Görüyorsunuz ki translate Russian
69 parallel translation
Görüyorsunuz ki, suç ödenmez.
Убийство, знаете ли, не окупается.
Ancak Vikont, görüyorsunuz ki ben aslında onu yenmedim.
Но победа, Виконт, была совсем не над ней.
Görüyorsunuz ki...
- Шерри? Спасибо, не надо.
- Böylece görüyorsunuz ki, Poirot için hiçkimse, şüphelilik üstü değildir.
Видите ли, для Пуаро нет никого вне подозрений.
Ama görüyorsunuz ki ben de diğer kadınlar gibiyim.
Но я совершенно обыкновенная женщина :
Görüyorsunuz ki, hayatlarımızda ki en ilkel romantik ilişki... hastalıklarımızın sebepleri.
Романтические отношения в нашей жизни... часто являются симптомом нашей болезни.
Görüyorsunuz ki epey yoğunuz.
Видят, мы очень заняты.
Görüyorsunuz ki ben biraz iyiliksever bir adamım.
Понимаете, Я... я всегда со всеми соглашался,
Görüyorsunuz ki yaşım hakkında yalan söyledim.
Понимаете, я лгал о своем возрасте.
Bu yüzden görüyorsunuz ki ; Adem ne siyah ne de beyaz.
Вы видите, Адам не белый и не черный.
Görüyorsunuz ki hayvanları tutsak edip sömürmek asla mümkün olmayacak.
Теперь вы убедились, что ваша страсть к порабощению и угнетению животных никогда не будет вознаграждена!
Görüyorsunuz ki, çok yakışıklıyım.
Как вы наверняка заметили, я очень, очень любезен.
Ama görüyorsunuz ki korkunç şeyler olmadıkça kimse dinlemiyor.
Но никто не слушал Пока не случилось что-то ужасное
Ama görüyorsunuz ki, sanat eseri koleksiyonumu seviyorum.
Но, понимаете, я люблю свою коллекцию.
Şu anda terör eylemini engellemeye odaklanmış olmalıydık. Ama görüyorsunuz ki, NSS'de durum bu.
И сейчас... когда надо предотвращать ядерную угрозу, в самой NSS происходит подобный инцидент.
Görüyorsunuz ki, gazeteciler ameliyat hakkında çok meraklılar.
Забыли? Мы должны быть рады, что операция прошла успешно.
Görüyorsunuz ki şu an beni deli ediyorsunuz.
Видите, теперь я точно разозлился.
Doktor, görüyorsunuz ki o artık konuşmuyor.
Доктор, но вы же видите, что он потерял речь.
Bazen sokakta, öyle birini görüyorsunuz ki öyle yaşamaya cüret etmeyi aklınızdan bile geçiremezsiniz.
Иногда видишь человека на улице, у которого такая жизнь, жить которой у тебя просто не хватило бы смелости.
Bazen öyle birini görüyorsunuz ki üzerine ceket almamış, sadece fanila ve gömlek ve de suratlarında mor bölgeler oluşmuş bir şekilde üşüyorlar.
Знаете, вы иногда видите человека, который просто в рубашке без куртки, и ему так холодно, всё лицо фиолетовое и в пятнах.
Siz beni nasıl görüyorsunuz ki?
И какой же вы меня видите?
Siz de görüyorsunuz ki bunu üzerinize geçirme şansınız yok. Yani kısaca söylemek gerekirse bütün o kredileri bu belgeler yokken almıştı.
Видите ли, он не имел права передавать его вам, потому что сам получил его безо всякой документации.
Görüyorsunuz ki uzun süredir banyo yapmadım.
Видите ли, я уже давно не мылся
Görüyorsunuz ki sığınaktayız.
Видите ли, мы здесь защищены.
Ama görüyorsunuz ki benim zavalı babam yeni bir tedavi okuluna yazılmıştı.
Но видите ли, мой бедный покойный отец оставил свое состояние медицинскому университету.
Fakat görüyorsunuz ki, onu alabilmek için bulmaca kutusunun sizdeki yarısına ihtiyacım var.
Но, вы же понимаете, мне нужна ваша половина коробки пазла чтобы достать это.
Fakat görüyorsunuz ki bendeki yarısıyla birleştirip hazineyi yarı yarıya paylaşmak istiyorum.
Но, вы видете, я готова соединить наши cоответствующие половины и поделить богатство Дэна 50 на 50.
Şimdi kalıp cömert konukseverliğinizin tadını çıkarmak istiyorum. Ama görüyorsunuz ki Buzzie'nin yapması gereken şeyler var.
Как бы мне не хотелось остаться и насладиться вашим щедрым гостеприимством, но видите ли... у Баззи есть невыполненные обязательства.
Görüyorsunuz ki bu insanlar akrabalarının sadece anmak için değil aynı zamanda onlarla konuşmak için buraya geliyorlar.
Видно, что все эти люди пришли не просто чтобы почтить своих родственников, они пришли _ пообщаться _ с ними.
görüyorsunuz ki hem deistler hem de ateistlerin üzerinde bir yük var.
Видите ли, и теисты и атеисты ломают голову над одним и тем же вопросом :
Görüyorsunuz ki ekspertiz gerekliymiş.
