin değilim ama Ferrington'un sadece karşılık verdiğine eminim.
Не уверена, в таком ли порядке всё было, но точно знаю, что Феррингтон открыла ответный огонь.
Mermi parçacıkları varken MR çekilir mi emin değilim.
Не думаю, что мы сможем сделать МРТ, когда в теле осколки пули.
Ben o kadar emin değilim.
Не уверена.
Emin değilim.
Точно не помню.
Buna uygun yedek parçaları bulabileceğimizden emin değilim.
Не уверена, что мы сможем найти для него запчасти.
- Olduğundan emin değilim.
- Я не уверен.
Onları daha önce gördüğümden emin değilim.
Я не уверен, что вообще когда-то их видел.
Söylediğimden emin değilim Bayan Williams.
Я не говорил, миссис Уильямс.
Düzgün çalıştığından emin değilim.
Не уверен, что оно нормально работает.
Düzgün çalıştığından emin değilim.
Не понимаю, правильно ли оно работает.
Emin değilim dostum, belki de sen halletmelisin.
Может, лучше тебе пойти.
Thomas sesimi duyuyor musun emin değilim.
Томас, не уверена что ты меня слышишь.
Emin olmadan kimseyi vuracak değilim.
Не собираюсь стрелять в кого-то просто так.
Emin değilim.
Я не уверен.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]