Olduğu translate Russian
46,482 parallel translation
Star City'nin kardeş şehri Rusya'da olduğu için şanslısın.
Повезло, что город-побратим Стар Сити находится в России.
- O zaman ödeştik ve işler de Bratva'da olduğu gibi olacak.
- Тогда мы в расчете. И возвращаемся к тому, как в Братве делаются дела.
Onun sadık olduğu kişi Kovar ama Gregor, Pakhan.
Он предан Ковару, но ведь Грегор - пахан.
- Diğer iş? Queen ile ilgili Rusya'da başka bir şey bulamadım ama orada olduğu zamanki suç hareketlerini inceledim ve çok ilginç bir şey buldum. - Hayır.
- Что насчёт остального?
- Bu mevzunun karışık olduğu.
Я думаю, что все это очень сложно.
Edlund'un eskiden üye olduğu bir sağlık grubu.
Имя Эдланд числилось в группе поддержки.
Şifresi 1234'müş ve kendisi çok orijinal olduğu için masaüstünde "Oliver Queen Bilgi" yazan bir klasör vardı. - Hızlı oldu.
– Быстро ты.
Bizim öğrenmek istediğimiz "chuchang" in ne olduğu.
Но мы хотели выяснить, что такое чуканг?
Liza Warner'ı yakalamayı dert edinmeye ne dersin? Ama kendini sorumlu gördüğün için değil Liza bir suçlu olduğu için.
Почему бы тебе не заняться поимкой Лизы Уорнер и не потому что ты в ответе, а потому что она – преступник.
Yeni gelen bilgilere göre SSB Dedektifi William Malone'un cinayetiyle ilgili büyük bir örtbas olduğu ortaya çıktı.
Недавно появилась информация, что в деле смерти детектива Мэлоуна пытались сильно исказить данные.
Bazı günler şehir olduğu yere yığılmak istiyormuş ve bizim tek yaptığımız ise kaçınılmaz sonu ertelemekmiş gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Иногда я остро чувствую, словно город хочет уничтожить сам себя, а мы всего лишь откладываем неизбежное.
Tek bildiğim, yeni başkanın bana zam borcu olduğu.
Что я точно знаю, это то, что следующий мэр уже задолжал мне повышение.
Tüm kartlar açık. Eskiden olduğu gibi.
Как говорят, карты на столе.
Babamı sırf listende bir isim olduğu için öldürdün.
Ты убил моего отца, Потому что он был указан в списке.
Tüm bunların bir kahramanlık mücadelesi olduğu fikri bir bahane.
Смысл в том, что все эти вроде как героические подвиги - это просто предлог.
Chase'in, New Jersey'de olduğu istihbaratı bir Argus dronundan geldi.
Сведения о том, что Чейз в Нью Джерси пришли с дрона Аргуса.
Çoğu insanın varlığından bihaber olduğu kötülüklerle yıllarca uğraştın.
Ты 10 лет разбираешься с ужасами, о которых большинство людей не подозревает.
Ama davada olduğu gibi, yapmam gerektiği gibi...
Тогда, также как и при импичменте, мне необходимо...
Chase bir sebepten buraya gelmeni istediyse hangi katta olduğu konusunda daha açık olabilirdi.
Если Чейз хотел заманить тебя сюда, мог бы уточнить, на какой этаж.
Siklotrizan ama çok kararsız bir madde olduğu için yurt içinde yapımı yasak.
Циклотризан. Но он крайне нестабилен, так что он запрещен к внутреннему производству.
Aerosol şeklinde olduğu için nasıl isterse öyle yayar.
Он в виде аэрозоля, так что как захочет.
Bu saatten sonra neden olduğu kimin umurunda?
В таком случае, кого волнует зачем?
Eski bölge savcısı Adrian Chase aralarında kasıtlı adam öldürmenin de olduğu pek çok suçlamayla karşı karşıya.
Бывший окружной прокурор Эдриан Чейз обвиняется в многочисленных убийствах, помимо других преступлений.
Silahlı ve tehlikeli olduğu not edilsin.
Считайте, что он вооружён и опасен.
Nerede ya da nasıl olduğu umurumda değil onun bulunmasını istiyorum.
И плевать, сколько на это уйдёт сил. Я хочу, чтобы его нашли!
Orada bir hayat olduğu sürece Khatri o hayata değer vermek zorunda.
Пока она жива, Катри должна сохранять ее жизнь. Мы все должны.
Deli olduğu için onu öldürmedim.
Я убил его не потому, что он сумасшедший.
Bugün BM kaynaklarınca gemideki kanıtların kesin olarak Mao-Kwikowski Ticaret'in yan kuruluşu Protogen Şirketi'yle bağlantılı olduğu ve Protogen'in tüm kurumsal varlıklarının dondurulduğu teyit edildi.
— егодн € источники в ќќЌ подтвердили, что улики, обнаруженные на борту, однозначно указывают на корпорацию "ѕротоген", дочернее предпри € тие "оргового дома" ћао - виковски ".
