English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ G ] / Gittim

Gittim translate Russian

8,646 parallel translation
Gittim, çok zamanımı da almadı çünkü New York'a dönmüş.
Да. Он заявил, что помог Джеку лишь советом.
Zaten o yüzden en başta Harvey'ye gittim.
Я тебя не предавала.
Yemek için onunla buluşmaya gittim.
Черт побери, Матан! Мы встречаемся за ужином.
Kulübeye gittim.
Я приехал в коттедж.
Flora'yı yani kızı alıp götürmek için evine gittim, efendim.
Я пришёл к нему, чтобы забрать Флору, девушку, сэр.
Ve sonunda, bitirdim sonra bize bulduğun daireye gittim.
И когда разобралась с ними, вернулась в то здание, где вы нас и нашли.
Ofisine gittim Bayan yönetici ve asistanın burada olduğunu söyledi.
Я была у тебя в кабинете, мисс Директор, но твой ассистент сказал, что ты здесь.
Çok bara gittim.
Я был во многих барах.
Şehre gidebildiğim kadar hızlı gittim, çiçeklerle eve döndüğüm sırada çoktan sanatoryuma götürülmüştü.
Я бежал со всех ног, но когда я вернулся домой с цветами, ее уже забрали в санаторий.
Gözünün içine bakıp bunu söyleyemeyeceğimi biliyordu. Ben de onlarla birlikte gittim.
Он знал, что я не смогу посмотреть тебе в глаза и сказать, что я остаюсь с ними
Çoktan Hayley'in peşinden gittim bile.
Я уже пошла против Хейли.
Yatmaya gittim.
И я пошла спать.
- Oraya Nana'yla gittim. Çok lezzetliydi.
Мы с Наной там были - объедение!
Bugün Bay Tulkinghorn'u ziyarete gittim.
[ФРЭНСИС] Сегодня я ходила к мистеру ТАлкингхорну.
- İsteyerek gittim Lordum.
- По своей воле, господин.
Frank ve sana yeni bilet almak için otobüs terminaline gittim fakat artık kimlik göstermeden satmıyorlar.
Я пошел на автовокзал... Купить тебе и Фрэнку билеты... Но теперь без паспортов их не продают.
Old Sea Tavern adındaki bara gittim.
Зашел в бар. "Старая морская таверна".
Her zaman olduğu gibi Fransızlar pek bir direniş göstermedi. Ben de Normandiya kırsalında ufak bir köye girdim ve lezzetli bir yemeği nasıl hazırladıklarını görmek için ülkenin en güzel mutfaklarından birine gittim.
Французы, как обычно, не сопротивлялись, так что я вступил в маленькую сельскую нормандскую деревушку и направился в одну из самых роскошых кулинарий страны посмотреть, как они готовят блюда для гурманов.
Doğruca düşmanın milli eğitim bakanını görmeye gittim.
И я отправился прямиком на встречу со вражеским министром образования.
Tek başıma gittim ve petrolden daha değerli bir şey ele geçirdim.
Только я, заполучивший кое-что получше нефти.
Ve oraya gittim.
И вот куда я отправился.
İşin başındaki adamı bankacıları hapse göndermek için atanan özel savcıyı görmeye gittim.
Я отправился на встречу с главным полицейским, специальный обвинитель, который сажал банкиров в тюрьму.
Bu yüzden karşı saldırıya geçtim ve biraz ileri gittim, ve- -
Я вспылила и перестаралась, пытаясь...
Görüşme için kaygılandım. Jersey'nin büyülü tepeleri için kaçıp gittim.
Я волновался перед собеседованием и... сбежал... на волшебные холмы Джерси.
Ben de iki senelik üniversiteye gittim.
А я закончил тем, что пошел в мелкий колледж.
Sarah'ın pahalı şampanya içtiği bara gittim
Я только что из бара, где Сара пила дорогущее шампанское.
Onunla birlikte kazmaya gittim.
Я выкапывал его вместе с ней.
Ne? Claire'i görmeye gittim.
Я виделся с Клэр.
Biliyorum ama bugün Sean Cahill ile konuşmaya gittim.
Знаю, но сегодня я виделся с Шоном Кейхилом,
Buna daha fazla dayanamadım. Sonunda biriyle konuşmaya gittim.
Я просто не мог так больше жить.
Ben de bir bara gittim, ve bir sürü shot içtim. Çok, çok fazla.
В баре я выпил... много выпил.
- Öyle mi? - Ben gittim.
А я был.
Ona gittim ama yardım etmiyor.
Я просила, но она не помогла.
Birisiyle konuşmaya gittim.
Я кое с кем поговорил.
Aç değildim ve bu yüzden gittim.
Я не был голоден, вот и ушёл.
Paul Porter'a gittim ve onu ikna ettim ve kendisiyle beraber üç oy getirecek.
Нас поддержал Пол Портер, а также еще три его человека.
Ama ben Jeffrey'e gittim hisselerini satmaması için ve bana Hardman'ın hisseler için % 40 daha fazla önerdiğini söyledi.
Но я уже просил Джеффри не продавать акции, и он сказал, что Хардман предложил на 40 % больше запрашиваемой цены.
Yazar cemiyetinin bir üyesi olarak, evine taziyelerimi iletmeye gittim. Hmm.
Будучи членом писательского сообщества, я всего лишь зашел к ней выразить соболезнования.
Dalga geçiyor sandım ama beklenildiği gibi elimde parayla gittim. Evinden tabloyla ayrıldım.
Я думал, что он шутит, но... он был серьезен, я принес ему деньги, и ушел уже с картиной.
Şey, Harvard'a gittim.
Ну... Я училась в Гарварде.
Ama ben doktor destekli intihar kanunu için gittim.
Но я приехала сюда из-за их закона о суициде при содействии врачей.
- Ben de pazar okuluna gittim, hayatım.
Милая, я посещала воскресную школу.
Babam hastaydı. Onu görmeye gittim.
Мой отец заболел, и я ездил его проведать.
- Bugün yeni müşterimi eğitmeye gittim ve onun zombi olduğunu fark ettim.
Пришёл, значит, сегодня к новому клиенту, а он оказался зомби.
Chris'in çantayı vermesine daha çok vardı. ... bu yüzden direk Casey ile antrenman yapmaya gittim.
Передача сумки была назначена на 6, поэтому я отправился на тренировку с Кейси.
Oraya yakın olan bir üniversiteye gittim.
Я ходил в колледж неподалеку.
Çok romantikti. Ertesi gün evine gittim.
Было очень романтично и на следующий день я пришел к ней домой.
Bugün birkaç hastaneye gittim.
Сегодня я побывал в нескольких больницах.
Bu sabah birlikte çalışmak için Mike Ross'a gittim.
Я ходил сегодня с предложением к Майку Россу.
Ama kendimi savunmak gerekirse dört üniversiteye gittim.
Я даже не закончил колледж, правда, в свою защиту могу сказать, что я учился в четырех.
Bay Childs'ın ofisine gittim.
Я испугался.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]