English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Katılmıyor musun

Katılmıyor musun translate Russian

111 parallel translation
Bana katılmıyor musun, Bart?
Ты не согласен, Барт? О, да.
- Evet. Bir taht koltuktan başka bir şey değil, biliyorum. ama sembolizm önemlidir, katılmıyor musun?
О, я знаю, что настоящий трон - это не больше, чем обычный стул, но как символ он очень важен, вы не согласны?
Ne oldu? Bana katılmıyor musun?
Ты не согласен?
Sen katılmıyor musun?
А ты? Ты не согласен со мной?
Katılmıyor musun?
Согласен?
Yani, sen de katılmıyor musun?
По-моему это было бы правильно.
Bana katılmıyor musun, Gerardo Escobar, beyefendi?
Вы не согласны, господин Герардо Эскобар, что ему повезло больше, чем мне, ведь он может защищаться?
Kehanet hakkındaki yorumuma katılmıyor musun?
Ты не согласна с моей интерпретацией восьмого пророчества?
Bir eğitim kurumuna katılmıyor musun?
Ты не посещаешь образовательное учреждение?
Katılmıyor musun Damar?
Разве вы не согласны, Дамар?
Etkili bir çözüm, bana katılmıyor musun?
Эффективное решение, разве вы не согласны?
Katılmıyor musun Lee?
Ты согласeн, Ли?
Liu Zheng, bize katılmıyor musun?
Лью Жэнг, присоединишься?
- Buna katılmıyor musun?
О, вы не согласны?
Hiçbir şey... Katılmıyor musun? Onlara daha önce davrandığım gibi davranacağım.
Ни одно человеческое существо... не согласилось бы, чтоб с ним обращались как я с ней.
Buna katılmıyor musun?
Вы не согласны?
- Bana katılmıyor musun, Ben?
Ты ведь согласен, Бен?
Zamanı gelmişti. Katılmıyor musun?
Самое время, правда?
Disiplinin gerekli olduğuna katılmıyor musun?
Вы не согласны с необходимостью дисциплины?
Sen çirkeflere katılmıyor musun?
Ты не присоединяешься к линчевателям?
Sen katılmıyor musun, Avner?
- Правда, Авнер?
Eğer onları çok umutsuzca izlersek, sadece hayatlarımızı riske atmış oluruz. Sen de buna katılmıyor musun?
то поставим на кон наши жизни Ты не согласен?
- Sen bize katılmıyor musun?
- Хочешь с нами? - О, нет!
Artık Kral'ın Kilisenin Başı olduğu fikrine katılmıyor musun?
И вы отрицаете что отныне Король есть верховный глава Церкви?
Peki sen buna katılmıyor musun?
А ты с этим не согласен?
Festivale katılmıyor musun?
Не участвуете во всеобщем веселье?
Katılmıyor musun?
Ты согласна со мной?
Bu onu arkadaş edinme konusunda pek uzman yapmıyor, katılmıyor musun?
Вряд ли это делает ее экспертом в нахождении друзей, ты согласна?
- Bana katılmıyor musun?
- Ты на меня не сердишься?
Neden bize toplantıda katılmıyor musun?
Тогда, может, пойдёшь со мной?
Sen katılmıyor musun?
Но ты так не думаешь?
- Katılmıyor musun?
Не одобряешь?
Peki seni terfi ettirmiş olsam, diğerlerinin, sadece karım değil terfin hakkında sorunlar yaşacağına ve saygı görmeyeceğine de katılmıyor musun?
И не согласна, что если бы я тебя повысил, не только моя жена, но и многие другие посчитали бы это подачкой, и тебя не ценили бы по твоим трудам?
Bu konuda bana katılmıyor musun?
Вы... вы не согласны с этим?
Bana katılmıyor musun?
Что? Ты не согласна?
- Katılıyor musun, katılmıyor musun?
- Да или нет. - Согласна.
Sen katılmıyor musun?
Ты так не думаешь?
Katılmıyor musun?
Согласна?
Bana katılmıyor musun?
Не согласен?
- Katılmıyor musun?
Ты не согласен?
Empati kurmanın doktorlar için gerekli bir özellik olduğuna katılmıyor musun?
Но вы согласны, что эмпатия - полезное качество для доктора?
Peki sen katılmıyor musun?
Ты не согласна?
Sen buna katılmıyor musun?
Вы не согласны?
Sen de bana katılmıyor musun?
Ты доволен своим?
Bana katılmıyor musun?
Не так ли?
Bana katılmıyor musun?
Ты согласен?
- Tıpkı kız kardeşin gibi. Hatırlıyor musun? 13 yaşındaydın herhalde seçmelere katılmıştınız.
А ты помнишь, как вы с ней, когда тебе было лет 13, пошли на конкурс юных исполнителей?
Ted, hani Lily üniversitede Paris'teki resim kursuna katılmıştı, hatırlıyor musun?
Тед, ты помнишь, как в колледже Лили ездила в Париж по той летней программе изобразительного искусства?
- Fikirlerine katılmıyor musun?
- Я хочу уйти. - Что такое?
Katılıyor musun, katılmıyor musun?
Или-или.
Katılmıyor musun?
Несогласна?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]