- Kötü olduğu konusunda çok haklısın!
Ёто точно, плохо!
İskele kapalı olduğu için bir hava kilidi bulabileceğimizi düşündük.
ƒумали, найдЄм входной шлюз, раз уж порт не работает.
Ancak tüm istasyon kapalı olduğu için içeri giremedik.
Ќо все входы на станцию перекрыты. ћы не смогли попасть внутрь.
Ancak Nauvoo'nun hızı ve yörüngesi göz önüne alındığında Eros'la çarpışma rotasında olduğu belli, ki bu da yalan söylediği anlamına gelir.
Но, учитывая скорость и траекторию "Нову", он шёл на столкновение с Эросом. А значит, Джонсон лжёт.
Sanırım biz termodinamik yasalarının hâlâ geçerli olduğu atık ısıya bakıyoruz.
Думаю, это избыточное тепло. А значит, законы термодинамики пока ещё действуют.
Mars uzun zaman önce koloni hâline gelmiş ve insanlığın sahip olduğu en iyi bilim insanları ve teknologlarla dolmuştu.
Марс - уже давно является колонией, и в ней собрались лучшие умы и руки человечества.
Ortak görüş, Eros'un yeni bir Mars sıfır-atalet sürücüsü testi olduğu yönde.
ЯНУС : Мы пришли к выводу, что на Эросе Марс испытал новый безынерционный двигатель, в разработку которого они вкладывают колоссальные ресурсы уже более 10 лет.
Daha önce mümkün olduğu düşünülenden bile yüz kat daha iyi.
Экономия топлива была колоссальная - в сто раз лучше, чем это считалось возможным.
Janus bunun yıllarca tümüyle başarısız olduğu hâlde inanılmaz ölçekte sarsıcı gelişme gösteren yürüttükleri bir teknolojiye ait yeni bir Mars silahı olduğunu düşünüyor.
Янус считает, что это некое новое оружие Марса, какой-то невероятный прорыв колоссального масштаба в технологии, которую им не удавалось разработать уже долгие годы.
Dresden'in çalışanları Anubis'i kaybettiklerinde proje olduğu yerde kaldı.
Когда люди Дрездена потеряли "Анубис", проект застопорился.
Ancak Eros'ta parmağı olduğu şu an çok belli.
Но теперь ясно, что он замешан в истории с Эросом.
Seni korumak için içinde 25 kişinin olduğu bir imha kapsülünün parçalara ayrılmasına izin verdim.
Я дал разнести вдребезги капсулу с 25 людьми, чтобы защитить тебя.
Acaba sizi gönderdiğim kayanın nükleer bir ateş topunda niye patladığı hakkında mı yoksa bulmanız için görevlendirdiğim DGİ teknisyenine ne olduğu hakkında mı?
О том, почему скалу, на которую я вас послал, разнёс атомный взрыв? Или о том, что стало с агентом СВП, которого я просил вас найти?
Karanlıkta yüzüyor, radarda zar zor görüntülense de bir yaşam döngüsü var, ki bu da birinin evi olduğu anlamına gelir.
Она не обслуживается, даже на радаре еле видна. Но там есть жилое кольцо, а значит, кто-то дома.
Neden? - Çünkü gün boyunca dairemin ne kadar boktan olduğu konusunda endişelendin.
Потому что ты весь день психовала из-за того, что мой дом — помойка.
Bugün olduğu gibi gelip gözlerime bakacak ve onları nasıl yüzüstü bıraktığımı anlatacaksın.
Вы посмотрите мне в глаза, как сегодня, и скажете, что я делаю не так.
Zırhı olduğu için şövalyedir diye düşündüm.
Она в доспехах была, вот я и решил, что она рыцарь.
Ama Kuzey benim evim olduğu için kabul ettim.
Но согласился, потому что Север — мой дом.
Her şeyin mümkün olduğu sihirli bir dünyada yattım her gece yatağa.
Каждую ночь я засыпала, отправляясь в мир, полный магии, где всё было возможным.
Atsula, insanlar ve tanrıları arasındaki bariyerlerin önceden daha ince olduğu konusunda Nunyunnini ile konuştu.
Атсула воззвала к Нуниуннини, потому что границы между людьми и их богами были слабее.
Alıp hiçbir yere gitmiyorsun ölü karı en azından bensiz en azından o para tekrar cebime, ait olduğu yere girene kadar.
Ты никуда не поедешь, мертвая жена, без меня никуда, пока та монета не вернется мне в карман, - туда, где ей и место.
Benden nefret ediyor olması kızım olduğu gerçeğini değiştirmez.
От того, что она ненавидит меня, она не перестаёт быть моей дочерью.
- Evet çünkü Chase en azından Black Siren, Evelyn Sharp, Talia al Ghul'un de dahil olduğu bir ordu insanı kontrol ediyor.
Да. Чейзу помогают Чёрная Сирена,