- Не вижу.
Sevinerek tekrar etmek isterim ki, birkaç kişiyi yaraladığı sanılan büyük bir yırtıcı hayvan yakalanıp öldürülmüştür. Görüyorsunuz, güzel bir gün.
Я с радостью подтверждаю, что огромный хищник, нападавший на купальщиков, пойман и убит.
Görüyorsunuz ki ona ulaşmamızın en iyi yolu oğlu.
Понимаете, мы доберёмся до него с помощью малыша.
Bay Darcy'nin dahi dans etmeye bir itirazı yok, görüyorsunuz. Oysa ki eğlenceleri genelde pek sevmezmiş.
Даже мистер Дарси не возражает, хотя в целом это занятие ему не по душе.
Görüyorsunuz, Miss Purty... İnsanın hayatında, öyle bir an olur ki, tam olması gerektiğinde...
Эээээээ, госпожа Парти, в жизни каждого мужчины бывает момент, когда
Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış uzayla ilgilenmiyorum...
Понимаете, полковник O'Нилл, правда в том, что меня не просто интересует космос...
Size her yerde küçük yeşil adamlar var diyorum. Beni o kadar çok seviyorsunuz ki sizde görüyorsunuz.
Я говорю, что вижу повсюду маленьких зеленых человечков а вы настолько влюблены в меня, что тоже начитаете их видеть.
EST ise bir adım daha ileri gitti. İnsanlar fark etmeye başladı ki, buradaki sadece anlamsızlık ve boşluk değil,... anlamsızlık ve boşluğun kendisi anlamsız ve boş bir şeydi. Böyle bakınca, büyük bir özgürlük olduğunu görüyorsunuz.
EST пошёл на шаг дальше, в нём люди начинали осознавать что это не только бессмысленность и пустота, а это пустота и бессмысленность, пустота и бессмысленность, и что в этом есть огромная свобода.
Ve işte elinde çadır bezinden bir çantayla bir atlet görüyorsunuz belli ki, içinde makinalı tüfek var.
Вы видите спортсмена с холщёвым мешком в руках, внутри которого автомат.
Fakat görüyorsunuz, şunu anlıyorsunuz ki... buradaki sorun, entellektüel açıdan kendinden fazla emin olma sorunudur... bu sebepten sizin gibi insanlar inançlı insanlarla sorun yaşıyorlar.
Но вы видите, вы же понимаете, вы понимаете что проблема в вашем интеллектуальном высокомерии является причиной почему люди такие как вы испытывают трудности с людьми веры.
Görüyorsunuz, Barney gibi her anlamda yozlasmis biri bile tikandiysa, benim ne sansim olur ki?
Видишь, если даже такой полностью испорченный тип как Барни не справился, то какие шансы у меня?
Görüyorsunuz, bir şey var ki ben yalan söylemedim.
! Как видишь, Паскаль, хотя бы в одном я тебе не соврал.
- Bakın, anladım ki hepiniz Glee kulübünü önemsiz görüyorsunuz.
Ладно, я поняла, что вы все думаете о хоре, как о посмешище.
"Kıvrak zeka", görüyorsunuz, elbette ki benden bahsetmiyordu!
"Быстрый ум" - ну конечно, он никак не мог иметь в виду меня.
Görüyorsunuz "adele" diyor, ki kas anlamına gelir.
Видите, это так называемая "адала", что означает "мышца".
İşyerinizde koridordasınız, ve size doğru gelen oldukça güzel bir kadın gördünüz, ve bluzü o ladar sıkı ki, düğmeleri kopacak gibi, ve kalemini düşürüyor, ve almak için eğilirken, bluzü ayrılıyor, ve onun dekoltesini, onun yumuşak, yuvarlak, beyaz tepeciklerini görüyorsunuz.
Вы стоите в коридоре на работе, и видите очень симпатичную молодую даму, которая двигается к вам, у нее облагающая блузка и, кажется, пуговицы вот-вот оторвутся, и она роняет ручку, она наклоняется, чтобы поднять ее, и ее блузка распахивается, обнажая ямку между ее мягкими, белыми округлостями.
Görüyorsunuz, o kadar çok boktan son var ki.
Слишком много невыясненных вопросов.
Ve görüyorsunuz neler yaptı. Belediye Başkanlığına aday olacağını söylemişti. Ben de dedim ki :
И, о чудо... ( смеется )... он сказал, что хочет избираться в мэры и я подумал : "Ну, бог в помощь, Родригез".
Jamie, Jennifer Brown'a karşı yeni olarak dövüşmek için seçilmişti, ki burada dövüş boyunca yükümlülüklerini çiğnemeye çalıştığını görüyorsunuz.
Джейми стала заменой для Дженнифер Браун, которая, как вы видите, пыталась переступить правила.
"Şüphesiz ki, siz Orleans'lılar beni... "... en korkunç katil olarak görüyorsunuz... "
Неудивительно, что жители Нового Орлеана считают меня самым ужасным убийцей, ведь я таков и есть.
İyi ki evi gündüz gözüyle görüyorsunuz.
Я рад, что вы, ребята, смогли приехать посмотреть дом днём.