English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ H ] / Hayaller

Hayaller translate Russian

700 parallel translation
Beni üzecek bir şey daha olursa hayaller görmeye başlayacağım.
Попробуй тут не сойти с ума.
-... hep hayaller gördüğünü söylerim.
- И тебе мерещатся всякие штуки. - Ладно, давай сюда телефон.
Bunlar, uzaklardayken kurduğun, saçma sapan hayaller.
На службе всегда бывают глупые идеи.
Böyle hayaller kurmak için uzaklarda olmana gerek yok.
Вам необязательно было идти на службу, чтобы мечтать вот так.
# Az kullanılmış hayaller, satın almak ister misin?
Хочешь купить слегка подержанные иллюзии? Как новые...
Uyanınca ürktü anlaşılan... Yemyeşil kesildi renk renk hayaller kurarken.
И, бледная, зелёная, глядит На прежнюю решимость?
Dilediğim hayaller
* * Мечту воплотить
Evet, çocuğum. Ama bütün hayaller gibi, ne yazık ki bu da sonsuza kadar süremez.
Да, дитя моё, да только, боюсь, как и в любом сне, это не может длиться вечно.
Gelecek için süslü hayaller kurmayın.
Не строй иллюзий!
Ya sen, bütün hayaller sana uymalı diye düşünüyorsun.
Вы считаете, что все мечты должны быть, как ваши.
Başka hayaller de var, Starbuck.
Но бывают другие мечты, Старбак.
Bir kadının, gümüşleri parlatırken veya dolaplara güve tozu koyarken kurduğu küçük, iddiasız hayaller de var.
Маленькие скромные мечты, которые приходят к женщине, когда... она полирует столовое серебро и раскладывает по шкафам нафталин.
Büyük hayaller yok, ağlama yok, rimel akması yok.
Никаких сцен, истерик, размазанной косметики.
Hayaller güzeldir ama önce aynada kendine iyice bir bak.
Хорошая мечта, но посмотри сначала на себя в зеркало. Какой грубиян!
Sizi Şam'a hayaller değil, disiplin ulaştırır.
Не мечтания приведут Вас в Дамаск, а дисциплина.
Hayaller çok güçlü olabilir.
Иллюзии порой обладают силой.
Büyük hayaller.
Серьёзные мечты.
Çünkü hayaller gerçeklerden daha önemli bir hal alınca, seyahati, yapmayı ve yaratmayı bırakıyorsunuz.
Ведь когда сны становятся важнее реального мира, ты перестаешь путешествовать, строить, создавать.
Kendinden geçmene yol açacak hayaller görmedin, değil mi?
Нет, сэр, там происходят странные вещи.
Yıldızlar gökyüzünde parlar, ve iki ayaklı varlık altında düşünüp hayaller kurar, hepsi boş.
Эти звезды светят в пустоте, дорогой мой, и напрасно двуногие существа под ними мечтают и строят свои планы.
Pek hasta sayılmaz, gördüğü hayaller onun uykularını kaçırıyor.
Она не так больна, как - вихрь видений расстраивает мир ее души.
Gerçek dünya yalnizca görüntülere aktarildiginda, görüntüler gerçek varliklara dönüsür, hipnotik bir davranis için dogrudan güdülenme saglayan dinamik hayaller.
Там, где реальный мир расщепляется на простые образы, эти простые образы обретают плоть и становятся эффективными мотивациями гипнотического поведения.
Ciddi bir durum yok. Alkolden kaynaklanan hayaller görüyor.
легкий приступ белой горячки.
Ve işte buradayız, bütün o hayaller ve rüyalarımız geride kaldı.
И вот, после всех тех надежд и мечтаний он сидит в своем кресле на фоне флагов и говорит о провале.
Biz gemiye çeviriyoruz. Seyahatler, özgür adamlar, köri, vanilya, ipek ve hayaller.
Мы превращаем их в корабли, в путешествия, в свободных людей, в кэрри, ваниль, шелк, индиго!
Üç nesil içinde, sosyal hayaller gerçek olacak.
- Ну, приятель... Через три поколения наконец наступит социальная утопия.
İki fikir de, Pazar ekleri ve bilim kurgu yoluyla halkın hayallerinin birer parçası oldu ve birçok nesilden sekiz yaşında çocukları, bir gün uzak gezegen Mars'a gidebilecekleriyle ilgili hayaller kurmaya teşvik etti.
Обе идеи проникли в человеческое воображение через воскресные приложения газет и научную фантастику, и восторженное поколение 8-летних детей начинало грезить, что когда-нибудь они и сами полетят к далекой планете Марс.
Bu hayaller bize ancak Leonardo'nun tasarımlarının günümüz teknolojisine olan uzaklığı mesafesinde.
Эти проекты, вероятно, находятся даже дальше от настоящих межзвездных кораблей будущего, чем модели Леонардо от сверхзвуковых самолетов наших дней.
Dokuz yaşındayken hayaller görürdüm... azizleri, melekleri, hatta İsa'yı bile görürdüm.
Когда мне было девять, у меня были видения видения святых и ангелов, даже самого Иисуса.
Elbette artık böyle hayaller görmüyorum.
Они прекратились
Hatırladıklarım, bir karmaşa zamanı... yıkılan hayaller, o tüketilmiş topraklar.
Тогда царил хаос, мечты рушились, земля пустела.
"Mavi Hayaller", Antun Gustav Matos!
А где шах, там и мат.
Gerçekliğin nahif bir tezgahında,.. ... hayaller şekilleniyor, yeni yeni motiflerle.
На тонкой канве реальности... воображение плетёт всё новые узоры "
Hayaller! Senin Şans Tanrıçası nesneleri tam olarak değiştiremez.
Ваша Мамаша Фортуна не умеет превращать!
Fazla büyük hayaller kurmayalım.
Не будем замахиваться на большие идеи.
Bir beyin tümörüm vardı ve hayaller görürdüm.
У меня была опухоль мозга И меня посещали видения
Çünkü hayaller gerçeklikten daha önemli hale gelince, seyahati, yapmayı ve yaratmayı bırakıyorsun.
Ведь когда мечты становятся важнее реальности, Ты прекращаешь путешествовать, строить, созидать.
Clyde, Felicia`nın garip hayaller gördüğünü söylüyor.
Клайд говорит, у Фелиции видения.
Hayaller tatlıdır.
Иллюзии. Сколько же в них сладости.
Hayaller dünyasında yaşayan, cinsel tatmini yakalayamamış bir kadınsın. - Yine yalan söylüyorsun.
- Ты опять врешь.
Paranoyak hayaller görüyorsun.
У тебя параноидальные иллюзии.
Hatta, siparişine uygun olarak yaratık uygarlıkları hakkında hayaller bile göreceksin. Ama sonunda, gerçek dünyada beynin kızaracak!
Вы встретите инопланетян... и все закончится лоботомией!
# Az kullanılmış hayaller, satın almak ister misin?
Слегка использованные...
# Kumun üzerine yapılmış hayaller.
Построенные на песке.
# Tıpkı şu yeni... #... romantik hayaller gibi.
Такие романтические иллюзии.
- Kayıp Hayaller.
- Давайте.
- Hayaller gerçek değildir.
Мечты - не реальность.
- Boş hayaller mi deniyordu buna? - Çiftçilik deniyor.
Это называется фермерство.
Eski hayaller bitti artık.
Со старым бредом покончено!
Boş hayaller kurma.
Не стоит питать иллюзий.
- Boş hayaller!
- О, мечты.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]